Sağlık

Stres, Vücudumuzun En Çok Hangi Bölgelerinde Birikir?

Vücudumuzda olan hiçbir şey nedensiz değil. Gelin stresinizin gerçekten sizi bekleyen olası bir hastalıktan dolayı mı yoksa belli nedenlerden dolayı tetiklenen bir anksiyete atağı mı olduğunu anlayabilmeniz için size birkaç ipucu verelim...

Abone Ol

Vücudumuz, bizi canlı ve sağlıklı tutmak için birlikte çalışan bir dizi benzersiz sistemden oluşur.

Bazen, özellikle yoğun, stresli veya endişeli olduğumuzda, sonuç genellikle artan anksiyete, panik ve yaklaşan felaket hissi olabilir. Bunu deneyimlediğimizde, fiziksel belirtilerimiz de genellikle yoğun hissedilir, çünkü stres ve endişemiz ciddi bir tıbbi durum yaşayabileceğimiz sistemlerde tezahür eder. Daha doğrusu bize öyle hissettirir.

Bunu anlamanın ise birkaç yolu var.

Vücudumuzdaki farklı bölgelerin strese nasıl tepki verdiklerinin anlaşılması, fiziksel bir anksiyete atağı veya gerçek bir tıbbi aciliyeti ayırt etmekte yardımcı olur. Gelin vücudun stres ve aşırı yüklemeye karşı yaygın tepkilerinden birkaçını ve nerede meydana geldiklerini inceleyelim.

Kas sistemi

Endişe, stres ve kaygı yaşadığımızda kaslarımız genellikle gerilir. Kaygı merkezlerimizin çoğunun kas olduğunu düşündüğümüzde, bu bölgelerin neden stresli olduğumuzda bu kadar yoğun bir şekilde tepki verdiğini daha iyi anlarız. Örneğin, mesanenin bir kas olduğunu anlamak, birçok kişinin kaygılı olduklarında sık sık idrara çıktığını açıklayabilir. Benzer şekilde, bazı insanlar sinirli olduklarında ishal yaşar. Rektumun bir kas tüpü olduğunu fark etmek bu fenomeni açıklar. Tabii ki kalp de bir kas olduğu için, stres yaşadığında gerilir ve daha çok çalışır. Kas sisteminin kaygıya verdiği yanıtlar, yoğun olmasına rağmen, daha büyük bir tıbbi aciliyeti işaret etmez.

Organlar ve kortizol

Kortizol, vücudun doğal olarak ürettiği stres hormonudur. Tetiklendiğinde aşırı üretir ve dağıtımını bağışıklık sistemi gibi diğer gerekli yerler yerine tüm vücuda yayar. Stres yanıtı sırasında, kortizol organlara, özellikle kalbe yönlendirilir, bu da kalp atış hızının artmasına neden olur; akciğerlere, bu da nefes almanın hızlanmasına neden olur; ve beyne, bu da baş ağrılarına, migrenlere ve beyin sisine neden olur. Bu yüzden, endişe yaşayan insanların genellikle nefes alamadıklarını, kalplerinin hızla attığını ve kafalarının karışık olduğunu ve odaklanamadıklarını bildirmeleri şaşırtıcı değildir. Bu fiziksel yanıtlar, kalp krizleri, anevrizmalar veya inmeler gibi ciddi sorunlarla karıştırılabilir.

Solunum sistemi

Korkuya karşı tepki verdiğimizde kendini koruma moduna girer. Artan kan basıncı ve artan solunum, vücudun adrenalinini 'savaş' tepkisine yönlendirmenin bir yoludur. Kaygılı kişi için bu, solunum sisteminin normal koşullarda olduğundan daha hızlı ve daha zor çalıştığına işarettir. Bu da baş dönmesi ve yüzeyel solunum veya nefes darlığı hislerine neden olabilir.

Merkezi sinir sistemi

Merkezi sinir sistemi - bir anlamda vücudun santrali - duyusal bilgileri almak ve işlemek ve bu bilgilere dayanarak vücuda sinyaller göndermek için çalışır. Duyusal bilgilerle aşırı yüklendiğinde, gönderilen sinyaller bir bireyin ruh hali ve duygularını olumsuz etkileyebilir. Örneğin, duyusal bilgiye aşırı tepki, beynin sinir sistemini hormonlar ve kortizol ile doldurmasına neden olabilir, bu da panik gibi fiziksel bir tepkiye yol açabilir ve panik hisleri kolayca daha ciddi fiziksel problemleri tetikleyebilir.

Tüm bu sistemler aynı anda aşırı çalıştığında ne olur?

Vücut sistem genelindeki savunma ve korku tepkisine ayak uydurmaya çalışırken genellikle yoğun anksiyete ve panik yaşar. Stres hali sürekli tekrarlanırsa buna alışırız. Bu bağlantıyı anlamak, yoğun duygular ve onlara karşılık gelen fiziksel tepkilerle uyumlu ve sağlıklı bir şekilde başa çıkmamız açısından hayati öneme sahiptir.