Tuğçe Dokumacı

Şiilik, İslam'ın ilk dönemlerinden itibaren ortaya çıkan bir mezheptir. "Şii" kelimesi, Arapça'da "takipçi" anlamına gelen "Şia" kelimesinden türemiştir. Şiiler, Hz. Ali'yi ve onun soyunu, İslam dünyasının meşru liderleri olarak kabul ederler. Hz. Ali, İslam peygamberi Muhammed'in (sav) kuzeni ve damadı olarak, Müslümanlar arasında büyük bir saygı görmüştür. Ancak, Muhammed'in ölümünden sonra Müslümanlar arasında liderlik konusunda anlaşmazlıklar çıkmış, bu da İslam dünyasında bölünmelere neden olmuştur.

Başlangıç: Ali ve Halifelik

Muhammed'in (sav) ölümünün ardından Müslümanlar arasında liderlik konusunda tartışmalar başladı. Bir grup Müslüman, Hz. Ali’nin Muhammed'in (sav) halefi olması gerektiğine inanıyordu. Ancak, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman’ın halife seçilmesiyle bu grup muhalefette kaldı. Hz. Osman'ın ölümünden sonra, 656 yılında Hz. Ali halife oldu. Hz. Ali'nin halifeliği döneminde çıkan iç savaşlar (Cemel ve Sıffin savaşları) ve ardından gerçekleşen suikast sonucu öldürülmesi, Şiilik hareketini güçlendirdi.

Alt Geçit Yapın Öğrenciler Ölmesin Alt Geçit Yapın Öğrenciler Ölmesin

Karbela Olayı ve Şiiliğin Pekişmesi

Şiilik, özellikle 680 yılında gerçekleşen Karbela Savaşı ile büyük bir önem kazandı. Bu savaşta Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hüseyin, Emevi Halifesi Yezid'e karşı isyan etti ve Kerbela’da şehit edildi. Bu olay, Şiiler için büyük bir trajedi olarak kabul edilir ve her yıl Aşura Günü’nde anılır. Karbela Olayı, Şiilik inancının sembolik ve duygusal temel taşlarından biridir ve Şii kimliğinin şekillenmesinde kritik bir rol oynamıştır.

İmamet Doktrini

Şiiler, İslam dünyasının liderliği konusunda İmamet doktrinini savunurlar. Bu doktrine göre, İmamlar, Hz. Ali’nin soyundan gelen, ilahi olarak belirlenmiş liderlerdir. Şiilerin çoğunluğunu oluşturan İmamiye (Twelve İmams) mezhebi, on iki İmam’ı kabul eder ve son İmam’ın (Mehdi) kayıp olduğuna, kıyamet gününe yakın bir zamanda ortaya çıkacağına inanır. Bunun yanı sıra, İsmailiyye ve Zeydiyye gibi farklı Şii mezhepleri de mevcuttur.

Şiilik ve Siyaset

Tarihte, Şiiler genellikle Sünni yöneticilere karşı muhalif bir konumda bulunmuşlardır. Bu durum, Şiilerin yaşadığı birçok toplulukta azınlık statüsünde olmalarına ve zaman zaman baskılara maruz kalmalarına neden olmuştur. Ancak, 16. yüzyılda Safeviler, İran’da Şiiliği resmi devlet mezhebi haline getirdi. Bugün, İran, Şiiliğin en büyük merkezi konumundadır ve Şii inancı, İran İslam Cumhuriyeti'nin resmi mezhebi olarak kabul edilmektedir. Bunun yanı sıra, Irak, Bahreyn, Azerbaycan, Lübnan ve Yemen gibi ülkelerde de önemli Şii toplulukları bulunmaktadır.

Günümüzde Şiilik

Günümüzde Şiilik, dünya çapında yaklaşık 200 milyon insan tarafından yaşanmaktadır. Şii Müslümanlar, kendi dini uygulamaları, ritüelleri ve toplumsal yapıları ile özgün bir inanç sistemine sahiptir. Aşura ve Erbain gibi dini etkinlikler, Şiiler için büyük öneme sahiptir ve bu günlerde yapılan merasimler, geniş kitlelerce takip edilir. Şii topluluklar, eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler gibi alanlarda önemli yatırımlar yapmış ve bu alanlarda kendilerine özgü kurumlar geliştirmişlerdir.

Şiilik, İslam’ın ilk dönemlerinden itibaren var olan, kendine özgü inanç ve uygulamaları olan bir mezheptir. Hz. Ali ve onun soyunun İslam dünyasının meşru liderleri olarak kabul edilmesi inancına dayanır. Tarih boyunca çeşitli siyasi ve dini gelişmelerle şekillenen Şiilik, günümüzde de dünya genelinde önemli bir yer tutmaktadır.

Kaynak: Tuğçe Dokumacı