Rapor, bakliyatın yüksek protein ve lif içeriği ile vitaminler, mineraller ve kompleks karbonhidratlar açısından zengin olmasının, sağlıklı beslenme için önemini vurgulamaktadır. Bakliyat, bu besleyici özellikleriyle sindirim sistemini iyileştirir, kan şekerini dengeler, iltihaplanmayı azaltır, kan kolesterolünü düşürür ve diyabet, kalp hastalıkları ile obezite gibi kronik sağlık sorunlarını önlemeye katkı sağlar.
Raporda, üretimden nihai tüketime kadar toplam gıda kaybı miktarının içerisindeki en düşük payın yüzde 1 ile bakliyat grubunda olduğuna dikkat çekilmektedir. Ayrıca, bakliyatın uzun süre bozulmadan saklanabilmesi ve besin değerinde azalma olmaması, gıda israfını en aza indirerek sürdürülebilir bir gıda sistemini desteklemektedir.
Hızlı kentleşme, değişen yaşam tarzları ve yoğun çalışma saatleri, çalışan nüfus arasında sağlıklı atıştırmalık gıdalara olan talebi artırmış ve bakliyatın tüketim açısından önemini daha da pekiştirmiştir. Bakliyat, aynı zamanda et ve et ürünlerine alternatif bir protein kaynağı olarak görülmekte ve sağlık ile çevre duyarlılığı yüksek tüketiciler tarafından artan bir talep görmektedir.
Dünyada Üretim Yüzde 25, Ticaret Yüzde 16 Artacak
Bakliyatın bu olumlu özellikleri dikkate alındığında, küresel bakliyat pazarının önümüzdeki on yıl içinde büyüme göstereceği öngörülmektedir. Dünya nüfusunun yüzde 9 artması beklenirken, 95 milyon ton olan dünya bakliyat üretiminin yüzde 25 artarak 2033 yılında 119 milyon tona ulaşması tahmin edilmektedir. Kişi başı bakliyat tüketiminin yüzde 21 artarak 8,6 kg'a çıkması öngörülmektedir. Bakliyat ticaretinde ise 2023 yılı itibariyle 19 milyon ton olan dünya ticaret hacminin yüzde 16 artarak 22 milyon tona ulaşacağı beklenmektedir. Kanada, Avustralya ve Rusya’nın en önemli ihracatçı ülkeler olacağı tahmin edilmektedir.
Rapora ilişkin yayınlanan veri setinde Türkiye'nin 2023 yılında 1 milyon 57 bin ton bakliyat ürettiği ve bu miktarın yüzde 15 artarak 2033 yılında 1 milyon 220 bin tona çıkmasının beklendiği belirtilmektedir. Ancak, bu oran dünyada öngörülen artış oranının altında kalmaktadır. 2023 yılında 864 bin ton ihracat ve 1 milyon 124 bin ton ithalat gerçekleştirdiği ifade edilen Türkiye'nin, ithalatının yüzde 2,4 azalması ve ihracatının aynı oranda artması beklenmektedir. Ancak, miktar olarak net ithalatçı pozisyonunun devam edeceği öngörülmektedir. Kişi başı tüketim seviyesinin ise aynı seviyede kalması tahmin edilmektedir.
Ayrıcalıklı Özel Ürünler Olarak Görmeliyiz
OECD ve FAO tarafından hazırlanan “Tarımsal Görünüm 2024-2033” raporu bakliyat sektörü için gelecekteki eğilimleri öngörmekle birlikte, sonuç olarak bir tahmin raporudur. Ancak sektör olarak, raporda Türkiye için yapılan üretim, dış ticaret ve tüketim tahminlerinin gerçekleşmesini arzu etmeyiz.
Tarım ve Orman Bakanı Sayın İbrahim Yumaklı, son açıklamasında ülkemizin bu yıl bitkisel üretimde, belirlenen 13 stratejik ürün ile üretim planlamasını uygulamaya başlayacağını ifade etmiştir. Bakliyat da bu stratejik ürünler arasında yer almaktadır. Diğer yandan, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 2024-2028 Stratejik Raporunda, 8,5 milyon dekar olan bakliyat ekim alanlarının yüzde 29 artarak 2028 yılında 11 milyon dekara çıkarılmasının hedeflendiği belirtilmiştir; bu hedef yaklaşık 1,5 milyon ton üretime denk gelmektedir.
Ülkemiz, halihazırda 2,5-3 milyon ton bakliyat üretme, işleme ve yarısını ihraç etme potansiyeline sahiptir. Bu doğrultuda, Bakanlığın üç yıllık dönemleri kapsayan üretim planlamasında bu potansiyeli göz ardı etmemesi büyük önem taşımaktadır. Ana hedefimiz üretim, tüketim ve ihracatta daha yüksek rakamlara ulaşmak olmalıdır. Kanada ve Avustralya’nın uzun yıllardır, Rusya’nın ise özellikle son yıllarda yaptığı gibi, bakliyatı ayrıcalıklı özel ürünler olarak kabul etmek, bu önemli potansiyelin değerlendirilmesini sağlayacaktır.