Kibritcioğlu, Viyana Kongresi'nde ortaya atılan bazı kavramların Türkiye’yi bölme amaçlı olduğuna vurgu yaparken, bugün bu sözde sorunların etkilerinin hala hissedildiğini belirtti. Açıklamasında 1984'ten bu yana binlerce vatan evladının beyinleri yıkanmış ve vicdan ile ahlaktan yoksun kişiler tarafından şehit edildiğini ifade eden Kibritcioğlu, Abdullah Öcalan’ın bu sürecin başındaki isim olduğunu dile getirdi. Kibritcioğlu, Öcalan’ın, gençlerin zihinlerini yıkadığını, uyuşturucuya sürüklediğini ve hatta intiharlarına neden olduğunu belirtti. PKK terör örgütünün sadece silahlı saldırılarla değil, aynı zamanda zihinlere yerleşen bir tehdit olduğunu vurgulayan Kibritcioğlu, bu örgüt mensuplarının affedilmesi ve topluma geri kazandırılması girişimlerini de eleştirdi.
Kibritcioğlu, Türkiye’nin açılım sürecinde yaşanan bazı olumsuz örnekleri hatırlatarak, affedilen bazı sözde doktorların 12 bebeğin hayatına kastettiğini belirtti. Abdullah Öcalan’ın adını anmak istemediğini vurgulayan Kibritcioğlu, Öcalan’ın mecliste herhangi bir şekilde temsil edilmesine ve bu meclisin teröristlere peşkeş çekilmesine karşı olduklarını sert bir dille ifade etti.
Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin ve meclisin Türk milletinin kutsalı olduğunu hatırlatan Kibritcioğlu, Türk milliyetçileri olarak bu kutsalların teröristlere teslim edilmesine asla izin vermeyeceklerini söyledi. Konuşmasında ayrıca Atatürk’ten ilham aldıklarını ve bu mücadelede kararlılıklarını "Ya istiklal, ya ölüm!" sözleriyle ifade eden Kibritcioğlu, toplumun artık kaybedecek hiçbir şeyinin kalmadığını belirtti.
Son olarak, Barış Kibritcioğlu, Türk milletinin sesinin kesilmeye çalışıldığını, ancak milliyetçi hareketin bu baskılara boyun eğmeyeceğini vurgulayarak, teröre ve destekçilerine karşı kararlı bir duruş sergileyeceklerini dile getirdi.