Bulaşıcı hastalıklardaki artışlar kaygı ve endişelere yol açıyor. Özellik de çocuklarda görülen Kızamık, su çiçeği, boğmaca, maymun çiçeği gibi hastalıklar karsında birçok ülke dikkat kesildi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) dünya çapında artan kızamık vakaları nedeniyle alarm verdi. 2023 yılında 306 binden fazla vaka rapor edilerek 2002 yılındaki sayıyı yüzde 79 yükseltti.

DSÖ Avrupa Bölge Ofisi, Ocak-Ekim 2023 arasında bölgedeki 53 üye devletin 40'ında, 30 binden fazla kızamık vakasının bildirildiğini açıkladı. Bu rakam 2022'nin tamamında bildirilen 941 vakayla karşılaştırıldığında, 30 kattan fazla bir artışı temsil ediyor.

DSÖ, kızamık virüsü için çocukların aşılanmasının kritik önemde olduğunu vurguladı. DSÖ direktörü Kate O’Brein, Kovid-19'un dünya çapında rutin aşılama çalışmalarını büyük ölçüde sekteye uğrattığını, bu dönemde yaklaşık 60 milyon çocuğun aşılarını olmadığını söyledi.

Ege Üniversite Aşı Geliştirme, Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Adnan Yüksel Gürüz konuyu Aydınlık Avrupa’ya değerlendirdi. Aşı Bilimi Derneği Başkanı da olan Gürüz, özellikle de aşı karşıtlığına sert sözlerle tepki gösterdi.

PANDEMİ VE GÖÇLER HASTALIK SEYRİNİ DEĞİŞTİRDİ

Bulaşıcı hastalıklardaki özellikle de çocukluk döneminde daha fazla görülen kızamık, su çiçeği, boğmaca gibi hastalıklarda neden artış yaşanıyor?

Birinci neden olarak şunu söyleyebiliriz. Pandemi sürecinde öyle ya da böyle Kovid-19'la pek çoğumuz tanıştık, karşılaştık. Bu sebeple de Kovid-19'un bağışıklık sistemi üzerinde ciddi olumsuz yan etkileri oldu. Bağışıklık sistemimizin hafızası karıştı. Bu karışıklıktan dolayı pek çok hastalık beklenmedik şekilde seyretmeye başladı.

İkincisi ise göçler. Dünyanın pek çok bölgesinde, işte Afrika'da Orta Asya’daki problemler, Arap Yarımadası'ndaki sıkıntılar ve savaşlar nedeniyle milyonlarca insan ülkesini terk etti. Bu kişiler düzenli sağlık kontrolüne tabi olmadan Türkiye’ye ya da Avrupa’ya gittiler. Milyonlarca insan sağlıklı nüfusun içinde birer hastalık kaynağı olarak dolaşıyor. Göç edenlerin aşılanmamış olması, bizler aşılı bile olsak bazı hastalıkların ağır seyretmesine yol açtı.

‘AŞILAR SAYESİNDE ÖMRÜMÜZ UZADI’

Peki buraya nasıl geldik? 13-14 tane ölümcül olabilen çocukluk hastalıklarının belki 100 yıla yakın süredir aşıları var. Bu aşılar sayesinde insan ömrü uzadı. Çocuklarımız sağlıklı. Avrupa kıtasında çocuk felci en son 1996’da Türkiye’de görülmüştü. Çiçek hastalığının kökü kazındı. Çiçek hastalığının kökü kazındıktan sonra birkaç dönem sonra çiçek aşılaması yapmayı bıraktık. Ne oldu? Çiçek aşılanması yapılmayan yani 1980'den sonra doğanlarda geçen yıl maymun çiçeği hastalığını gördük. Bizim gibi 1980 öncesi çiçek aşısı olanlarda maymun çiçeği görülmedi. Yani hastalıkların belli bir döngüsü var.

Aşıya karşı olan hatta bunu aşı karşıtı hareketlere bile dönüştüren eğilimler oldu. Bunların haklı oldukları taraf var mı?

