HÜDA PAR’ın düzenlediği “Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı” ile ilgili Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) suç duyurusunda bulunmasının ardından, parti cephesinden sert bir açıklama geldi. HÜDA PAR İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, çalıştayın barışçıl ve meşru bir girişim olduğu vurgulanarak, ADD’nin suçlamalarına tek tek yanıt verildi.
“Bölücülük de Yoktur, Hakaret de!”
HÜDA PAR’ın açıklamasında, çalıştayın temel amacının Kürt meselesini hakikat temelinde, hukuki ve insani boyutlarıyla ele almak olduğu belirtilirken, suçlamalara ilişkin şu ifadeler kullanıldı:
“Çalıştayımızda bölücülük de yoktur, hakaret de yoktur! Ama gerçekler vardır ve gerçekler, Kemalist statükoyu rahatsız etmiştir.”
Açıklamada, ADD’nin suç duyurusunda öne sürdüğü suçlamalar tek tek ele alınarak şu değerlendirmeler yapıldı.
Anayasa’yı İhlal (TCK m. 309) Suçlaması
HÜDA PAR, Anayasa’yı ihlal suçunun ancak cebir ve şiddet kullanılarak işlenebileceğini belirterek, şu sözlerle yanıt verdi:
“Peki, Kürt meselesini sivil siyaset zemininde meşru yollarla konuşmak mı suç, yoksa 100 yıldır inkâr ve asimilasyon politikalarını dayatmak mı? Gerçek şu ki, bu zihniyet Kürtlerin haklarını ancak şiddetle talep etmelerini istiyor, barışçıl yolları ise tehdit olarak görüyor!”
Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik (TCK m. 216) Suçlaması
Çalıştayda toplumu ayrıştırıcı herhangi bir söylemin olmadığını vurgulayan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Çalıştayda Türkler ve Kürtler kardeştir dedik, Diyarbakır’ın huzuru Ankara’nın huzurudur dedik. Ama belli ki bazıları kardeşlikten değil, tek tipleştirmekten yana! Bu ülkede halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden kim? Kürtçe anadilde eğitim ve öğretimi yasaklayanlar mı, Kürt varlığını inkâr edenler mi?”
Kanunlara Uymamaya Tahrik (TCK m. 217) Suçlaması
HÜDA PAR, kanunlara karşı gelmenin değil, hukukun evrensel ilkeleri çerçevesinde mevcut düzenlemeleri sorgulamanın meşru bir hak olduğunu savunarak, şunları kaydetti:
“Çalıştayda ‘kanunlara uymamaya’ değil, evrensel hukuka, müktesebatımıza ve medeniyet tasavvurumuza aykırı kanunları sorgulamaya davet ettik! Çünkü hukuksuzluk kanunlaştırılabilir ama meşrulaştırılamaz. Kemalizm’in dogmalarıyla şekillendirilmiş hukuk düzeni, toplumu baskı altında tutmayı amaçlayan bir ideolojik aparattır. Kemalist vesayetin anayasaları ve yasaları değiştirilmeden, adalet tesis edilemez!”
Mustafa Kemal’e Hakaret (5816 Sayılı Kanun) Suçlaması
Mustafa Kemal’e yönelik herhangi bir hakaretin söz konusu olmadığını belirten HÜDA PAR, eleştirilerin hedefinin Kemalist ideoloji olduğunu şu sözlerle açıkladı:
“Çalıştayda Mustafa Kemal veya herhangi bir kimseye hakaret edilmemiştir. Şahıslar gündemimizde olmadığı gibi hakareti meşru bir yol ve yöntem olarak da kabul etmiyoruz. Ancak Kemalizm eleştirilmiştir. Çünkü Kemalizm, ulus devlet adına halkları yok sayan, tek dili, tek kimliği, tek ideolojiyi dayatan despotik bir anlayıştır. Bu topraklarda darbelerin, yasakların, asimilasyonun, inkâr politikalarının temeli Kemalist ideolojidir. Bu minvalde Mustafa Kemal’in arkasına sığınarak yapılan her türlü yalan, iftira ve karalamalarınızı meşrulaştıramazsınız. Kemalizm eleştirilemez bir tabu değildir. Tarihsel ve toplumsal sonuçlarıyla yüzleşilmesi gereken bir vesayet mekanizmasıdır.”
“Susmayacağız!”
HÜDA PAR, açıklamasının sonunda Kürt meselesiyle ilgili tartışmaların susturulmak istendiğini ancak geri adım atmayacaklarını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
“Bu ülkenin en büyük açmazı şudur: Gerçekleri konuşmaya çalışanlar susturulmak istenir, hukuksuzluk eleştirildiğinde ise ‘suç işleniyor’ denir. Ama bilinmelidir ki, susmayacağız! Kürt meselesini çözmek isteyenler değil, statükoyu korumak isteyenler asıl sorun kaynağıdır. Çalıştayımıza yönelik bu saldırılar, Kürtleri ve farklı kimlikleri inkâr eden anlayışın günümüzde hâlâ sürdüğünü göstermektedir. Ama artık bu anlayış can çekişmekte ve er ya da geç çökecektir! Biz, hakikatin tarafında olmaya devam edeceğiz. Ne tek tipçi ulus devlet anlayışına ne de Kemalist vesayetin hukuk dışı dayatmalarına boyun eğmeyeceğiz!”
HÜDA PAR’ın bu sert açıklamasıyla birlikte tartışmanın daha da büyümesi beklenirken, Atatürkçü Düşünce Derneği'nin yeni bir karşılık verip vermeyeceği merak konusu.