Kış aylarında soğuk algınlığı, grip ve diğer solunum yolu enfeksiyonları ön plana çıkarken haliyle bağışıklık sistemimizi nasıl ayakta tutacağımızı merak ediyoruz. Bağışıklık sistemi kompleks bir yapıda olduğundan onu güçlendirmenin tek bir yolu ve çözümü yok. Güçlü bir savunma mekanizması için dengeli bir beslenmenin yanında sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmek, aktif ve hareketli bir yaşama sahip olmak birçok hastalıktan korunma konusunda adeta bir kalkan görevi görür. Etkili olmayacağını düşündüğümüz küçük sağlıklı alışkanlık değişiklikleri bile bağışıklığımız için büyük katkılar sağlar.
◊ Yeterli ve dengeli beslenme: Bağışıklık sistemini güçlü tutmanın ilk maddesi dengeli ve yeterli beslenmeden geçer. A, C, E gibi antioksidan vitaminleri içeren yumurta, süt, yoğurt, kefir, balık, koyu yeşil sebzeler (ıspanak, tere, roka, maydanoz, brokoli, yeşil biber vb.) öğünlerinizde olsun. Özellikle lahana yüksek lif oranına sahiptir ve polifenoller, kükürt bileşikleri dahil olmak üzere güçlü antioksidanlar içerir. Beyaz ve karalahanayı, beyaz lahanın çok sevdiğimiz turşusunu, kışın beslenme düzenimize muhakkak eklemeliyiz. Somon, taze ton balığı, sardalya, ringa, uskumru gibi balıklar; kuruyemiş ve yağlı tohumlardan ceviz, badem, keten tohumu, ay çekirdeği, kabak çekirdeği, susam, yerfıstığı, fındık gibi besinler porsiyon kontrolü yaparak tüketilmeli. Aksi halde kış mevsiminde iştahı azaltan kolesistokinin hormonu baskılanacağından bu, fazla yemeye ve kilo almaya da sebebiyet verebilir.
◊ Uyku: Sağlıklı bir uyku düzeni, bağışıklık sisteminin doğru bir şekilde çalışmasını sürdürmesi için destek oluşturur. Savunma sisteminde görevli olan bağışıklık proteinlerinin üretiminin sistematik bir şekilde devam etmesi için de yeterli uyku gerekli. Bununla birlikte uyku esnasında bağışıklık sisteminde meydana gelen sitokin artışı gibi gelişmeler, savunma sisteminde antijenleri tanıma, doğru antijene doğru savunma yanıtını geliştirme gibi fonksiyonları da güçlendirmiş olur.
◊ Hareket: Düzenli bir şekilde yapılan egzersiz, vücuttaki iltihabı azaltır, zararlı organizmalarla savaşan hücrelerin yenilenmesini sağlar. Yapmaktan hoşlandığınız, düzenli bir şekilde sürdürebileceğiniz herhangi bir sporu haftada en az 150 dakika olacak şekilde yapabilirsiniz. Tempolu yürümek, koşmak veya bisiklete binmek gibi aktiviteler bunlardan biri olabilir.
◊ Sıvı tüketimi: Susuzluk baş ağrısına neden olabilirken, fiziksel performansı, odaklanmayı, ruh halini, sindirimi, kalp ve böbrek fonksiyonlarını olumsuz biçimde etkileyebilir. Bunlar vücudu hastalıklara açık hale getirir. Bu noktada önemli olan, su içmek yerine, çay, meyve suyu, kahve veya yüksek miktarda şeker içeren diğer içecekleri tercih etmemektir.
◊ Alkol ve sigara: Yüksek miktarda ve sık tüketilen alkol, bağışıklık sisteminin uyum içinde çalışmasını etkiler. Sigara da içerdiği pek çok zararlı kimyasal madde sebebiyle çeşitli sağlık problemlerine neden olur. Sigara dumanının da solunum yolları üzerinde olumsuz etkileri vardır.