Yaz döneminde oldukça sık karşılaşılan su kaybının önemi, vücudumuzun yüzde 55 ila 75’i sudan oluşuyor. Bu kadar önemli bir bileşenin kaybının vücutta ağır etkileri olabiliyor. Vücut ağırlığının %10’u kadar su kaybetmesi sonucunda dehidrasyon durumu oluşturuyor. Bu durum halsizlik ve yorgunluğa neden oluyor. Yüzde 20 su kaybı durumunda ise yaşam tehlikesi oluşabilir. Bunu önlemek için özellikle yaz aylarında en az 2-2.5 litre su tüketilmesi gerekli. Ancak yapılan egzersize, kafeinli içecek tüketimine bağlı olarak su miktarı artış gösteriyor. Yeterli sıvı alınıp alınmadığı idrar renginden kontrol edilebilir. İdrarın rengi açık sarı renk olmalı, koyu olması yeterli su içilmediğini gösterir.
Sıvı alımında bir diğer önemli noktanın içilen diğer içeceklerin su yerine geçtiğini sanmak. Hiçbir içecek özellikle çay ve kahve tüketimi su yerine geçmez. Aksine vücutta su tutulmasını artırdığı için daha fazla su tüketilmeli.
Yaz ayları, besin zehirlenmeleri açısından da oldukça risklidir. Özellikle yaz aylarında dışarıda ve açıkta satılan yiyeceklerin tüketiminden kaçınılmalı, çabuk bozulan, et, yumurta, süt, balık gibi besinler açıkta bekletilmemeli, besinlerin hazırlanması ve pişirilmesi aşamalarında hijyen kurallarına dikkat edilmeli.
Yaz aylarında bağışıklığı artırmak için vücudun yeterli miktarda vitamin ve mineral alımını artırmak için sebze ve meyve çeşitlerinden yeteri kadar alınması önemlidir. Günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesi önerilir.
Sıcaklarda aşırı terleme ile vücuttan terle birlikte sodyum ve potasyum gibi minerallerde atıldığından, sodyum kaybını önlemek için tuzlu ayran tüketilmeli.