Haber: Meryem Karadağ
Kültür ve Sanat alanında beklediği değeri bir türlü alamayan tiyatrocular bu yıl da Dünya Tiyatro Günü'nü buruk kutluyor. Mersin Ekip Tiyatro Genel Sanat Yönetmeni Melih Kayadelen, 'Pandemi döneminden yeni çıkmışken, yeni yeni kendimizi toparlarken depremlerle, sel felaketiyle yeniden yeni bir enkaz altında kaldık. Her iki dönemde de tiyatro derin yaralar aldı. Kısa bir sessizlik döneminin ardından yeniden sahnelerimizi açtık. Çünkü şimdi hayatın bize dayatmalarına rağmen, hayata tutunma zamanı' diye konuştu.
'Hayata Tutunma Zamanı'
27 Mart Dünya Tiyatro Günü'ne özel İmece Gazetesi'ne konuşan Mersin Ekip Tiyatro Genel Sanat Yönetmeni Melih Kayadelen bu yıl da Dünya Tiyatro Günü'nü buruk kutlayacaklarını ifade etti. Kayadelen, 'Son üç yıldır olduğu gibi 27 Mart Dünya Tiyatro Günü'nü yine buruk kutluyoruz. Tiyatro binlerce yıldır insanın hüzünlerini, sevinçlerini sahneye yansıtırken, son yıllarda hüzünlerden, acılardan umut ve direnç yaratmaya, duyarlılığımızı artırmaya çalışıyor. Bu yüzden tiyatro hayatımızın tam orta yerinde duruyor. Pandemi döneminden yeni çıkmışken, yeni yeni kendimizi toparlarken depremlerle, sel felaketiyle yeniden yeni bir enkaz altında kaldık. Her iki dönemde de tiyatro derin yaralar aldı. Kısa bir sessizlik döneminin ardından yeniden sahnelerimizi açtık. Çünkü şimdi hayatın bize dayatmalarına rağmen, hayata tutunma zamanı' dedi.
Dayanışma vurgu yaptı
Kayadelen dayanışma vurgusu yaparak şöyle konuştu, 'Deprem öncesinde yaptığımız şeylerden başlayarak, onlara tutunarak, ama asla kaldığımız yerden devam edemeyeceğimizin bilinciyle, hayatımıza yeniden başlamalıyız ve kendimizi iyileştirmeliyiz. Yaşantılarımızı ortaklaştırdığımız insanlarla birlikte direnme, dayanışma ve mücadele etme gücümüzü artırmaya ihtiyacımız var. Bu bilinçle Ekip ailesi olarak biz, hayal ettiğimiz bir hayatı yeniden inşa etmek için sanatla iyileşmek üzere açtık perdelerimizi 8 Mart'ta. Cumhuriyetimizin yüz yılının bitmesine sayılı günler kaldığı şu dönemde daha çok çalışmalı, daha çok mücadele etmeliyiz. Bu zor, olağanüstü günlere rağmen Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının başlangıcını coşkuyla kutlamak, özgür, laik ve barış içinde yaşayacağımız bir Türkiye için sanatın öneminin farkındayız. Şimdi dayanışma ve yeni hayatımızı kurma zamanı. Şimdi tiyatro zamanı.'