Kadın Danışma Merkezleri, Mersin'de Umut Kapısı Oluyor Kadın Danışma Merkezleri, Mersin'de Umut Kapısı Oluyor

www.imecegazetesi.com

Türkiye genelinde konut satışları Mart ayında yıllık bazda %5,1 oranında artarken, ilk el konut satışlarındaki gerileme dikkat çekti. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, Mart 2025'te ilk el konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %3,2 azalarak 33 bin 307 adet oldu. Bu durum, yeni yapılan konutların orta ve dar gelirli vatandaşlar için erişilmez hâle geldiğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Yeni Yapılan Konutlar Alıcı Bulamıyor

Son yıllarda artan inşaat maliyetleri, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve ekonomik belirsizlikler, yeni konut fiyatlarının hızla yükselmesine yol açtı. Özellikle büyükşehirlerde metrekare fiyatlarının uçmasıyla birlikte, sıfır konutlar geniş halk kesimleri için bir seçenek olmaktan çıktı. Mart 2025 verileri, halkın yeni ev hayalini bir kenara bırakarak daha uygun fiyatlı eski konutlara yöneldiğini açıkça ortaya koyuyor.

Eski Konutlara Yığılma Arttı

Aynı dönemde ikinci el konut satışlarında %9,1 oranında artış yaşandı ve toplamda 77 bin 488 ikinci el konut satıldı. Halk arasında daha çok eski konutlar olarak bilinen bu yapılar, yeni yapılan evlere kıyasla daha erişilebilir olmaları nedeniyle yoğun ilgi gördü. Toplam konut satışları içinde eski konutların payı %69,9 seviyesine ulaştı. Bu tablo, orta ve alt gelir grubunun sıfır konuta erişim gücünü kaybettiğini ve barınma ihtiyacını eski binalardan karşılamaya çalıştığını gösteriyor.

Barınma Krizi Derinleşiyor

Türkiye genelinde konut üretimi hız kesmeden devam ederken, satılan evlerin kimlere ulaştığı önemli bir soru işareti oluşturuyor. Özellikle ilk el satışlardaki düşüş, dar ve orta gelirli vatandaşın yeni yapılan konutlara erişemediğini net biçimde gösteriyor. Sadece "kaç konut satıldığı" değil, "bu konutları kimler alabiliyor?" sorusu da kamuoyunda daha çok tartışılmaya başlanıyor.

Konutlar Kimin Elinde Toplanıyor?

Uzmanlara göre, konut piyasasında yaşanan bu gelişmeler, satılan konutların büyük bir bölümünün geniş halk kitlelerine değil, varlıklı bireylere, yatırımcılara ve şirketlere gittiğini gösteriyor. Artan fiyatlar ve yüksek kredi maliyetleri nedeniyle dar gelirli vatandaşlar konut sahibi olamazken, elinde sermaye birikimi olan kesimler birden fazla konut edinerek mülkiyeti kendi ellerinde topluyor. Konutun bir barınma hakkı olmaktan çıkarılıp servet biriktirme aracına dönüştüğü bu tablo, gelir adaletsizliğini derinleştirirken, barınma krizini de büyütüyor.

İnşaatlar Yükseliyor, Halk Seyrediyor

Büyükşehirlerin silüeti yükselen inşaatlarla dolarken, dar gelirli vatandaş artan fiyatlar karşısında yeni konut hayalini ertelemek zorunda kalıyor. Yapılan araştırmalar, asgari ücretle çalışan bir bireyin İstanbul, Ankara veya İzmir gibi kentlerde sıfır bir daire alabilmesi için gelirinin onlarca katına ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.

Kaynak: Tuğçe Dokumacı