Bilim Teknoloji

Dünyanın İkinci En Hızlı Süper Bilgisayarıyla Evrenin Simülasyonu

Dünyanın ikinci en hızlı süper bilgisayarı Frontier, evrenin en kapsamlı simülasyonunu gerçekleştirerek kozmolojik hidrodinamikleri test ediyor.

Abone Ol

Evrenin sırlarını çözmek için bilim insanları her geçen gün daha büyük teknolojilere başvuruyor. Bunun en son örneği, dünyanın en hızlı ikinci süper bilgisayarı Frontier’ın gerçekleştirdiği şimdiye kadarki en karmaşık evren simülasyonu oldu. Frontier, ABD'nin Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı'nda yer alan ve bir teknoloji harikası olarak tanımlanan bir süper bilgisayar. ExaFLOP düzeyinde işlem kapasitesine sahip olan bu devasa cihaz, saniyede tam 1.1 kentilyon işlem yapabiliyor. 9.472 AMD merkezi işlem birimi (CPU) ve 37.888 grafik işlem birimi (GPU) barındıran Frontier, bu özellikleriyle evrenin kozmolojik dinamiklerini daha önce görülmemiş bir detayda simüle edebiliyor.

Ancak Frontier’ın birincilik tahtı uzun sürmedi. Kasım 2024'te, ABD’nin Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’nda yer alan El Capitan adlı bir başka süper bilgisayar, 1.742 exaFLOP kapasitesiyle Frontier’ı geride bıraktı. Yine de Frontier’ın evren simülasyonlarındaki başarısı, bilime sunduğu katkılar nedeniyle halen bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor.

Evrenin Evrimi İçin HACC Teknolojisi  

Bu simülasyonu gerçekleştiren ekip, ABD Enerji Bakanlığı’na bağlı Argonne Ulusal Laboratuvarı’ndan geliyor. Salman Habib liderliğindeki ekip, HACC (Donanım/Hibrit Hızlandırılmış Kozmoloji Kodu) adlı bir yazılım kullanarak evrenin milyarlarca yıllık evrimini modellemeyi başardı. HACC ilk olarak 15 yıl önce geliştirildi ve o zamandan beri dünyanın en hızlı süper bilgisayarlarında kullanılabilecek şekilde optimize ediliyor.

Frontier üzerinde yapılan simülasyonlar, yalnızca yerçekimi etkilerini değil, aynı zamanda sıcak gazlar, kara delik oluşumları ve yıldız sistemlerinin dinamiklerini de içeriyor. Bu, "kozmolojik hidrodinamik" adı verilen ve standart kozmoloji modelinin temellerini test etmeyi amaçlayan bir çalışma. Habib, bu yaklaşımı “astrofiziksel mutfağın tüm malzemelerini bir araya getiren bir yöntem” olarak tanımlıyor.

Simülasyonlardan Bilime Açılan Yeni Kapılar

Daha önceki simülasyonlarda, özellikle Summit gibi eski süper bilgisayarlar kullanıldığında, yalnızca yerçekimi etkileri ele alınabiliyordu. Ancak Frontier’ın üstün işlem gücü, bilim insanlarının evrenin dinamiklerini çok daha detaylı bir şekilde modellemesine olanak tanıyor. Örneğin, bu yeni simülasyonlar, galaksi kümelerinin oluşumu, karanlık enerjinin zaman içindeki değişimi ve alternatif yerçekimi modelleri gibi konularda önemli veriler sunuyor.

Bu gelişmeler yalnızca teorik fizik için değil, aynı zamanda astronomik gözlemlerle simülasyonların karşılaştırılması yoluyla evrenin işleyişine dair daha kesin bilgiler edinilmesi açısından da büyük bir öneme sahip. Rubin Gözlemevi gibi büyük ölçekli teleskopların yaptığı gözlemlerle bu simülasyonlar kıyaslanarak karanlık madde ve karanlık enerjinin doğasına dair yeni ipuçları elde edilebilecek.

Bilimsel ve Felsefi Perspektif

Teknoloji geliştikçe, evrenin simülasyonları daha detaylı hale geliyor. Ancak bu çalışmalar, yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda felsefi soruları da gündeme getiriyor: Simülasyonlar ne kadar gerçek olabilir? Ya bizler, kendi simülasyonumuzu yaratan başka bir simülasyonun içinde yaşıyorsak? Frontier’ın gerçekleştirdiği bu tür çalışmalar, yalnızca evrenin sırlarını çözmekle kalmıyor, aynı zamanda insanlık için yepyeni bir düşünce boyutu açıyor.

Bu devasa teknolojilerle evreni anlamaya bir adım daha yaklaşıyoruz. Ancak belki de bu yolculuk, bize evrenin büyüklüğünü ve insan aklının sınırlarını yeniden hatırlatacak.