Devrim KARTAL
İlçe, tarihi yerleri ve arkeolojik alanlarıyla ziyaretçilerini adeta zamanda bir yolculuğa çıkarıyor.
Tarsus'un en bilinen tarihi yapılarından biri, Aziz Paulus Kilisesi'dir. Hristiyanlık tarihi açısından büyük önem taşıyan bu kilise, Hristiyan dünyasında önemli bir ziyaret noktasıdır. Kilisenin yanı sıra, Aziz Paulus’un doğduğu ev olarak bilinen yapı da ziyaretçiler için büyük bir ilgi odağı oluşturuyor.
Bir diğer önemli tarihi alan, Roma İmparatorluğu döneminden kalma Cleopatra Kapısı'dır. Bu tarihi kapı, Tarsus'un simgelerinden biri haline gelmiş durumda. Cleopatra Kapısı, Mısır Kraliçesi Kleopatra ve Roma İmparatoru Antonius'un buluştuğu yer olarak da biliniyor.
Tarsus ayrıca, antik çağlardan kalma birçok ören yeri ve arkeolojik kazı alanına da ev sahipliği yapıyor. Bunlar arasında, antik Tarsus Şehri'nin kalıntıları ve tarihi su yolları da bulunuyor. Bu alanlar, geçmiş medeniyetlerin yaşam tarzları ve mimari yapıları hakkında ziyaretçilere önemli bilgiler sunuyor.
Tarihi yapılara ek olarak, Tarsus'ta bulunan Tarsus Şelalesi ve Berdan Nehri gibi doğal güzellikler de ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Bu doğal alanlar, tarihi yapıların yanı sıra ilçenin doğal zenginliklerini de gözler önüne seriyor.
Tarsus Belediyesi ve yerel yönetimler, ilçenin tarihi ve kültürel mirasını korumak ve tanıtmak için çeşitli çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmalar, Tarsus'un tarihi ve turistik potansiyelini artırıyor ve ilçeyi yerli ve yabancı turistler için daha cazip bir destinasyon haline getiriyor.
Kısacası, Tarsus'un tarihi yerleri, zengin kültürel ve tarihi mirasıyla ziyaretçilerini geçmişin izlerini sürmeye ve tarih öncesinden günümüze uzanan bir yolculuğa çıkmaya davet ediyor. Bu tarihi zenginlik, Tarsus'u sadece Mersin'in değil, Türkiye'nin de önemli turistik merkezlerinden biri yapmaktadır.