imecegazetesi.com
Türkiye'nin Gıda Enflasyonu Zirvede: OECD Verileri Alarm Veriyor
Türkiye, OECD'nin son 5 yıllık gıda enflasyonu verilerinde adeta başı çekiyor. 2024 yılı Ekim ayı itibarıyla gıda enflasyonu %45,3’e ulaşarak, OECD ülkeleri arasında açık ara lider durumda. Bu oran, diğer ülkelerle kıyaslandığında endişe verici bir uçurum ortaya koyuyor. Örneğin, aynı dönemde İsrail %6,4 ile ikinci sıradayken, OECD ortalaması sadece %3,9 seviyesinde kaldı. Türkiye’nin bu dramatik yükselişi, sadece yerel ekonomik politikaların değil, aynı zamanda küresel gıda fiyatlarındaki dalgalanmalardan etkilenme biçiminin de sorgulanması gerektiğini gözler önüne seriyor.
Geçmişten Günümüze Süregelen Bir Çöküş
OECD’nin son 5 yıllık verilerine bakıldığında, Türkiye’nin kronikleşen gıda enflasyonu sorunu açıkça görülüyor. 2020’de çift haneli oranlarda seyreden gıda enflasyonu, pandemi dönemindeki küresel sorunlarla daha da derinleşti. 2022'deki Rusya-Ukrayna savaşı, gıda tedarik zincirlerinde kırılmalara neden olurken, Türkiye’de zaten yüksek olan enflasyonu körükledi. 2023 ve 2024 yıllarında ise tarım politikalarındaki yetersizlikler, üretici maliyetlerindeki artış ve Türk Lirası’ndaki değer kaybı, bu sorunu içinden çıkılmaz bir hale getirdi. Yerli üretimi artırma ve fiyat istikrarını sağlama çabalarının yetersizliği, Türk halkını pahalı temel gıda maddelerine mahkûm etti.
Gelecek: Kriz mi, Çözüm mü?
Türkiye’nin bu gidişatını tersine çevirebilmesi için tarımsal üretimi destekleyen, yerel çiftçiyi koruyan ve gıda ithalatına bağımlılığı azaltan politikaları hızla hayata geçirmesi gerekiyor. Ancak mevcut veriler, kısa vadede bu dönüşümün gerçekleşme ihtimalinin düşük olduğunu gösteriyor. Uzmanlar, 2025 ve sonrasında gıda enflasyonunun hem küresel iklim krizi hem de Türkiye'nin tarımsal altyapı eksiklikleri nedeniyle daha da derinleşeceğini öngörüyor. Eğer gerekli önlemler alınmazsa, gıda güvenliği sorunu ekonomik krizin ötesine geçerek sosyal bir krize dönüşebilir. Türkiye’nin bu zorlu süreçte atacağı adımlar, sadece ekonomi için değil, halkın yaşam kalitesi ve geleceği için de kritik önem taşıyor.