Türkiye Komünist Partisi (TKP), güncel toplumsal gelişmelere ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, hem iktidarın politikalarını hem de muhalefetin tutumunu sert biçimde eleştirerek bir eylem çağrısı yayımladı. “HÜKÜMETE DİZ ÇÖKMÜYORUZ” başlıklı açıklamada, 8 Nisan Pazartesi günü İstanbul Beşiktaş, Ankara Ulus ve İzmir Alsancak’ta eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek eylemlerle “diz çökmeme” tutumunun kamusal alanda ifade edileceği duyuruldu.

TKP, açıklamasına şöyle başladı:

“Halkımız, başta öğrenciler olmak üzere, büyük oranda örgütsüz ve dağınık girilen bir süreçte iktidarın genel oy hakkını gasp etme girişimine karşı tarihsel bir karşı koyuş sergilemektedir. Bu karşı koyuş, kendisini, çok geniş kesimlerin politik bir tutum almasına yardımcı olan farklı mecra ve araçlarla ifade etmektedir. Sokak eylemlerinden ürün boykotuna varıncaya kadar, protesto biçimlerinin her birine dair söylenebilecek çok şey olsa da, katılımı yaygınlaştıran bu mecra ve araçların toplamda son derece anlamlı bir toplumsal iklim yarattığı ortadadır.”

“Bu enerji, sadece tepki değil; ideolojik yönelimdir”

TKP, bu tepkilerin yalnızca gündelik bir hoşnutsuzluk olmadığını, tarihsel bir bağlamda şekillendiğini vurgulayarak şu ifadelere yer verdi:

“İktidarın keyfiliklerine, ‘yok artık o eski Türkiye’ türünden kibir ve zorbalık kokan dayatmalarına değişik ideolojik ve siyasal eğilimlerden yurttaşlarımızın yönelttiği itirazın önümüzdeki dönem ve hatta kritik tarihsel dönemeçlerde çok ihtiyacımız olan adalet duygusu ve boyun eğmeme kültürüne enerji verdiği de unutulmamalıdır. Bu enerji ‘hiç yoktan iyidir’den ötesidir ve ‘iyi’, ‘güzel’, ‘yararlı’ sözcükleriyle ifade edilmelidir.”

CHP’ye Eleştiri: “Pazarlık dengesi gözetiliyor”

Açıklamanın devamında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in tutumuna ilişkin eleştirel bir değerlendirme yapıldı:

“Şu anda bu tepkilerin ortaya çıkmasında en büyük rolü oynayan ya da oynamak zorunda kalan CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve ekibi, tepkileri, AKP ile yürütülen pazarlıkları sabote etmeyecek ama aynı zamanda kendi elini güçlendirecek bir dengede tutmak kaygısıyla hareket etmektedir. Yine CHP içinde sürmekte olan çok taraflı mücadele açısından CHP üyesi olsun olmasın, şu anda hareketlenen toplumsal kesimlerin tercihleri küçümsenmeyecek önemdedir.”

TKP, bu durumun mevcut tepkilerin anlamını zayıflatabileceğini vurgulayarak “toplumsal hareketlenmenin hem AKP iktidarının CHP içindeki tercihleri hem de CHP’nin içindeki mücadele açısından anlam kazandığını ve kullanılmaya çalışıldığını” belirtti.

“Sınıf çelişkileri örtülüyor”

Parti, toplumsal tepkilerin sınıf karakteri taşımadığı takdirde düzen içi sınırların dışına çıkamayacağını ifade etti:

“Bir toplumsal hareketin siyasal ve ideolojik doğrultu açısından belirsizliği ya da çeşitliliğini kutsayıp mutlaklaştırmanın tek sonucu, kurulu düzenin siyasal ve ideolojik sınırlarının o hareketi de belirlemesidir. Nitekim programa dayalı örgütsel biçimler yerine duygu ve dışavuruma dayalı birlikteliklerin güzellenmesi, ‘iyi sermaye-kötü sermaye’ ayrımının meşrulaştırılması, yukarıda vurguladığımız olumlu tablonun kendi haline bırakıldığında düzene ve onun bugünkü taşıyıcısı AKP iktidarına teslimiyete dönüşeceğinin kanıtlarıdır.”

