TANRIÇA AFRODİT’E ADANMIŞ ŞEHİR: AFRODİSİAS (3)
Antik kentin en önemli yapısının Afrodit Tapınağı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. On dört sütunuyla günümüzde ayakta olan tapınak, Anadolu’ya özgü İon tarzında yapılmıştır. Tamamı mermer olan tapınak, Afrodisias’a asıl kimliğini kazandıran aşk ve güzellik tanrıçasının muhteşem güzelliğini yansıtan büyüleyici bir yapıdır. Dış duvarlarının önemli bir kısmı ve apsisi günümüze kadar ulaşmış bu eşsiz tapınağın ilk yapımı Arkaik Dönem’e kadar uzanır. Tanrıçanın Afrodit Tapınağı’ndaki heykeli, Hellenistik Dönem’in aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit ile Anadolu’nun doğurganlık tanrıçası figürlerinin birleşimi gibidir. Afrodit kültünün kentteki yoğun etkisi, Roma İmparatorluğu’nun Hristiyanlığı resmi din kabul ettikten sonra da önemini korur ve tapınak 5. yüzyıla kadar kiliseye dönüştürülmez. Tapınağın İmparator Zeno’nun emriyle 481-484 arasında yıkıldığı düşünülür ve Hristiyan bazilikasına dönüşünce de gerçek kimliğini yitirir.
Afrodisias’ın yapılarından biri de dünyanın en görkemli ve en önemli antik yapılardan biri olan stadyumdur. Yapılan araştırmalarda Afrodisias stadyumunda, genellikle atletizm ağırlıklı oyunların düzenlendiği bilgisine ulaşılmıştır. 270 metre uzunluğu, 30.000 kişilik kapasitesi ve anıtsal kapısıyla antik dünyanın da en iyi korunmuş stadyumudur.
Gelelim Hadrian Hamamı’nın hikayesine. Roma İmparatoru Hadrian, Afrodisias’ı ziyaret etmiştir. Kent meclisi de bu önemli ziyaretin anısına onun adına hamam kompleksi yaptırmıştır. Bu hamamlar kadınlar ve erkekler için ayrı ayrı tasarlanmış iki büyük bölümden oluşur. Yapının kuzeydeki ana girişinin önünde, köşelerinde büyük sütunların yer aldığı mermer bir havuz yer alır. Hamamda birbirinden farklı işlevlere sahip soyunma-giyinme odası, soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümü gibi kapsamlı bir hamamda bulunması gereken bütün bölümler yer almaktadır.
Anadolu’nun en eski üç katlı sahne binası olan Afrodisias’ın tiyatrosu, 1. yüzyılın ilk yarısına tarihlenir. 8000 kişilik kapasiteye sahip olan tiyatronun sahne binasının duvarlarında, Afrodisias’ın tarihiyle ilgili önemli gerçekleri açığa çıkaran yazıtlar yer alır.
Maske ve girland frizleri, şehrin meydanlarında yer alan İon düzenindeki revakları süslerdi. Kuzey Agora ve Palmiye Parkı'nı sarar, Bazilika'nın içini çevreler ve Doğu Propylon boyunca uzanırlardı. Kurdeleler, yapraklar ve çeşitli meyvelerden oluşan girlandlar, tiyatro maskesi betimleri üzerinde bağlanmışlardır. Afrodisias antik kentinin girişinde ve Afrodisias Müzesi’nin tam karşısındaki meydanda, aslında farklı farklı yerlerdeyken sonradan bir araya getirilen bu maske ve girland frizlerinden oluşan duvar yapısı, kanımca Afrodisias’ın en dikkat çekici yeridir. Antik dünyanın herhengi bir yerinde bu kadar çok maskı göreceğiniz başka bir yer de yoktur. Maskları kesinlikle çok yakından incelemelisiniz. Her bir maskın çehresinde apayrı bir mimiği gözlemlediğinizde, biraz ürkebilirsiniz. O kadar ifade yüklü bakışlara sahiptir ki masklar, şahsen ben bu ürküntüyü hissettim.
Sebasteion, Roma’nın ilk beş hükümdarını ifade eden Julio-Claudian Hanedanı’na adanmış bir tapınak kompleksidir. Üç ana yapıdan oluşan anıtta, muhteşem kabartmalar ve dekor panelleri yer alır. Sebasteion Propylon'unun batı tarafının anastylosis'i (yani antik bir yapının her bir taşına kadar birebir şekilde restorasyonu) 2012’de başlamış, 2015’e kadar sürmüştür. İon düzenindeki mevcut bloklar onarılmış ve korunmamış olan sütun, sütun başlığı, arşitrav-friz bloğu parçaları da kopyalanarak cepheye yerleştirilmiştir.
6. yüzyıldan sonra eski önemini kaybeden kent, 12. yüzyıldan sonra da tamamen terk edilir. 11 ve 13. yüzyıllar arasında bölgeyi Selçuklular ellerine geçirmişler ve burası Türkmen boylarınca iskân edilir 1260 yılından itibaren Türklerin egemenliğiyle birlikte Karia ismi Geyre’ye dönüşmüştür. 1413’te II. Murat, Karacasu topraklarını Osmanlı İmparatorluğu’na katmıştır. 7. yüzyıldaki depremden sonra Afrodisias bakımsız bir duruma düşer. Afrodisias’ta Ön Asya kökenli İştar, Asterte, Anadolu kökenli Kybele ve Grek kökenli Afrodit kültlerinin birleşmesinden oluşan doğa ve bereket tanrıçası nitelikli Afrodisias Afrodit’i gelişmeye başlamış ve Afrodit Tapınağı kurularak şehir inanç merkezi haline gelmiştir. 2017’de, Unesco 41. Dünya Miras Komitesi Toplantısında Afrodisias, Unesco Dünya Miras Listesi’ne dahil edilir.
Afrodisias, Dünya Miras Listesi’nde yer alan en çarpıcı kentlerdendir. Afrodisias heykelcilik okulunun heykeltraşları, yöredeki mermer kaynaklarını ustaca kullanarak büyük bir üne kavuşurlar. Ünlü heykel okuluyla bir sanat merkezi konumunda olan kentte yer alan Afrodit Tapınağı, antik dünyanın en iyi korunmuş stadyumu ve kentin simgesi olarak bilinen Tetrapylon adlı anıtsal kapı, dramadan seçilmiş tanrı, kahraman, vatandaş, köle, asker ve sporcu gibi tiplemeleri temsil eden maske betimleri ve kentin hemen girişinde, onlarca lahitin üzerindeki muhteşem kabartmalar kesinlikle görülmeye değer.