Seçer, 'Kırmızı Lacivert İş Hanı'nı yıkmak zorundayım'Haber: Seren SABUNCU
Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanı Vahap Seçer MEPİAD(Mersin Perakendeci İş Adamları Derneği)'nin Nobel Oteli'nde düzenlediği etkinlikte şehrin dinamikleriyle bir araya geldi. Seçer uzun zamandır tartışma konusu yaratan Kırmızı Lacivert İş Hanı hakkında konuşarak, 'Ben hukuken de söylüyorum bunu; Kırmızı Lacivert İş Hanını yıkmak zorundayım' dedi. Binanın boşaltılmasına tepki verenlere de seslenen Seçer, 'Esnafı mağdur etmemek adına merkezi bir yer olsun diye Zafer Çarşısı için Milli Eğitim'e bağlı Öğretmen Evi'nin yanındaki araziyi talep ettim ama olumsuz sonuç aldım. Biz MESKİ'ye ait olan adliyenin yanındaki araziyi Adalet Bakanlığı'na bağışladık Mersin adına. Ama iş bana geldi mi sanki başka bir ülkenin şehriymişiz gibi davranılıyor. Mersin bu ülkenin üvey evladı mıdır?' ifadelerine yer verdi.
'MERSİN BU ÜLKENİN ÜVEY EVLADI MIDIR?'
Uzun bir süredir tartışılan Kırmızı Lacivert İş Hanı konusu tekrardan gündeme geldi. Seçer, 'Orayı keyfimizden boşaltmadık. Ben de esnafın mağdur olmasını istemem ama deprem riski var ve ben bu sorumluğu vicdanen alamam, kaldıramam. Ki zaten yasalar da bu yönde' dedi.
Başkan Seçer yıkım konusunun uzun zamandır gündemde olduğunu hatırlatarak, 'Kırmızı Lacivert İş Hanı'nı yıkmak zorundayım. Yapacak hiçbir şey yok. Bu konuya benim dönemimde kucağımda kalmış bir konu olarak bakmanızı istiyorum. Ancak yeni bir konu değil. Biz birkaç yıldır kendileriyle görüşüyoruz. Zafer Çarşısı'nda olan dükkanların tamımı Mersin Büyükşehir Belediyesine ait ve oradaki esnafların tamamı bizim kiracımız. Biz hukuki çerçevede bu dükkanların belirli bir zaman içerisinde boşaltılmasını kendilerinden istedik. Ama şöyle bir yaklaşım oldu; 'biz burada kiracıyız, burası da belediyenin. Belediye bize yeni bir yer yapmak zorunda! Yapsın ondan sonra boşaltalım burayı.' Bir şahsın olsa aynı düşünce olmazdı bu arada. Şimdi böyle bir düşünce olmaz. Benim partim iktidar olsa, sizin yardımınıza ihtiyacım olmazdı. Üzerime düşen ve makul olan her şeyi yapıyorum ben. Adalet Bakanı MESKi'ye ait olan adliye yanındaki arsayı istedi Mersin adına ben orayı Adalet Bakanlığı'na bağışladım. Satmadın bakın, bağışladım kimin malını kime satacağım zaten. Ben bunu Mersin adına bağışladım zaten' dedi.
Esnafı mağdur etmemek adına merkezde olabilecek bir yer olması gerektiğinin altını çizen Seçer, 'Zafer Çarşısı için Öğretmen Evi'nin yanındaki araziyi talep ettik ama olumsuz sonuç aldık. Milli Eğitim'in yeri, Milli Emlak bana devredebilir dedim. Ben iktidar değilim. Bir buçuk ay sonra iktidar olacağım. Ben orayı alırım, yaparım. Siz görevinizi yapmadınız, Ak Parti görevini yapmadı. Orayı bize tahsis etmiş olsalardı şimdi biz mesafe almış olurduk. Bu iş çözülebilir. Milli Emlak'ın şehir merkezinde onlarca yeri var. Sözümün arkasındayım. Biz MESKİ'ye ait olan adliyenin yanındaki araziyi Adalet Bakanlığı'na bağışladık Mersin adına. Ama iş bana geldi mi sanki başka bir ülkenin şehriymişiz gibi davranılıyor. Mersin bu ülkenin üvey evladı mıdır?' ifadelerine yer verdi.
'ONUN DIŞINDA YAPABİLECEĞİM BİR ŞEY YOK'
'Sonuç olarak, kırmızı lacivert binayı ben yıkmak zorundayım' diye tekrar eden Seçer şöyle devam etti, 'Hukuken de bu böyle. Depremlerden sonra da bu yıkım kararı yetkisi ilçe belediyelere de verildi. Yani biz bu yeri görmezden gelsek bile ki mümkün değil, ilçe belediye yıkacak o binaları. Benim şu saatten sonra yapacağım, mümkün olduğunca yıkım işlemlerinin yasal olarak işlemlerini uzatabilmek. Onun dışında yapabileceğim bir şey yok. Zeki Ayan Fabrikası'nın olduğu bölge önerildi bize. Biz açığız. Merkezde bir yere açığız biz. Çünkü ancak merkezi bir yer işinizi görür.'