TKP, yaşanan süreçte en büyük tehlikenin sınıf çelişkilerinin görünmez hale gelmesi olduğuna dikkat çekti:

“İçinden geçtiğimiz sürecin müdahale edilmediği takdirde en ciddi sorunu, sınıf çelişkilerinin üzerinin tamamen örtülmesidir.”

Boykotlara Eleştirel Yaklaşım: “İşçi sınıfı yoksa mücadele eksiktir”

TKP açıklamasında ürün ve yayın boykotlarının geniş katılımı sağladığını, ancak işçi sınıfının bu mücadele biçiminde etkisiz kaldığını belirtti:

“Cunta Başkanı” Sözleri Siyasi Gündemi Sarstı: Özgür Özel’e AKP’den Tepki Yağmuru “Cunta Başkanı” Sözleri Siyasi Gündemi Sarstı: Özgür Özel’e AKP’den Tepki Yağmuru

“Boykot, bir toplumsal tepkiye işçi sınıfının örgütlü bir biçimde katılması için en elverişsiz mücadele yöntemidir. Bilinmelidir ki, Türkiye’de işçi sınıfının birden fazla nedenle geri çekilmiş olması onu önemsizleştirmemekte, tersine, siyasal ve toplumsal sıkışmayı açacak tek toplumsal güç olarak her zamankinden daha yaşamsal hale getirmektedir.”

“Bu düzenin temellerine yönelmeyen mücadele eksik kalır”

TKP, mücadeleyi sadece AKP karşıtlığına sıkıştıranlara da tepki göstererek, toplumsal sistemin bütününe karşı bir yönelimin gerekliliğini şu sözlerle dile getirdi:

“AKP iktidarına karşı konumlanan milyonlarca kişinin büyük sermayenin egemenliğini sorgulamasının önüne geçmeye çalışmaktadırlar.
Oysa son hareketlenme, toplumsal eşitsizliklere karşı bir öfkeyi tetiklemiş, holdingler-tarikatlar düzenine karşı sert ve uzlaşmaz bir duyguyu ortaya çıkarmış, dahası CHP liderliğinin ve kimi kesimlerin hiç istemediği bir biçimde anti-emperyalist bir çizgide ısrar edenleri de harekete geçirmiştir.”

“İkili görev” vurgusu ve eylem planı

TKP, daha önce benimsediği “ikili görev” hattını sürdüreceğini belirterek, hem iktidara hem de sermaye egemenliğine karşı eş zamanlı mücadele yürüteceğini duyurdu:

“TKP bu anlamda daha önce ‘ikili görev’ tanımlamasıyla özetlediği mücadele hattını güçlendirmeyi sürdürecek ve ‘tek adam rejimi’ söyleminin yarattığı gürültülü ortamda neredeyse dokunulmazlık elde eden sermaye egemenliğinin sorgulanmasına yardımcı olacak bir mücadele hattını temsil edecektir.”

“Diz çökmeyeceğiz, ama diz çökeceğiz”

Açıklamanın sonunda TKP, üç gün sürecek simgesel eylemlerin takvimini paylaşarak şu ifadeleri kullandı:

“Bütün bunları yapacağız ve iktidarın karşısında diz çökmeyeceğiz.
Sömürünün, talanın, yağmanın, adaletsizliğin karşısında diz çökülmez.
Korkarak, boyun eğerek, teslim olarak diz çökmeyiz.
Yurtseverin, devrimcinin, emekçinin anısına saygıyla diz çökeriz.
Madem diz çökmeye çağrıldık, kabul. Diz çökeceğiz.”

Eylem programı şöyle açıklandı:

Pazartesi günü, Kurtuluş Savaşı kahramanlarının, Salı günü iş cinayetlerinde öldürülen emekçilerin, Çarşamba günüyse Gezi'de yitirilenlerin “önünde diz çökülecek.” 

TKP’den yapılan açıklamada eylemlerin başlangıç noktaları Pazartesi saat 20:00'de İstanbul, Beşiktaş Meydanı, Motor İskelesi karşısı; Ankara, Ulus Meydanı; İzmir, Kıbrıs Şehitleri Caddesi, Penguen Kitabevi önü olarak duyuruldu.

Kaynak: Haber Merkezi