Gamze Nur Yavuz
Akdeniz, sıcak kıyıları, kristal suları ve zengin biyoçeşitliliği ile dünyanın en gözde denizlerinden biri. Ancak son yıllarda artan kirlilik seviyeleri, bu benzersiz denizin geleceğini tehdit ediyor. Yapılan araştırmalar, Akdeniz'deki kirlilik oranlarının alarm verici seviyelere ulaştığını gösteriyor, bu durum denizin ekosistemine ve kıyı şeridinde yaşayan topluluklara ciddi zararlar veriyor.
Akdeniz'de kirliliğin ana kaynakları arasında plastik atıklar, petrol sızıntıları, tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan nitratlar ve fosfatlar ile kentsel atık sular yer alıyor. Plastik kirliliği özellikle dikkat çekici; yapılan çalışmalar, Akdeniz'in dünyadaki en yüksek plastik kirliliğine sahip denizlerden biri olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, deniz canlıları için büyük bir tehdit oluşturuyor; balıklar, deniz kaplumbağaları ve diğer deniz hayvanları, plastik atıkları yiyecek zannederek tüketiyor ve bu da sindirim sistemlerinin tıkanmasına hatta ölümlerine yol açabiliyor.
Petrol sızıntıları ve endüstriyel atıklar da Akdeniz'in su kalitesini düşüren önemli faktörler arasında. Denize yakın bölgelerdeki endüstriyel tesislerden sızan zararlı kimyasallar, deniz ekosistemini olumsuz yönde etkiliyor. Ayrıca, kıyı şeridinde yoğunlaşan turizm faaliyetleri de denizin kirlilik yükünü artırıyor.
Tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan kirlilik de büyük bir sorun. Yüksek miktarda kullanılan gübrelerden sızan nitrat ve fosfatlar, denize ulaştığında suyun besin dengesini bozuyor ve aşırı alg büyümesine neden oluyor. Bu durum, oksijen seviyelerinin düşmesi ve deniz canlılarının yaşam alanlarının yok olması gibi ciddi ekolojik sorunlara yol açıyor.
Akdeniz bölgesindeki hükümetler ve çeşitli sivil toplum kuruluşları, denizi korumak için çeşitli önlemler almaya çalışıyor. Plastik kullanımının azaltılması, atık yönetimi sistemlerinin iyileştirilmesi ve tarımsal faaliyetlerde sürdürülebilir yöntemlerin teşvik edilmesi gibi adımlar, bu çabaların bir parçası. Ancak, Akdeniz'in kirlilik sorununu çözmek için uluslararası işbirliği ve kapsamlı bir yaklaşım gerekiyor.
Akdeniz'in karşı karşıya olduğu kirlilik sorunu, sadece bölgedeki ülkeler için değil, tüm dünya için bir uyarı niteliğinde. Bu benzersiz denizin korunması, gelecek nesillerin de Akdeniz'in doğal güzelliklerinden ve biyoçeşitliliğinden faydalanabilmesi için hayati önem taşıyor.