Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Afet Yönetimi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen, geçen yıl Türkiye'de 4 ve üzeri büyüklükte 797 deprem meydana geldiğini bildirerek "Geçen yıl ülkemizdeki bu kadar fazla depremin ana nedeni 6 Şubat'ta Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük ikinci ve üçüncü depreminin dokuz saat ara ile meydana gelmesidir" dedi.
Özmen, AA muhabirine, dünyada ve Türkiye'de yaşanan deprem hareketliliğine ilişkin bilgi verdi.
Dünya genelinde geçen yıl, büyüklüğü 4 ve daha büyük 15 bin 600 deprem meydana geldiğini belirten Özmen, 7 ve daha büyük depremlerin sayısının ise 19 olduğunu söyledi.Özmen, 2021'de 8 ve daha büyük 3 deprem yaşanırken, 2022 ve 2023'te bu büyüklükte deprem gerçekleşmediğine işaret ederek, dünyada 2023'ün en büyük sarsıntıların 6 Şubat'ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki Kahramanmaraş depremleri olduğunu belirtti.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından Avrupa'nın en büyük ikinci gözlem ağını oluşturan 1145 deprem kayıt istasyonu ile Türkiye ve yakın coğrafyasında meydana gelen deprem aktivitesinin kesintisiz kaydedildiğini ve deprem parametreleri ile ilgili bilgilerin kamuoyuyla paylaşıldığını anlatan Özmen, bunların aynı zamanda veri tabanında tutularak deprem katalogları oluşturulduğunu ve kullanıcıların hizmetine sunulduğunu söyledi.
- 2023'te bir önceki yıla göre 3,6 kat daha fazla deprem meydana geldi
Türkiye'de 2021'de 23 bin 5, 2022'de 20 bin 278 deprem meydana geldiğini aktaran Özmen, geçen yıl ise Türkiye'nin 74 bin 230 kez sarsıldığına dikkati çekti. Bu verilere göre geçen yıl 2022'ye göre yaklaşık 3,6 kat, 2021'e göre ise 3,2 kat daha fazla sarsıntı kaydedildiğini belirten Özmen, Türkiye'nin geçen yılki deprem hareketliliğine ilişkin şu bilgeleri verdi:
"Türkiye ve yakın coğrafyasında meydana gelen deprem verileri incelendiğinde 2023'te 731'i 4-4,9, 61'i 5-5,9, 3'ü 6-6,9 ve 2'si 7-7,9 büyüklükleri arasında olmak üzere 4'ten büyük 797 deprem meydana geldi. Bu verilere göre, Türkiye ve yakın coğrafyasında günde iki kez 4 ve daha büyük, altı günde bir kez de 5 ve daha büyük bir depremin meydana geldiği görülüyor.
Geçen yıl büyüklüğü 4'ten küçük sarsıntıları da eklediğimizde ülkemizde 74 bin 230 deprem yaşandı. 2023 en fazla deprem ve en fazla can kaybının meydana geldiği yıl olarak Türkiye deprem tarihine geçti. Şubatta ülkemiz 14 bin 233, martta 13 bin 976 kez sallandı."
- Deprem bölgesi dışında en fazla Muğla sarsıldı
Geçen yıl yaşanan depremleri il bazında değerlendiren Özmen, şöyle devam etti:
"En fazla deprem 20 bin 131 ile Kahramanmaraş'ta meydana geldi. Bu ili sırasıyla 15 bin 265 deprem ile Malatya, 5 bin 939 ile Adıyaman, 4 bin 924 ile Adana ve 3 bin 363 ile Hatay izledi.
6 Şubat depremlerinden etkilenen 11 il haricinde en fazla deprem 2 bin 271 ile Muğla'da, 1752 ile Çanakkale'de ve 1745 depremle İzmir'de meydana geldi. 2023'te ülkemizdeki bu kadar fazla depremin ana nedeni 6 Şubat'ta Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük ikinci ve üçüncü depreminin dokuz saat ara ile meydana gelmesidir. Örneğine çok ender olarak rastlanacak bu iki büyük deprem ülkemizi depreme dirençli hale getirmenin ne kadar önemli olduğunu en acımasız şekilde bize bir kez daha gösterdi."
- "2024-2030'u kapsayacak yeni Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı" önerisi
Özmen, kentsel dönüşüm çalışmalarının şehirlerin depreme dirençli hale getirilmesi için önemine vurgu yaparak, "Kentsel dönüşüm çalışmalarının bir öncelik sırası ve bir strateji planı dahilinde başta yıkılma, çökme ihtimali olan binalardan başlanarak yapılması, dirençli şehirler oluşturma hedefine daha kısa zamanda ulaşılmasını sağlayacaktır. Kentsel dönüşüm çalışmalarının diğer başka çalışmalarla da desteklenmesi başarılı olma olasılığını çok daha yükseltecektir." diye konuştu.
Türkiye'nin 2012-2023 yıllarını kapsayan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı yerine, son depremlerden elde edilen dersler, bilimsel ve kurumsal gelişmeler ve yapılan çalışmaları dikkate alarak 2024-2030 yıllarını kapsayacak yeni bir strateji ve eylem planı hazırlamasının çok yararlı olacağını anlatan Özmen, "Böylece depreme dirençli bir Türkiye yaratmanın yol haritası bütüncül bir bakış açısı ile ve son gelişmeler de dikkate alınarak belirlenebilecek." dedi.