Cumhuriyet Halk Partisi Eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, katledilişinin yıl dönümünde gazeteci-yazar Uğur Mumcu için bir anma mesajı paylaştı. Kılıçdaroğlu, Mumcu'nun Türkiye'nin demokrasi, hukuk devleti, insan hakları ve gerçeklerin peşinde koşma mücadelesinde önemli bir yer edindiğini belirtti.
Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Kılıçdaroğlu, şu ifadelere yer verdi:
"Değerli Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu’yu, katledilişinin yıl dönümünde saygı, özlem ve rahmetle anıyorum. Uğur Mumcu, yaşamını demokrasiye, hukuk devletine, insan haklarına ve gerçeklerin aydınlatılmasına adamış bir yurtseverdi.
Kalemini asla eğip bükmeyen, cesaretiyle karanlığa meydan okuyan Mumcu, toplumumuzun vicdanında onurlu bir yer edinmiştir. Onu susturduğunu zannedenler bilmelidir ki, gerçeklerin ışığı asla sönmeyecektir.
Uğur Mumcu’yu unutmayacağız, unutturmayacağız. Aydınlık bir Türkiye için mücadelemiz sürecek…”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun mesajı, toplumun farklı kesimlerinden büyük yankı buldu. Demokrasi ve aydınlanma mücadelesine vurgu yapılan bu mesaj, Mumcu'nun mirasının günümüzde de ne denli güçlü olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Uğur Mumcu, cesareti, kalemi ve gerçeklerin peşinden giden gazeteciliğiyle Türk toplumunun vicdanında daima özel bir yere sahip olmaya devam edecek. Kılıçdaroğlu’nun bu anlamlı mesajı, onun bıraktığı mirası gelecek nesillere taşıma adına önemli bir çağrı niteliği taşıyor.
Uğur Mumcu Nasıl Öldü?
Türk basınının unutulmaz isimlerinden gazeteci-yazar Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 sabahı Ankara’daki evinin önünde uğradığı bombalı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Araştırmacı gazeteciliğiyle tanınan Mumcu, karanlık ilişkileri ve yolsuzlukları ortaya çıkarmasıyla birçok kesimin hedefi haline gelmişti.
Olay, Mumcu’nun arabasına yerleştirilen uzaktan kumandalı bir bombanın infilak etmesiyle gerçekleşti. Patlama sonucu Mumcu olay yerinde hayatını kaybederken, cinayet Türkiye'de derin bir infial yarattı. O dönemde faili meçhul bırakılan cinayet, üzerinden geçen yıllara rağmen aydınlatılamadı.
Uğur Mumcu’nun ölümü, Türkiye’de basın özgürlüğüne vurulan en büyük darbelerden biri olarak görülüyor. Onu susturmayı amaçlayanlar başarılı olamasa da, bu cinayet, arkasında derin bir yas ve mücadele dolu bir miras bıraktı.