Ahmet Sütcü
Bugün, Soma'da yaşanan ve 301 madencinin yaşamını yitirdiği trajik maden faciasının 10. yıldönümü; bu kara gün, Türkiye'nin ve madencilik tarihinin en acı sayfalarından biri olarak anılmaya devam ediyor.
10 yıl önce, 13 Mayıs 2014'te, Manisa'nın Soma ilçesinde, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. tarafından işletilen bir maden ocağında Türkiye'nin en büyük maden faciası yaşandı. Cumhuriyet tarihinin en büyük iş cinayeti olarak kaydedilen bu olayda, 301 madenci hayatını kaybetti.
Olay günü, madenin içinde yaklaşık 787 işçi bulunuyordu. Facianın başlama nedeni olarak madende kullanılan elektrik trafolarının patlaması gösterildi. Bu patlamanın ardından hızla yayılan yangın, madencilerin kaçış yollarını kapatarak, birçok işçinin içeride mahsur kalmasına neden oldu.
Neler Yaşandı?
Facianın tetikleyicisi, madenin 400 metre derinliğinde bulunan elektrik panosundan çıktığı düşünülen yangındı. Yangın sırasında madende 787 işçi bulunmaktaydı. Çıkışa yakın konumda olan bazı işçiler kendilerini dışarı atmayı başarırken, 300'e yakın işçi yoğun duman ve alevler arasında yaklaşık 800 metre derinlikte mahsur kaldı. Kurtarma çalışmaları sonucunda sadece yaklaşık 30 işçi hastaneye kaldırılabildi.
Kurtarma çalışmaları hemen başlatılsa da, madendeki metan gazı yoğunluğu ve yangının şiddeti, kurtarma ekiplerinin işini zorlaştırdı. Facianın ardından Türkiye genelinde ulusal yas ilan edildi, ancak bu, halkın öfkesini dindirmeye yetmedi. Olayın ardından başlayan soruşturmalar, güvenlik ihlalleri ve denetim eksiklikleri olduğunu ortaya çıkardı.
Soma maden faciası, Türkiye'de iş güvenliği ve madencilik sektöründeki sorunlara dikkat çekti. Facianın ardından hükümet, maden güvenliğini artırmak ve benzer trajedilerin önüne geçmek için yasal düzenlemeler yapma sözü verdi. Ancak, bu sözlerin yeterince yerine getirilip getirilmediği, halen tartışma konusu.
Ulusal Yas ve Yargı Süreci
Facianın ardından Türkiye genelinde üç günlük ulusal yas ilan edildi. Facia, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde iki gün ve Pakistan'da bir gün süreyle ulusal yası da beraberinde getirdi.
Adalet arayışı ise çetin geçti. Facianın ardından açılan davada, madenin sahibi Alp Gürkan ve diğer yöneticileri kapsayan yargı süreci uzadı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı MİGEM, Çalışma Bakanlığı müfettişleri ve TKİ sorumluları yargı sürecine dahil edilmedi. Mahkeme, 11 Temmuz 2018'de, madenin yönetim kurulu başkanı Can Gürkan'ın yangınlar ve yapısal eksiklikler konusunda bilgisi olduğunu kabul etmesine rağmen sadece 15 yıl hapis cezasına hükmetti.
Adaletin Gölgesi
Bu karar, kamuoyunda büyük bir hayal kırıklığı yarattı ve adaletin tam anlamıyla sağlanmadığı eleştirilerine yol açtı. 10 yıl sonra, Soma maden faciası hâlâ adalet arayışı, güvenlik ihlalleri ve denetim eksikliklerinin gölgesinde anılıyor.
Bu facia, Türkiye'nin yanı sıra uluslararası alanda da geniş yankı buldu ve dünya genelinde maden güvenliği standartlarının gözden geçirilmesine neden oldu. Soma'daki bu elim kaza, maden işçilerinin yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için atılacak adımların ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.