Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na bağlı Çayırhan Termik Santrali ve Maden Sahası'nın özelleştirilme ihalesi tamamlandı. 164 milyar TL değerinde olduğu belirtilen santral ve maden sahası, 20 milyar TL bedelle Akçadağ İnşaat Enerji Madencilik Anonim Şirketi’ne devredildi. Özelleştirme süreci kamuoyunda büyük tartışmalara yol açarken, muhalefet ve sektör temsilcileri, ihale sonucu oluşan kamu zararına dikkat çekti.
Santralin ve Maden Sahasının Değeri Tartışma Yarattı
Özelleştirme sonrası tartışmaların odak noktası, tesisin gerçek değeri oldu. 2019 yılında modernizasyon öncesinde madenden çıkarılan kömür ve santralde üretilen elektriğin günümüzdeki değerinin 26,2 milyar TL olduğu belirtiliyor. 2020 yılında kamuya devredilen santral, yapılan modernizasyonlarla daha verimli hale getirilmişti. Uzmanlar, yeni sahibinin yalnızca 280 gün içinde ödediği bedelin üzerinde bir kazanç sağlayabileceğini ifade ediyor.
CHP Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, özelleştirme sonrası kamu zararının 144 milyar TL olacağını iddia ederek ihalenin iptal edilmesi gerektiğini savundu.
Akçadağ Grup’un Kamu İhalelerindeki Yeri
Kamu projelerinde aldığı büyük ölçekli ihalelerle öne çıkan Akçadağ Grup, ödediği vergilerle ilgili tartışmaların da odağında. Türkiye Kömür İşletmeleri’nin 369 milyon TL’lik dekopaj ihalesi, İstanbul Sismik Riskin Azaltılması Projesi kapsamında 154 milyon TL’lik eğitim yapısı inşaatı, Diyarbakır’da 491 milyon TL’lik deprem konutları ve Hatay’da 758 milyon TL’lik konut-dükkan projeleri gibi yüksek bütçeli kamu ihalelerini kazanan şirketin, 2023 yılında yalnızca 678 bin 17 TL vergiye tabi kazanç beyan edip 159 bin 504 TL kurumlar vergisi ödemesi, mali şeffaflık açısından eleştiriliyor.
İzmir Foça Yat Limanı ve Van Özalp Hudut Hattı Güvenlik Sistemi gibi milyarlarca liralık kamu projelerini üstlenen şirketin, bu denli düşük bir vergi beyanında bulunması, vergi denetim mekanizmalarının etkinliği ve güvenilirliği konusunda soru işaretleri yaratıyor.
Siyasi Bağlantılar ve İddialar
Diyarbakır kökenli Akçadağ ailesi, kamuoyunda siyasi bağlantılarıyla da biliniyor. Aile, Adalet ve Kalkınma Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi bürokrasisiyle yakın ilişkileriyle öne çıkarken, şirketin yöneticilerinin Ankara’daki siyasi figürlerle sık sık bir araya geldiği belirtiliyor.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından el konulan bazı şirketlerin, iktidara yakın sermaye gruplarına devredildiği iddialarında Akçadağ Grubu’nun adı geçmişti. Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Çetin Arık, Canikli'nin şoförünün imzasıyla Akçadağ Grubu’na ait Knot Enerji'ye 10 milyon TL transfer edildiğini öne sürerek konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıdı.
Özelleştirme Sürecinde Tarım Arazileri Acele ile Kamulaştırıldı
Özelleştirme süreci öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çayırhan bölgesinde 520 bin metrekarelik tarım arazisinin acele kamulaştırılması yönünde karar çıkardı. Bu arazilerin altında linyit yataklarının bulunduğu belirtilirken, kamulaştırmanın özel sektöre kaynak aktarımı sağladığı iddiaları gündeme geldi.
Trabzon’daki Altın Madeni İhalesi
Akçadağ ailesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sınırları değiştirilen ve turizm bölgesinden çıkarılarak madencilik faaliyetlerine açılan Trabzon’daki bir arazi ihalesini de kazandı. Aileye ait Ra-Ya İnşaat, bu ihaledeki hak sahiplerinden biri olarak kayıtlara geçti.
Güvenlik Endişeleri
Akçadağ Madencilik, iş güvenliği konularında da eleştirilen şirketler arasında yer alıyor. Ocak 2024’te, şirketin Tekirdağ’daki bir maden ocağında meydana gelen kazada, maden mühendisi Erdem Cebhe, bir kepçenin altında kalarak hayatını kaybetmişti. Bu tür kazalar, iş güvenliği önlemlerinin yeterliliğini sorgulatan gelişmeler olarak kaydediliyor.
Ne Olmuştu?
Çayırhan Termik Santrali ve Maden Sahası’nın özelleştirilmesine karşı çıkan işçiler, ihalenin ertelenmesini sağlamak amacıyla çeşitli eylemler gerçekleştirdi. İşçilerin bağlı olduğu Türkiye Maden İşçileri Sendikası (T. Maden-İş), süreç boyunca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile özelleştirme sürecini yöneten Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilileriyle herhangi bir görüşme gerçekleştiremedi.
Özelleştirme karşıtı mücadele veren işçiler, 10 Şubat’ta Ankara'ya doğru yürüyüş başlattı. 14 Şubat’ta Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde tamamlanan yürüyüş sırasında yapılan basın açıklamasında, işçiler özelleştirmenin iptal edilmesini talep etti. Ancak, hükümet yetkilileri bu süreçte herhangi bir geri adım atmadı.
Maden işçilerinin direnişi, 2 Mart’ta T. Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul’un rahatsızlanması nedeniyle ara verildikten sonra yeniden başladı. İşçiler, önce madende ve yer altında eylemlerine devam etti. Ancak 5 Mart’ta yer altı eylemlerini sonlandırarak, mücadelelerini maden sahası önünde sürdürme kararı aldı.
Bugün itibarıyla işçilerin özelleştirme karşıtı eylemleri, Çayırhan Maden Sahası önünde devam ediyor. İşçiler, özelleştirmenin geri alınması ve iş güvencelerinin sağlanması için mücadelelerini sürdüreceklerini belirtiyor.