Hiçbir bilgisi olmayan birkaç kişi aşı karşıtlığı gibi bir cehaletle insanları kandırıyor. Ne diyor? “Aşıların içindekiler çocuklarınızı geri zekalı ve otistik yapacak.” “Aşıların içindekiler sizin üreme fonksiyonlarınızı ortadan kaldıracak.” “Aşının içinde çip var, bir gün çipi kapatacaklar, yolda giderken aniden öldürecekler.” Bilinçsiz kesimi böyle etkiliyorlar.

Peki aşı olmasaydı ne olurdu? Bakın Kovid-19 aşılara ve sürü bağışıklığına rağmen dünya genelinde 7 milyonun üzerinde insanın ölümüne yol açtı. Bu hastalığı geçiren herkeste de bir takım bozukluklar bıraktı. Hastalığı geçirmek, aşılanmayla oluşabilecek semptomlara göre çok çok daha ağır. Aşının yan etkisi olabilir. Amaç ölümü engellemekse bazı yan etkilere katlanabilirsiniz.

‘AŞININ İÇİNDE SAĞLIĞA ZARARLI BİR MADDE YOK’

Aşılar bazı kişilerde ciddi yan etkiler yapabilir. Biz bunları biliyoruz. Hangi aşılar hangi hasta grubuna yapılır. Yaşlılarda, çocuklarda, immün sistemi baskılanmış olanlarda kullanmadığımız aşı tabanları var. Ama aşının içinde iddia edildiği gibi insanları sakat bırakacak, çocukların otistik olmasına yol açacak zararlı bir madde yoktur.

Aşı karşıtlığıysa günümüzün sorunu değil. 1800'lü yıllarda başlayan ‘Vücut benim vücudum. Ben aşılanmayacağım.’ diyenler var. Evet sizin böyle bir hakkınız olabilir. Ne zaman olur. Kanser hastasıysanız ya da bulaşıcı olmayan bir hastalığınız var ise. O zaman ‘ben aşı olmak istemiyorum’ diyebilirsiniz. O sizin probleminiz. Ama siz bir toplumda yaşıyorsanız ve bu toplumda çocuklar, yaşlılar, immün sistemi zayıf olanlar varsa ve siz aşılanmaz, onlara hastalık bulaştırıp ölümlerine yol açarsanız böyle bir hakkınız olamaz. Aşı karşıtlığı bir biyoterörizmdir. Bunlar biyoteröristtir. Bunu her yerde net bir şekilde ifade ediyorum.

Avusturya’nın başkenti Viyana’da yaşayan Tuğba Bayraklı’nın oğlu kızamık vakasına yakalandı. Anne Bayraklı yaşadıklarını Aydınlık Avrupa’ya anlattı. Oğlunun 5 Mart’tan beri yoğun bakımda olduğunu söyleyen Bayraklı şunları ifade etti: “7 yaşındaki bir oğlum genetik mutasyonu olan özel gereksinimli bir çocuk. Okula gidiyor. Ekim ayından beri sürekli bakteri ve enfeksiyon kaynaklı hastalıklar geçirdik. İki gün ilaç kullanıyorduk ateşi düşüyordu. Ancak şubat ayında oğlum tekrar hasta oldu. Bu kez ateşi düşmedi. Bir inip bir çıkıyordu. Vücudunda da ufak ufak lekeler oluştu. Hastanede çeşitli testler yapıldı ama tam tanı konulamadı. Oğlumun durumu ağırlaşmaya, nefes alamamaya başladı. Yetişkin çocuk yoğun bakım ünitesi olmadığı için tedavi gördüğümüz hastaneden başka bir hastaneye aldılar bizi. Bu hastanede oğlum entübe edildi. Buraya geldiğimizde bize yüzde 10 yaşama şansı var dediler. Doktorlar hiç umutlu konuşmadı. Biz kadavra diye geldik bu hastaneye ama oğlumun yaşayacağı varmış. 5 Mart’tan beri yoğun bakımda.”

