Asırlar boyunca Kudüs'te barışı gerçekleştiren ecdadın kemiklerinin sızladığı, bu çağda yaşamaktan insanın utandığı, tarihin affetmeyeceği bir zulme şahit oluyor dünya. Tarih yüzyıllarca farklı inançlardan, kültürlerden, ırklardan pek çok insanı barış içerisinde Filistin'de yaşatmıştır. Ancak 1948 yılından bu yana Kudüs'te Filistin'de büyük bir işgal vardır. Filistinlilerin toprakları işgal edilmiştir, evlerinde çıkarılmışlarıdır. Filistin'den sürülmüş Müslümanlar, dünyanın çeşitli yerlerinde sıkıntı içerisine girmişlerdir.
Bütün dünyanın güzü önünde Mescid-i Aksa'da yapılan zulmün İsrail'in ne kadar acımasız, barıştan uzak bir anlayış içerisinde olduğunu bir kez daha gösterdi. İsrail'in zulmü gittikçe katlanıyor. Filistinlileri evlerinden çıkarmaları, evlerini işgal etmeleri zulmün çok büyük bir şekilde açıktan yapıldığının göstergesidir. Kendini savunma yalanıyla önce borbardımana tutulan Filistin, yasaklı silahlarla yasaklı bombalarla haince vurulduktan sonra tüm dünyayı ayağa kaldırması gereken hastane saldırısıyla hainliği zirveye taşımıştır.
Filistin'deki tarihi mekanlar tarumar edilerek, şehrin kadim değerlerle bağları kopartılmaya çalışılırken halkın tüm imkanlarına el konuluyor, çeşitli baskı ve uygulamalarla halk, şehri terk etmeye zorlanıyor. Bu bilinçli istila politikalarıyla dünyanın değişik ülkelerinden zaman zaman zorlama ve şantajlarla Yahudiler, Filistin topraklarına taşınmaya başlamıştır. Böylece küçük alanlarda başlayan toprak istilası, her geçen gün Yahudi nüfusun arttığı planlı bir işgale dönüşmüştür. Böylece Filistin topraklarının işgaliyle başlayan süreçte Filistinliler baskı, zulüm, işkence ve hatta katliama maruz kalmış, her türlü hak ve özgürlükten mahrum bırakılmış, tüm imkanları talan edilerek gasp edilmiştir. Dünyanın gözü önünde bir katliam ve soykırım yaşanmaktadır. İslam coğrafyasının merkezinde bir avuç azınlık olarak inşa edilen işgalci yapı, devletleşme sürecinde başta Amerika Birleşik Devletleri gibi güçlü devletlere sırtını yaslamanın rahatlığıyla uluslararası hukuku, ahlakı, inançları, kutsalları hiçe sayarak pervasız ve şımarık tavırlarıyla Ortadoğu'da katliam yapar olmuştur. Peygamberler şehri adeta kavganın ve işgalin şehri haline getirtilmeye çalışılıyor. Fosfor bombası kullanarak savaş suçu işleyen ve bu durumdan rahatsızlık duymayan İsrail adeta tüm dünyanın gözüne sokarcasına katliamlarına her gün yenilerini ekliyor.
İnsanlığa ve kutsallara saygısı kalmamış, hukuktan ve ahlaktan yoksun, resmen kana susamış, bebek katili bu işgalci devletin yok etme politikalarına Dünya güçleri tarafından bir an önce son verilmelidir.