KIVILCIMDAN ALEVE

Abone Ol

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını kutlamayı sadece ilan edildiği 29 Ekim’le sınırlamak, kurtarıcı ve kurucu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü sadece aramızdan ayrıldığı 10 Kasım’da anmak, hem Mustafa Kemal Atatürk’e hem de Cumhuriyetimize yakıştırabileceğimiz bir şey değil.

Bu bilinçle davranan ADD ve ÇYDD anma ve kutlama etkinliklerini devam ettirmektedir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün bilinmeyen yönü kalmamıştır diye düşünüyor insan, hakkında yazılan bunca kitap, makale sonrasında. Ama öyle olduğunu düşünmem Ertuğrul Sertbaş’ın ‘Kıvılcımdan Aleve’ tek kişilik gösterisine kadarmış.

Ertuğrul Sertbaş, gençliği, enerjisi, birikimi ve yeteneğiyle, Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatından hikayeleştirdiği kesitlerle onun kişiliğindeki derinliğe bir kez daha tanık olmamızı sağladı.

Cumhuriyetimizin yüzüncü yıl kutlamaları ve Atatürk’ü anma etkinlikleri çerçevesinde, Ayvalık ADD ve ÇYDD şubelerinde Ayvalıklılarla buluşturduğu performansında Ertuğrul Sertbaş, izleyenlere duygu dolu anlar yaşattı. Atatürk’ün vefasını, duyarlılığını, sevgisini ve ileri görüşlülüğünü sergiledi tüm izleyenlere.

Ertuğrul Sertbaş, hikaye anlatıcısı olarak, İstanbul Üniversitesi Cumhuriyet Tarihi Ana Bilim Dalı’nda gördüğü eğitime, kendi kişisel birikimlerini de ekleyerek sergilediği tek kişilik gösterisini, ülkemizin dört bir yanında, 47 ilinde 96 ilçesinde, sahneye koyarak Atatürk’ün insani yönünü seyredenlere duygu dolu bir anlatımla aktarmış. Hikayeleştirdiği yaşam kesitlerini, daha da zenginleştirerek aktarmayı sürdüreceğini de ifade etmektedir, performanslarında.

Sadi Irmak, Genç Cumhuriyet’in bilim insanı gereksinimi için yurt dışına eğitime göndermek üzere seçilen on bir öğrenciden biridir. Mustafa Kemal isminin karşısına Berlin Üniversitesi yazmıştır. Almanya’ya gidecek tıp okuyacak ve bir bilim insanı olarak geri dönüp ülkesine hizmet edecektir. Anılarında Almanya’ya gidecek trene binip binmemede tereddüt ettiğini yazar. Kafası karışıktır. Uzaklara, gurbete gitmek onu ürkütmektedir. O sırada bir posta memurunun kendi ismini seslendiğini duyar. Memura gider, memur kendisine bir telgraf uzatır. Telgraf  Mustafa Kemal’dendir. "Sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum; alev olarak geri dönmelisiniz". yazmaktadır. Sadi Irmak anılarında o zamanki duygusunu "Gel de şimdi gitme, git de orada çalışma, dön de bu ülke için canını verme!" diye ifade eder.

Sadi Irmak’ın bu hikayesiyle başladı gösterisine, Ertuğrul Sertbaş. İzleyiciler, kah gülümseyerek, kah nemli gözlerle izledikleri performansta sürenin nasıl geçtiğini anlamadılar. Duygu seli içinde çıktılar salondan; birçok hikayeyi adeta kendisi de yaşamış olarak…

Bunu salondakilerle birlikte hissettim, birlikte yaşadım…

Bir Ertuğrul Sertbaş’a baktım, bir de izleyenlere…

Dedim ki kendi kendime, Cumhuriyet’in temellerini sağlam atmış Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları; şimdi bizlerin görevi bu temel üzerine kurulan Cumhuriyet’i korumak ve onunla da yetinmeyip, geliştirmektir.