‘EBEVEYNLER ÇOCUKLARINA AŞI YAPTIRSIN’

“Buradaki doktorlar kızamık teşhisi koydular. Hemen aşısı var mı diye sordular? Aşısı olmadığını söyledik. Oğlumuzun özel durumu olduğu için aşı yaptırmamıştık. Son aylarda da sürekli hastalanıyordu. Hasta iken de vurmadılar aşıları. Kızamık vücudun birçok organına zarar verebiliyor, oğlumun ciğerlerini etkiledi. Doktorlar durumunu şöyle tarif etti: “Günde 2 paket sigara içip korona olmuş birinin ciğerlerinden daha kötü sizin çocuğunuzun ciğeri.”

Duyduğumuza göre Viyana’da kızamıktan dolayı çocuklar sıkıntı yaşıyor. Bizim kaldığımız hastanenin dışında eğitim araştırma hastanesi var; söylenen doğruysa 50 civarında çocuğun burada kızamıktan kaynaklı entübe olduğu konuşuluyor. Bunların çoğu da aşı karşısı ailelerin çocukları. Anne ve babaların ihmalinin suçunu çocuklar yaşıyor. Biz özel durumumuzdan dolayı yaptırmadık aşıyı. Aşıya karşı olanlar keyfi keder yapmadılar. Belki de okulda kızamık aşı yaptırmayan ailelerin çocuklarından birinden geçti benim oğluma da. Hastanedeki doktorlar ‘oğlunuz aşı olmuş olsaydı belki de entübe olmayacaktı’ dediler bize. Doktorlar aşısız olduğu için bu kadar komplikasyon yaşadığını söyledi. Lütfen anne babalar çocuklarına aşı yaptırsın. Bizim yaşadıklarımızı hiç kimse yaşamasın.”

 

Avusturya’da kızamık vaka sayısı 267’ye çıktı

Avusturya’da kızamık vakaları endişe verici şekilde artıyor. Bir hafta içerisinde 50 vaka tespit edildi. Toplam sayı 267’ye çıktı.Uzmanlar, halkı aşı olmaya teşvik ediyor.

Avusturya Aşılama Akademisi'nin düzenlediği online bir doktor eğitim etkinliğinde, uzmanlar vaka sayılarındaki artışa ve özellikle bir yaş altı çocuklarda aşılanma oranlarının düşüklüğüne dikkat çekti. 2022 yılında, bir yaş altındaki 15 bin 500 çocuktan hiçbirinin kızamık aşısı olmadığı ifade edildi.

 

Aşı olmak istemeyenlere cezası

Almanya'da yürürlüğe giren yeni yasa göre kızamık aşısını olmak istemeyenlere para cezası verilebilecek. Almanya’da yürürlüğe giren Kızamık Koruma Yasası gereğince, 1970’ten sonra doğan ve toplum merkezlerinde çalışan ya da bakım hizmeti veren her kişinin kızamık aşısı yaptırdığını kanıtlaması gerekmektedir.

Bu yasa, özellikle kreşler, okullar, hastaneler ve doktor muayenehaneleri gibi hassas alanlarda çalışanları kapsıyor.

“Keneler Patlatılmamalı” “Keneler Patlatılmamalı”

 

Hollanda’da boğmaca endişe yarattı

Hollanda’da Halk Sağlığı Enstitüsü RIVM şubat ve mart aylarında dört bebeğin boğmaca nedeniyle hayatını kaybettiğini açıkladı. Kurum, enfeksiyon nedeniyle hastalanan yeni doğan bebek sayısının da hızla artmakta olduğunu vurguladı. Geçtiğimiz ay doktorlar her hafta yaklaşık 250 boğmaca vakası görüldüğünü ifade etti. Ulusal Aşılama Programı web sitesine göre normalde yılda en fazla bir çocuk boğmacadan ölüyordu.

Kaynak: Haber Merkezi