Seren SABUNCU
Geçtiğimiz gün Adana'da meydana gelen 4.9 şiddetindeki deprem Mersin'de de hissedildi. Henüz 6 Şubat depreminin korkusunu atamayan yurttaş, Mersin'de hissedilen her depremle birlikte panik içerisinde yaşamaya devam ediyor. Konuyla ilgili gazetemize konuşan Jeoloji Mühendisleri Odası Mersin İl Temsilcisi Erkan Demir, '2 büyük deprem ile kırılan Doğu Anadolu Fay'ı enerjisini bu kırık sisteminin iki ucuna ileterek yakın zamanda (1-2 yıl) 6-7 büyüklüğünde depremleri üretme potansiyeline sahiptir' diyerek deprem ülkesinde olduğumuzu bir kez daha hatırlatarak uyarılarda bulundu.
Adana depremi tedirgin ediyor
6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli deprem sonrasında Mersin'de de evlerine uzun süre giremeyen yurttaşlar oldu. Henüz deprem korkusunu atamayanlar da var. Özellikle Adana depremine işaret edildikten sonra Adana'da meydan gelen her artçı depremlerde Mersin'de panik havası daha da yoğunlaşıyor.
Geçtiğimiz gün Adana'nın Saimbeyli ilçesinde, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'ndan (AFAD) alınan bilgiye göre 21 Mayıs gecesi saat 23.16'da 4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Saimbeyli ilçesinde saat 15.46'da, 4.9 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti. Konuyla alakalı konuşan TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Mersin İl Temsilcisi Erkan Demir, '6 Şubat'ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından açığa çıkan enerji Doğu Anadolu Fayı'nın bir uzantısı olarak Adana havzasında saçaklı bir şekilde bulunan birçok fayı etkileyerek benzer depremleri üretecektir' dedi.
'Adana ve çevresi için riskler barındırmaktadır'
'İki büyük deprem ile kırılan Doğu Anadolu Fay(DAF)'ı enerjisini bu kırık sisteminin iki ucuna ileterek yakın zamanda (1-2 yıl) 6-7 büyüklüğünde depremleri üretme potansiyeline sahiptir' diyen Mühendis Demir, 'Adana ve çevresini etkileyebilecek DAF'nın uzantısı olarak saçaklı bir şekilde birçok kola ayrılan (Sorgun, Yumurtalık, Karataş ve Ceyhan ) fay hatları 6 dan büyük deprem üretme potansiyelleri ile Adana ve çevresi için riskler barındırmaktadır' diye konuştu.
Demir, tüm bu yaşanan ve yaşanacak olan depremlere karşı yapılacak tek şeyin, deprem ülkesi olduğumuz gerçeğinin kabul edilmesi gerektiğini söyledi ve depreme dirençli kentler ve mühendislik yapılarının inşası ve mevcut riskli yapıların bu çerçevede dönüşümünün birinci önceliğimizin olması gerektiğinin altını çizdi.