Brown Üniversitesi'nde klinik psikolog olan Yael Schonbrun, geçtiğimiz günlerde The Washington Post'un tavsiye köşesi için yazdığı yazıda, aldatma konusunu ele aldı.

Sadakatsizliğin partnerleri ve ilişkileri mahvedebildiğini belirten Schonbrun, ‘Aldatan eş bunu partnerine itiraf mı etmeli yoksa saklanmalı mı?’ sorusunun bir çift terapisti olarak kendisine sık sık sorulduğunu ifade etti. Schonbrun, geçen hafta The Washington Post’ta kaleme aldığı yazısında, “Yaşanan sadakatsizliği gizli tutmak o ilişkide uçurumu garanti eder, ancak sadakatsizliğin ortaya çıkması da aldatılan partnerin kalbinin kırılmasını garanti eder” ifadelerini kullandı. 

İnsanların yaklaşık yüzde 16'sının yaşamları boyunca partnerlerini aldatarak cinsel birliktelik yaşadığının tahmin edildiğini, partner tarafından kötü muameleye maruz kalma hissi veya alkolün etkisiyle yanlış kararlar verilmesi gibi bir dizi karmaşık faktörün bu tarz ilişkiler yaşanmasına neden olduğunu belirten Schonbrun ekledi: “Böyle ilişkiler yaşayan partnerler derin bir pişmanlık ve kafa karışıklığı yaşar. Yaşanan bir ilişkiyi ifşa etmenin tek bir doğrusu veya kolay bir yolu yoktur. Taciz ve şiddetin yaşandığı ilişkilerde bu itiraf güvenli olmayabilir. Yıllar önce yaşanmış bir ilişkiyi sadece suçluluk duygusunu hafifletmek amacıyla ifşa etmek doğru olmayabilir.”

Ancak pek çok durumda yaşanan ilişkiyi itiraf etmek daha doğru olabilir. Psikoterapist ve yazar Daphne de Marneffe, gönüllü itirafın, (kişi bu güveni zedelemiş olsa bile) en azından güvene dayalı, yakın bir ilişki kurma ve ilişkiyi devam ettirme niyetini gösterdiğini söyledi.

'İLK ADIM GERÇEKLERİ KABUL ETMEK'

Eşini aldatan bir kişinin bu durumla başa çıkma ve nasıl ilerleyeceğine karar verme konusunda karmaşık duygular yaşadığını söyleyen Nazik, bu süreçte yardımcı olacak adımları şöyle sıraladı: 

“İlk adım, gerçekleri kabul etmektir. Aldatma gerçekleştiyse ve bir ilişkide başka biriyle duygusal veya fiziksel olarak bağlantı kurulduysa, kişi durumu dürüstçe kabul etmeli ve sorumluluk almalı. Aldatma, birçok duygusal tepkiyi tetikler; suçluluk, utanç, pişmanlık, korku, endişe gibi. Bu duyguları anlamak ve kabul etmek önemlidir. Aldatma genellikle ilişki içindeki diğer sorunlardan kaynaklanabilir. Bu nedenlerin anlaşılması ve üzerinde çalışılması gerekir.

Avrupa Birliği Psikologlar Derneği Genel Başkanı Psikolog ve Aile Danışmanı Rojin Nazik de eşler arası aldatmayı "bir evlilik veya romantik ilişki içindeki bir partnerin, ilişkideki diğer partneri aldatması veya ihanet etmesi" olarak tanımlarken, bunun cinsel ilişki dışında duygusal bağ kurma, flört etme, gizlice buluşma veya başka bir ilişki türüyle bağlantı kurma şeklinde gerçekleşebileceğini söyledi. 

İlişkideki iletişim eksikliği, duygusal mesafeler veya diğer problemler bu durumu tetikler. Eğer devam etme niyetindeyseniz, eşinizle samimi bir şekilde iletişim kurun. Duygularınızı, nedenlerinizi ve ilişkinizi iyileştirmek için ne yapabileceğinizi paylaşın. İyi bir iletişim, güveni yeniden oluşturma sürecinde yardımcı olur. İlişkinin geleceği hakkında net bir şekilde konuşun. Eşinizle birlikte, ilişkinizi yeniden yapılandırma, güveni yeniden inşa etme veya ayrılma gibi seçenekleri tartışın.”

'DEPRESYONA NEDEN OLABİLİR'

Colorado Üniversitesi'nde sinir bilimi ve psikoloji profesörü olarak görev yapan Mark Whisman, bir partnerin başka biri ile yaşadığı ilişkiyi öğrenmenin majör depresyona neden olabileceğini söyledi.Ancak aldatmaların ruh sağlığı üzerindeki etkileri sadece ihanete uğrayan partnerlerle sınırlı değildir. Aldatan partnerler de utanç, depresyon ve anksiyete açısından yüksek risk altındadır. Boşanan çiftler arasında ‘aldatma’ genellikle hem önemli bir etken hem de bardağı taşıran son damla olarak görülür.

Aldatan taraf yaşadığı ilişkinin ortaya çıkmasının yıkıcı etkilerinden kaçınmak için bu durumu gizli tutmayı tercih edebilir. Whisman, insanların genellikle ilişkiyi ifşa etmenin etkisinden çok, ifşa etmezlerse nasıl bir sonuçla karşılaşacaklarını düşündüklerini söyledi.

Kar Yağışı Besicilere Zor Anlar Yaşattı Kar Yağışı Besicilere Zor Anlar Yaşattı

Aldatan bir kişi, partnerinin daha fazla zarar görmesini engellemek için en azından bu yükü taşıyabileceğini düşünebilir. Oysa aldattığını itiraf etmemek, onlara itiraf etmekten daha fazla zarar verebilir.Gerçeği söylemenin, ilişkide dürüstlüğü ve şeffaflığı yeniden kurma fırsatı sağlayacağını, itiraf etmenin, ilişkide açık iletişimi teşvik edeceğini ve güvenin yeniden inşa edilmesine yardımcı olabileceğini vurgulayan Rojin Nazik, aldatma sonrası gerçeği itiraf etmenin, sorumluluk alındığına işaret ettiğini, yapılan hatanın farkında olunduğunun ve eşi ile ilişkiyi düzeltme konusundaki samimiyetin bir göstergesi olduğunu söyledi.

Kaynak: Haber Merkezi