ay80153@gmail.com
AKP küçük ortağının desteği ile yirmi yıldan azla zamandır tek başına iktidarda. İktidara gelirken' Yolsuzluk, yasa dışılık ve yoksullukla' mücadele edeceğini vadederek geldi.
Fakat geçen zaman çerisinde bunlar katlanarak arttığı gibi birde yandaşlık yaratma eklendi. Yandaş olmayanın yaşaması zora vardı.
İktidar ne kadar din, Kuran'dan dem vursa da, muhalefete kin ve nefretle saldırsa da, içeride ve dışarıda hayali düşmanlar yaratarak kamuoyunu oyalamaya çalışsa da durum böyle.
Son yapılan yerel seçimde seçmen iktidara iyi bir ihtarda bulunmuş, başta büyükşehir belediyeli olmak üzere birçok belediye muhalefet partilerine geçmişti.
Yirmi yıldan fazla bir zamandan bu yana tek başına iktidarda olanların ülkeyi getirdiği duruma dikkat edersek, çok şeylerin daha da gerilere doğru gittiğini görürüz.
Bu rakamlar devletin kendi kurumu olan TÜİK'in yakın zamanda verdiği rakamlardır.
İşsizlik, yüzde on dört nokta yedi.
Gençlerde işsizlik, yüzde yirmi altı nokta yedi.
ABD Doları 2019 yılında 5, 812 Lira iken, şimdi 19,42 Lira.
Euro 2019 yılında 6.57 Lira iken şimdi 21,46 Lira dolayında.
Bu demektir ki, dört yıl öncesine göre seçmen yüzde üç yüzden fazla yoksullaşmış demektir.
Geniş tanımlı işsiz sayısı sekiz milyon beş yüz bin kişi.
Tarım bitirilmiş
Hayvancılık yok edilmiş.
Kamuya ait 240 fabrikanın 168'i satılmış.
Kamuya ait bu fabrikalar özelleştirme adı ile satılırken, milliyetçi olduğunu söyleyen küçük ortak partiden hiç tepki gelmediği gibi destek verdi. Günümüzde kamu iktisadi kurumu diye bir kuruluş neredeyse bırakmadılar.
Önümüzde 14 Mayıs Pazar günü, bir terslik çıkmazsa partili cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi yapılacak.
Bu seçimde cumhurbaşkanı adayı olarak dört aday var.
Büyük olasılıkla seçim iki aday arasında geçeceğe benziyor.
Millet İttifakının adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhur İttifakının adayı ve halen cumhurbaşkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan.
Her dört adaya da adaylıkları hayırlı olsun.
Seçmen, sakin, barışçıl ve huzur ortamında bir seçim istiyor.
Seçim güvenliği konusunda birçok seçmende bir kuşku var.
Bunu seçim meydanlarında veya televizyon kanallarında seçim propaganda çalışmaları yapılırken açıkça görüyoruz. Bu kadar tahrik edici ve kışkırtıcı dil kullanılmaması gerekir.
Seçmen her türlü gerginliğe ve olumsuzluğa karşı, demokratik, hukuk kurallarına uygun, güvenliği tamamen sağlanmış bir seçim istiyor. Bu güvenliği sağlamak da birinci derece de iktidara düşüyor.
Siyasette, adayların veya siyasilerin etnik kökeni ve inancına değil, görev yaparken hukuka, evrensel inan haklarına saygılı olup olmadığı ve o işi yapabilme yeteneklerine dikkat edilir.
İnsanları azarlayarak, insanlara bağırıp çağırarak, toplumda ortamı gerecek söylemler açıklayarak başarıya varılmaz.
Toplum doğal olarak her an az ya da çok değişime uğruyor.
Toplum artık bundan yirmi otuz yıl öncesinin toplumu değil.
Gelir dağılım adaletsizliği ve yoksulluk gittikçe arttı.
Çok küçük bir azınlık aşırı zenginleşirken, büyük çoğunluk aşırı derecede yoksullaştı. Vatandaşların yüzde sekseni, yani ortalama her beş kişiden biri sosyal yardıma muhtaç duruma gelmiş. Orta direk vardı geçmiş yıllarda, orta direk kalmadı, yoksullaştı.
Bizi kıskanan Avrupa ülkelerinden Almanya'da asgari ücret bizim para birimiz ile kırk bin lira dolayında, etin kg. fiyatı 270 ile 350 Lira arasında.
Kendi durumumuzu yazmaya gerek yok, zira herkes yaşıyor.
Vatandaş bir acı soğan alamaz duruma düşürüldü.
Birçok meyveyi şimdi kilo le değil tane ile alır durumda.
Tencere de aş değil, dert pişiyor.
Dünya'da en fazla para kazanan bankalar bizdeki bankalar.
Masraf gelirlerinden, bütün giderlerini karşılıyor.
Bütün bunlar gösteriyor ki, seçmen işin sonunu getirecek, sandıkta yoksulluğunun, ekonomi sıkıntının, kayırmacılığın ve ayrıştırmanın hesabını soracak.
Vatandaşların tavrına dikkatle bakarsak yolun sonuna gelindiğini gösteriyor.
28 Nisan 2023 Cuma.
Ahmet Yılmaz.