Bağımlılık Akademisi, Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi ve Kent Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen "Bağımlılık ve İyileşme Sempozyumu", Kent Üniversitesi Taksim Kampüsü'nde başladı. Dünyanın ortak sorunu olarak nitelendirilen bağımlılıkla mücadelede önemli bulgular ve tedavi yaklaşımları sempozyumda ele alındı.
Türkiye’de bağımlılık hızla artıyor
Dünya genelinde bağımlılık sorunu giderek büyürken, Türkiye’de de bu durum alarm verici seviyeye ulaşıyor. Uzmanlar, bağımlılığın sadece bireyleri değil, aileleri ve toplumu da derinden etkileyen ciddi bir halk sağlığı problemi haline geldiğine dikkat çekiyor.
Sempozyumda konuşan Psikiyatrist Prof. Dr. Kültegin Ögel, bağımlılıkla mücadelede multidisipliner bir yaklaşımın şart olduğunu vurgulayarak, tedavi sürecinin yalnızca bireye yönelik değil, aynı zamanda aileyi ve toplumu da kapsaması gerektiğini belirtti.
"Bağımlılıkla mücadele çok yönlü bir çaba gerektiriyor. Psikologlar, psikiyatristler, aile hekimleri, hemşireler ve sosyal çalışmacılar hep birlikte bu sorunu çözmek için çalışmalı. Bağımlılık sadece bireyin değil, aile yapısının ve toplumsal düzenin de dengesini bozuyor." dedi.
Metamfetamin kullanımı gençler arasında yükseliyor
Bağımlılık türleri arasında metamfetamin kullanımının son yıllarda hızla arttığına dikkat çekildi. Psikolog Melike Şimşek, metamfetamin bağımlılığının özellikle ergenlik döneminde başladığını belirterek, gençlerin bu maddeye giderek daha fazla yöneldiğini ifade etti.
Genetik ve çevresel faktörler bağımlılığı tetikliyor
Bağımlılıkla ilgili yapılan araştırmalar, genetik ve çevresel faktörlerin bağımlılık riskinde büyük rol oynadığını gösteriyor. Prof. Dr. Wim Van Den Brink, ebeveynlerinde alkol bağımlılığı olan çocukların bağımlılığa yatkınlığının daha yüksek olduğunu belirterek şu bilgileri paylaştı:
"2020 yılında yayımlanan bir genom çalışmamız, madde kullanımı, dikkat eksikliği, otizm ve depresyonun aynı genetik risk faktörlerini paylaştığını ortaya koydu. Ayrıca yapılan araştırmalar, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan bireylerin bağımlılığa yatkınlıklarının yüzde 50 daha yüksek olduğunu gösteriyor."
Bağımlılıktan kurtuluş hikayesi
Sempozyumda konuşan iyileşme danışmanı Mert Kamçı, bağımlılıkla geçen yıllarını ve iyileşme sürecini anlattı. 11 yaşında tiner ve bali kullanımına başladığını, 2010 yılında ise eroin ve metamfetamine bağımlı hale geldiğini söyleyen Kamçı, bağımlılığın hayatından 25 yılını aldığını ifade etti.
"Uzun yıllar bağımlılıkla mücadele ettim. Tedavi sürecinden geçtikten sonra 9 yıldır temizim. Şu an bir hastanede iyileşme danışmanı olarak çalışıyorum ve bağımlılıkla mücadele eden insanlara yardımcı olmaya çalışıyorum. İlk adım, bağımlı bireylerin tedaviye yönlendirilmesi ve desteklenmesi olmalı." dedi.
Bağımlılıkla mücadelede işbirliği şart
Uzmanlar, bağımlılıkla mücadelede sadece bireysel tedavi yöntemlerinin yeterli olmayacağını, toplumsal farkındalık ve uluslararası işbirliğinin büyük önem taşıdığını vurguluyor.
Bağımlılıkla mücadele için bilimsel ve doğru tedavi yaklaşımlarının geliştirilmesi, önleyici çalışmaların artırılması ve toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Uzmanlara göre, bağımlılıkla ilgili yapılacak her adım, yalnızca bireyleri değil, tüm toplumu koruma amacı taşımalı.