Devrim KARTAL
Tourette sendromu, istemsiz ve tekrarlayıcı sesli ve bedensel tiklere neden olan bir nörogelişimsel bozukluktur. Tikler, kişinin hayatını olumsuz etkileyebilir. Tourette sendromunun nedeni tam olarak bilinmemektedir. Tekrarlayıcı ve istemsiz hareketler motor tikler ile sesler (vokal tikler) ile beliren bir nörolojik durumdur ve bu tikler genellikle çocukluk döneminde başlar. Tikler adı verilen istemsiz hareketler ve sesler ile karakterize bu durum, hem bireylerin yaşamını etkileyen hem de tıp dünyasının ilgisini çeken bir nörolojik bozukluktur.
Nedir Bu Tourette Sendromu?
Tourette Sendromu, genellikle çocukluk döneminde başlayan ve istemsiz motor ve ses tiklerinin görülmesi ile karakterize edilen bir nörolojik bozukluktur. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, bu durum hem genetik hem de çevresel faktörlerin bir sonucu olarak ortaya çıkabilir ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde değişken bir seyir gösterebilir.
Belirtiler Nelerdir?
Tourette Sendromunun temel belirtileri arasında motor ve ses tikleri yer alır. Bu tikler rastgele değildir ve çoğu kez bireyin içsel bir gerilimi rahatlatma çabası olarak görülür.
Tourette sendromu belirtileri, tikler olarak adlandırılan istemsiz ve tekrarlayıcı hareketler ve sesler şeklinde kendini gösterir.
Bu tikler zaman içinde değişebilir, yoğunlukları artabilir veya azalabilir. Bazı yaygın belirtiler şunlar olabilir:
- Motor Tikler: Göz kırpma, kaş kaldırma, omuz silkme, burun kırıştırma gibi tekrarlayıcı hareketler.
- Vokal Tikler: Boğaz temizleme, öksürme, homurdanma, farklı sesler çıkarma gibi istemsiz sesler.
- Koprolali: Rastgele veya anlamsız küfür, argo veya uygun olmayan sözcükleri içeren sesler çıkarma (ancak bu tür tiklere sahip bireylerin sayısı azdır).
- Eko: Başkalarının söylediklerini taklit etme.
- Kompulsif Davranışlar: Tiklerin dikkatini başka yöne çekmek amacıyla yapılan istemsiz davranışlar.
Kaç Yaşında Ortaya Çıkar ve Nasıl Seçilir?
Tourette Sendromu genellikle 5 ile 10 yaşları arasında ortaya çıkar ve tanısı çoğunlukla 6 ile 7 yaşlarında konur. Sendromun tanısı, bir yıldan uzun süren ve farklı motor tiklerin yanı sıra en az bir ses tiki içeren bir desen göstermesiyle konur. Tiklerin başlangıcı sıklıkla birdenbire olur ve genellikle zihinsel veya fiziksel bir yorgunluk döneminden sonra şiddetlenebilir.
Yapılan bilimsel araştırmalar erkeklerin Tourette sendromu geliştirme olasılığının, kadınlardan yaklaşık üç ila dört kat daha fazla olduğuna işaret etmektedir.
Tourette sendromunun kalıcı bir çözümü olmasa dahi uygulanan bir takım tedaviler mevcuttur. Tedavideki en önemli hedef ise Tourette sendromunun belirti ve semptomlarını azaltarak, kişilerin günlük hayatına devam etmesini sağlamaktır. Tikler yaygın olarak gençlik yıllarından sonra azalır veya kontrol altına alınır.
Tedavisi Var Mı?
Tourette Sendromunun kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, semptomların yönetimi için çeşitli tedavi yöntemleri mevcuttur.
Bu tedaviler arasında davranışsal terapi, ilaç tedavisi ve destekleyici terapiler bulunur. Tedavinin amacı, semptomların şiddetini ve sıklığını azaltmak ve bireyin günlük yaşam kalitesini artırmaktır. İlaç tedavisi, özellikle tiklerin sosyal ve akademik yaşamı etkilediği durumlarda gerekli olabilir.
Tourette sendromunun tamamen tedavisi mümkün olmasa da belirtileri hafifletmek ve yaşam kalitesini artırmak için 3 çeşit tedavi seçeneği bulunmaktadır:
- Psikoterapi: Davranış terapileri, tikleri yönetmeye yardımcı olabilir ve bireylerin sosyal becerilerini geliştirmelerine destek olabilir.
- İlaçlar: Belirtileri hafifletmek amacıyla kullanılan ilaçlar, tiklerin yoğunluğunu azaltabilir. Antipsikotik ilaçlar genellikle tercih edilir.
- Derin Beyin Stimülasyonu: Ciddi vakalarda veya ilaç tedavisine yanıt vermeyen bireylerde kullanılan cerrahi bir seçenektir.
Tedavi planı, bireyin yaşına, semptomların şiddetine ve kişisel gereksinimlere göre özelleştirilir. Tourette sendromu olan bireylerin tıbbi bir uzmanla çalışması önemlidir, böylece en uygun tedavi planı oluşturulabilir.
Sendromun Nedenleri Nelerdir?
Tourette Sendromunun kesin nedenleri hâlâ tam olarak anlaşılamamıştır, ancak genetik yatkınlık önemli bir rol oynamaktadır. Çevresel etkenler ve yaşam olayları da sendromun ortaya çıkışını etkileyebilir. Nörotransmitter denge bozuklukları, sendromun nedenleri arasında sayılabilir. Ayrıca, hamilelik sırasında veya doğumdan kısa bir süre sonra yaşanan komplikasyonlar da risk faktörleri arasındadır.
Yapılan araştırmalar beyindeki dopamin ve serotonin dahil olmak üzere sinir uyarılarını ileten kimyasalların yani nörotransmitterlerin rol oynadığına işaret etmektedir.
Erkeklerin Tourette sendromu geliştirme olasılığı kadınlardan yaklaşık üç ila dört kat daha fazladır.
Tourette sendromuyla ilişkili durumlar arasında yaygın olarak anksiyete bozuklukları, depresyon, dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu yani kısaca DEHB, obsesif-kompulsif bozukluk yani kısaca OKB, öfke kontrolü sorunları, öğrenme güçlükleri, özellikle baş ağrıları olmak üzere tikler ile doğrudan ilişkili ağrı hissi, ve uyku bozuklukları gibi durumlar bulunur.
Tourette Sendromu konusunda farkındalığın artırılması ve doğru tedavi yöntemlerinin uygulanması, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir. Toplumun bu sendrom hakkında bilgi sahibi olması, hastalara karşı anlayış ve destek sağlamada hayati bir öneme sahiptir. Bu durumu yaşayan bireylerin ve ailelerinin desteklenmesi, hem psikolojik hem de sosyal açıdan büyük bir fark yaratabilir.