Tuğçe Dokumacı

 Kamu emekçilerinin ve yoksul kesimlerin ekonomik koşullarının iyileştirilmesi talebiyle gerçekleştirilen açıklamada basın metnini  BES Adana Şube Başkanı Fatma Sarioğuz Güney okudu. Hkümetin uyguladığı neo-liberal politikaları ve TÜİK'in verilerinin gerçek piyasa koşullarını yansıtmadığını savunan Güney, "TÜİK'in sağlık, eğitim gibi temel hizmetlerin ulaşılabilirliğini etkileyen düşük enflasyon verileriyle, emekçilerin hak ettikleri ücretten mahrum bırakıldığını" dedi.

Büro Emekçileri Sendikası (BES) Mersin Şube Başkanı Kemal Göçmen, mevcut hükümetin uyguladığı neo-liberal politikaları eleştirerek, bu politikaların emekçiler ve yoksul halk kesimleri üzerinde yarattığı olumsuz etkileri vurguladı. Göçmen, hükümetin uluslararası sermaye ve yerli sermaye gruplarının taleplerine yanıt verdiğini ve bu durumun toplumun ortak kazanımlarını tehlikeye attığını belirtti.

Göçmen, "Uluslararası ve yerli sermayenin talepleri doğrultusunda, toplumun ortak kazanımı olan kuruluşlar çerez fiyatına elden çıkarılmakta ve bu kaynaklar zenginlere aktarılmaktadır" diyerek, devletin toplanan vergileri de sermaye gruplarına aktardığını ifade etti. Özellikle deprem vergilerinin yola, köprüye ve havalimanlarına harcandığını vurgulayan Göçmen, bu durumun yasaya aykırı olduğunu belirtti.

“İKTİDAR, EMEKÇİ VE YOKSUL DÜŞMANI EKONOMİK PROGRAMA SADIK”

Büro Emekçileri Sendikası (BES) Mersin Şube Başkanı Kemal Göçmen, bütçe kanunu gereği 2025 yılının bütçe görüşmelerinin 15 Ekim itibarıyla TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda başlayacağını hatırlattı. Göçmen, "İktidar, 5 Eylül 2024 tarihinde açıkladığı Orta Vadeli Programda (OVP) belirlenen kıstaslara göre bir bütçe hazırlayacağını ve emekçi ile yoksul düşmanı, sermaye yanlısı bir ekonomik programa sadık kalacağını ilan etmiştir." dedi.

Göçmen, emekçiler ve yoksul halk kesimlerinin itiraz etmediği sürece daha fazla yoksullaşmaya devam edeceğini belirterek, "Bu nedenle, iktidarın düşük ücret politikalarından mağdur olan bizler, TÜİK’i tüm illerde protesto ediyoruz" şeklinde konuştu.

Göçmen, "Bu nedenle bir kez daha TÜİK Başkanı, Başkan Yardımcıları ve diğer sorumluları, kanunun kendilerine verdiği yetki çerçevesinde hareket etmeye, iktidarın beklentilerine göre değil, piyasanın gerçekliğine uygun enflasyon verilerini açıklamaya davet ediyoruz. Aksi takdirde, haklarında yaptığımız suç duyurularına karşı yargının tarafgir davranması, kendilerini kurtarmaya yetmeyecektir" dedi.

GÖÇMEN: “TÜİK, EMEKÇİLERİN YOKSULLAŞMASINA NEDEN OLUYOR”

Göçmen "İktidarın, bir yandan uygulamaya koyduğu bütçelerde çalışanlara daha az kaynak ayırırken, diğer yandan emekçilerin düşük gelirler elde etmesine bir aparat olarak kullandığı TÜİK’e piyasa gerçekliğinden uzak enflasyon oranları açıklattığını ileri sürdü. Göçmen, "Bu durum, düşük ücret politikasının hayata geçmesine neden oldu ve bizler sürekli yoksullaşıyoruz. TÜİK yönetimi, kanunun kendisine verdiği yetki ve sorumluluk çerçevesinde görevini yerine getirseydi, içinde bulunduğumuz yoksulluğu bu kadar derin yaşamazdık" diye konuştu.

Ayrıca, "TÜİK’in uzun yıllardır piyasa gerçekliğinden uzak, iktidarın düşük ücret politikalarıyla uyumlu enflasyon verileri açıklaması, alın terimizin hakkı olan ekmeğimizin soframızdan çalınmasına neden oluyor. Aynı zamanda, temel insan hakları olan sağlık, eğitim ve nitelikli kamusal hizmetler de ağır vergilerle ulaşılamaz hale getirilerek, kronik olarak yoksullaştırılıyoruz" ifadelerini kullandı.

EMEKÇİLERİN ALIM GÜCÜ DÜŞÜYOR

"Oda 907" Tiyatro Oyunu, 17 Ekim’de Mezitli Kültür Merkezi’nde "Oda 907" Tiyatro Oyunu, 17 Ekim’de Mezitli Kültür Merkezi’nde

Göçmen, "2001 krizi ortamında, ortalama bir kamu emeklisi asgari ücretin 2,92 katını alırken, bugün bu oran 2,01'e düştü. Aynı şekilde, emeklilerin gelirleri de büyük oranda azalmıştır. Bugün asgari ücretle çalışan bir emekçi, sadece 3,68 çeyrek altın alabiliyor. 2003'te en düşük emekli maaşı asgari ücretin %47 fazlasıydı; şimdi ise %36’sı bile değil" dedi.

TÜİK’in piyasa gerçekliğinden uzak enflasyon oranları açıklamasının, düşük ücret politikalarının uygulanmasına yol açtığını vurguladı. "İktidar, bütçelerde bizlere daha az kaynak ayırırken, TÜİK aracılığıyla emekçilerin gelirlerini düşürüyor. Eğer TÜİK görevini yerine getirseydi, yoksulluğumuz bu kadar derinleşmezdi" diyen Göçmen, şöyle konuştu:  "Temel insan hakları olan sağlık, eğitim ve nitelikli kamu hizmetleri de ağır vergilerle ulaşılamaz hale getiriliyor. Bu durum, toplumun geniş kesimlerini kronik yoksulluğa itiyor. TÜİK başkanını ve diğer yetkilileri, görevlerini eksiksiz yerine getirmeye davet ediyoruz. Gıda fiyatları verilerini düzenli paylaşmalılar. Aksi takdirde, veri paylaşmamayı teşhir edeceğiz ve hukuki yollardan haklarımızı aramaya devam edeceğiz. TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarıyla mağdur olan tüm kesimleri, haklı mücadelemizde birlikte olmaya çağırıyoruz" " şeklinde konuştu.

Kaynak: Tuğçe Dokumacı