Asgari ücretin 22 bin 104 lira olarak belirlendiği 2025 yılının ilk ayında, açlık sınırı 22 bin 131 liraya yükseldi. Daha yılın başında, milyonlarca emekçinin aldığı ücret, yalnızca gıda masrafını bile karşılamaktan uzak hale geldi.
EMEKÇİYE REFAH DEĞİL, AÇLIK REVA GÖRÜLDÜ
Türk-İş’in Ocak 2025 verilerine göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için yapması gereken harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 4,97 artarak 22 bin 131 liraya çıktı. Yani asgari ücret, daha ilk aydan açlık sınırının gerisinde kaldı. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla açlık sınırındaki yıllık artış yüzde 47,06’ya ulaştı.
Yoksulluk sınırı ise 72 bin 88 lira olarak hesaplandı. Yani asgari ücret, temel ihtiyaçlarını karşılamak bir yana, yalnızca hayatta kalmaya yetebilecek seviyenin bile altında kaldı. Bekâr bir çalışanın yalnızca kendisini geçindirebilmesi için yapması gereken harcama ise aylık 28 bin 756 lira olarak belirlendi.
Peki, asgari ücret nasıl belirlendi?
İKİ KOLDAN GASPA UĞRAYAN EMEKÇİ
2025 yılı asgari ücreti belirlenirken, hükümetin ve işverenlerin izlediği yöntem, milyonlarca çalışanın ücretinin enflasyon karşısında bilinçli olarak erimesine neden oldu. Asgari ücrete yapılan yüzde 30’luk zam, 2024’ün enflasyon kayıplarını bile karşılamaktan uzak kaldı.
Merkez Bankası, 2024 yılı başında yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 36 olarak açıklamış, ancak bu hedef 8 puan farkla şaşmıştı. Üstelik asgari ücret belirlenirken, yıl boyunca yaşanan yüzde 44’lük enflasyon değil, yıl sonunda öngörülen (yüzde 21) enflasyon oranı dikkate alındı.
Bu da işçilerin, patronların ve ekonomi yönetiminin politikalarıyla iki koldan sömürüldüğünü gösterdi:
- Önceki yılın enflasyon kaybı telafi edilmedi.
- Bu yılın enflasyon tahmini üzerinden yapılan zam, maaşların reel olarak daha da erimesine yol açtı.
PATRONLARIN “ENFLASYON DÜŞSÜN” HESABI, EMEKÇİYİ AÇ BIRAKTI
Hükümet ve patronlar, enflasyonun düşmesi için işçilerin tüketim gücünün kısıtlanmasını tek çare olarak sundu. Asgari ücretin düşük tutulmasıyla, halkın daha az harcama yapacağı ve böylece enflasyonun düşeceği savunuldu.
Ancak bu politika, işçilerin alım gücünü daha da aşağıya çekti. Açlık sınırının bile altında bir ücretle geçinmek zorunda kalan milyonlarca insan için artık temel ihtiyaçlarını karşılamak bile imkânsız hale geldi.
Gıdaya erişimin her geçen gün zorlaştığı, temel ihtiyaçların bile lüks haline geldiği bir dönemde, asgari ücretli çalışanlar için 2025 yılı daha ilk aydan zorlu başladı. Enflasyonun reel etkileri göz ardı edilerek belirlenen ücret, işçileri her geçen gün daha da yoksulluğa itiyor.