Bir kişinin mevcut iş veya görevinden isteyerek ayrılma eylemi istifa etmek olarak tanımlanabilir. Fakat onurlu bir istifa ve istifa kültürünü içselleştirmek sıradan bir istifa eyleminden daha ahlakidir. Onurlu bir istifa, kişinin iş yerine ve iş arkadaşlarına saygı duyarak, dürüstlük ve profesyonellikle yapılan, kişide bir duruşu, karakteri yansıtan eylem olarak nitelendirilebilir. Herkes istifa edebilir ama herkes onurlu bir biçimde istifa edemez.

İstifaya zorlanmakla istifa etmek farklı kavramlardır. Gibi görünmekle olmak arasındaki farklılık gibi kendisini yetersiz, başarısız, eksik gören bir kimsenin istifa etmesiyle, hiçbir biçimde hata kabul etmeyen, dik başlı, ben bilirimci, kibirli birinin üstleri tarafından istifaya zorlanması farklı şeylerdir.

Onurlu bir istifa, işvereninizle ve iş arkadaşlarınızla iyi bir izlenim bırakmanızı sağlar. İş ilişkilerinizi olumlu bir şekilde tamamlamak, gelecekteki kariyer fırsatları için değerlidir. Ayrıca, profesyonel bir tutum sergileyerek iş dünyasında itibarınızı korumanıza yardımcı olur.

İstifaya zorlanmanız ise koltuk sevdanızı, kontrol edemediğiniz hırslarınızı, özeleştiri kültüründen bir haber oluşunuzun bir sonucudur.

Faklı zaman dilimlerinde dünyanın birçok farklı ülkesinde istifa eden siyasilerin, politikacıların istifa nedenleri şu şekilde belirtilmiş;

  • Fransa İletişim Bakanı Alain Carignon Kamu malını kötüye kullandığı suçlamasının çıkması üzerine daha soruşturma başlamadan istifa etti.

  • Japonya Başbakanı Naoto Kan 11 Mart 2011'de yaşanan 8,9 şiddetindeki deprem ve ardından gelen tsunamide etkisiz kriz yönetimi sonucu eleştirilince istifa etmeyi tercih etti.

  • Romanya Sağlık Bakanı Victor Costache, 26 Mart 2020 tarihinde Covid19 vaka sayılarındaki hızlı artıştan dolayı istifa etti.

  • İzolasyon önlemleri yürürlükte iken sevgilisini ziyaret ettiği ortaya çıkan Birleşik Krallık Bilim Kurulu Üyesi Neil Ferguson, 5 Mayıs 2020'de istifa etti.

  • Çekya Sağlık Bakanı Adam Vojtech, Covid19 vaka sayısındaki hızlı artış nedeniyle 21 Eylül 2020'de istifa etti.

  • 2006 da İsveç Ulaştırma Bakanı Maria Borelius. Evinde sigortasız dadı çalıştırdığı ortaya çıkınca istifa etti.

  • Japonya'da Başbakan Yukio Hatoyama, seçim sırasında halkın tepki gösterdiği bir Amerikan askeri üssünü kaldırma sözünü tutamayınca sadece sekiz ayın ardından koltuğundan istifa etti.

  • Makedonya Ulaştırma ve İletişim Bakanı Mile Janakieski, göl gezintisi esnasında batan bir teknede 15 turist hayatını kaybedince istifa etti.

  • Avusturya Halk Partisi politikacılarından Norbert Kapeller, 10 yıl önce ölmüş bir yakınının engelli kartını kullandığı tespit edilince istifa etti.

  • Norveç Adalet Bakanı Knut Storberget, 77 kişinin hayatını kaybettiği Oslo'daki çifte saldırıda yetersiz kaldığı eleştirileri yapılınca istifa etti.

  • Letonya Başbakanı Valdis Dombrovskis, çatısı çöken bir alışveriş merkezinde 54 kişi hayatını kaybedince 'Benim de sorumluluğum var' diyerek istifa etti.

  • Mısır Ulaştırma Bakanı Hişam Arafat, başkent Kahire'deki tren istasyonunda en az 20 kişinin öldüğü kaza ve yangının ardından istifa etti.

  • Güney Kore'de Bakan Jin, Devlet Başkanı Park Geunhye'nin seçim kampanyasında vaat ettiği yaşlılık maaşı sözünü yerine getirmemesi dolayısıyla istifa etti.

Dünyada istifa kültürü bu şekilde evrilirken bizde bu kültür maalesef bu kadar etkin değil. Bizde liderler genelde başarısızlık ya da usulsüzlükten dolayı değil, ölüm gibi nedenlerle istifa etmeyi (zoraki istifa) tercih ediyorlar. Hasta yatağında ülke yönetmeyi deneyenler, aldıkları ağır yenilgilere rağmen son nefesine kadar genel başkanlık yapanlar, ayyuka çıkan usulsüzlüklere rağmen üstlerinden emir gelene kadar koltuklarını bırakmayanlar gibi liste uzayıp gidiyor. Dediğimiz gibi istifa etmek başka bir şeydir, istifaya zorlanmak başka, onurlu istifa etmek ise bambaşka bir eylemdir.

Dediği gibi Che Guevara'nın

''Bir insanın yaşayıp yaşamadığını anlamak için nabzına değil, onuruna bakın. Duruyorsa yaşıyordur''