İstanbul Maltepe’de, 29 Mart 2025 tarihinde gerçekleşen tarihi mitingde 2 milyondan fazla yurttaş adalet, demokrasi ve özgürlük talepleriyle buluştu. CHP’nin çağrısıyla organize edilen ve çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü ile sivil toplum kuruluşunun destek verdiği miting, sabahın erken saatlerinden itibaren yoğun bir katılımla başladı.
Meydanın İlk Sesi Dilek İmamoğlu
Kürsüye çıkan ilk isim, tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu oldu. İmamoğlu şöyle konuştu:
“Birbirimize cesaret vermeye mecburuz. Çünkü biz bir aileyiz. Haksızlığa karşı durmanın partisi yoktur, bu bir vicdan meselesidir. Annelerin ahını aldığınız için yenileceksiniz. Adalet yasaklanamaz. Bu ülkenin yolunda birlikte mücadele edeceğiz.”
Mansur Yavaş: “Bu Memleketi Birlikte Ayağa Kaldıracağız”
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Cumhuriyetin başkentinden size selam getirdim” diyerek başladığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Bizler farklı düşünebiliriz ama vatan sevgisinde biriz. Bir tarafımız sol, bir tarafımız halktan yana milliyetçi, bir tarafımız demokrat, adaletten yana. Biz bu toprağın hamuruyuz ve artık bu ülkeyi karanlığa teslim etmeyeceğiz. Vicdanlar sızlıyor, hukukun gözü artık bağlı değil, gözünü açmış, kimi görmek istiyorsa ona görüyor. Bir belediye başkanı değil, umut cezalandırılıyor. Bu bir kişinin değil halkın davası. Biz susmayacağız. Bir kişiye yapılan haksızlık tüm topluma yöneltilmiş bir tehdittir.
Ekrem Başkan’a yapılanın ardından ilk olarak gençler sokağa çıktı. Bizim dönemimizde de yapay ayrımlar vardı. Gençlerimizde bayrağımız ve Atatürk etrafında tam bir bütünlük var. Bunun kıymetini hepimizin bilmesi gerekir. Bu memlekete iyilik yapmadınız. Buradaki insanlar tüm bunlara ‘yeter’ demek için toplandı. Haksızlık karşısında insan olmanın fıtratını yerine getiren bu gençlere zarar gelmemeli. Bu milletin gençleri korkuyu değil cesareti Atatürk’ten öğrendi. Bugün o gençler tutuklanıyor.
Artık ülke bir kişinin değil 85 milyonun olmalıdır. Bu ülke ‘Benden değilsen düşmanın yanındasın’ diyenlere değil ‘Sen yoksan bir eksiğiz’ diyenlere ait olmalıdır. CHP olarak, tüm muhalefet olarak bu sandık gelecek. Bu saatten sonra kendine muhalif diyen kimse ‘armudun sapı üzümün çöpü’ diyerek ayrılmamalıdır. Ya hep beraber kazanacağız ya da birlikte kaybedeceğiz. Bu memleketi birlikte ayağa kaldıracağız.”
Özgür Çelik: “Gençler Erdoğan’a ‘Vatandaşın İradesine El Uzatma’ Diyor”
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de kürsüde yer aldı. Konuşmasında gençlere vurgu yapan Çelik, şunları söyledi:
“Mesele memleket meselesi, adalet, demokrasi, özgürlük meselesi. Eğitim, üretim, paylaşım meselesi. Gelecek kaygısını en çok gençler yaşıyorlar. Hayatlarının ellerinden kayıp gittiğini en çok onlar hissediyor. Gençleri anlamayan bir kişi ise iktidarda kalmak için sürekli ayrıştırmak zorunda. Gençler kim kazanacaksa bileğinin hakkıyla kazansın isterler. Herkesten çok bu yüzden gençlerin sesi çıkıyor. Gençlerin hepsiyle gurur duyuyorum. Gençler Erdoğan’a ‘Vatandaşın iradesine el uzatma’ diyorlar. Erdoğan bu seslere kulaklarını tıkıyor. Her şeyi kendi yaptığı halde asla sorumluluk üstlenmiyor.”
Ekrem İmamoğlu'nun Mesajı Yapay Zekâ ile Ekrana Yansıdı
Özgür Çelik’in ardından sahnede, Ekrem İmamoğlu’nun kendi sesi ve görüntüsüyle oluşturulmuş yapay zekâ destekli bir mesaj yayınlandı:
“Ben hiçbir suç işlemedim. Belediye başkanı olarak yaptıklarımdan pişmanlık değil, gurur duyuyorum. Devletin birçok kurumu tarafından 6 yılda 1300 defa incelenmiş ve hepsinden aklanmış bir belediyenin yöneticisiyim. Kalbim, ruhum sizinle. 23 Mart günü 15.5 milyon yurttaşımızın ortak iradesi ve desteğiyle başlayan sürecin sonunda resmen cumhurbaşkanı adayı oldum. Emek veren, destek sunan herkese çok teşekkür ediyorum. Türkiye'nin tüm muhalefet partileriyle tarihi bir dönem yaşayacağız. Mertlik ile namertliği yeneceğiz. Cumhuriyetimizi güçlü bir demokrasiyle taçlandıracağız.
Dün olduğu gibi bugün de sizi utandırmayacağım. Hiç korkmuyorum çünkü aziz milletimiz birleşmiştir. Millet zalimin karşısında birleşmiştir. Millet vicdanda, adalette, ortak kader, ortak gelecek arayışında birleşmiştir. Gençler, kadınlar ayaktadır. İstedikleri kadar bizi hapse atsınlar. Millet, devletin sahibi olduğunu göstermiştir. Ben bu yola çıkarken ‘Hak yemem, hakkımı da yedirmem’ dedim. Sözümde duracağım, asla geri adım atmayacağım. Milletin verdiği görevi her şart altında yerine getireceğim. Cumhurbaşkanı adayı olarak mertçe, dürüstçe yarışacağım. Yılmadan, yorulmadan mücadele edeceğim. Kendimi önce Allah’a sonra milletime emanet ediyorum. Millet bütün iktidarlardan büyüktür. Ramazan Bayramınız kutlu olsun.”
Özgür Özel: “Erdoğan’a Tarihin En Büyük Meydan Okumasını Yapıyorum”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Maltepe mitinginde yaptığı konuşmada sert ifadelerle iktidara yüklendi. Sahneye “Ülkesine, milletine, geleceğine sahip çıkanlara, korkmayanlara, sinmeyenlere, bir adım geri atmayanlara, yüreğinde vatan, millet, bayrak sevgisi olan Türkiye ittifakının tüm renklerine, karşımızdaki bir avuç zalime teslim olmayan milyonlara merhaba” diyerek çıkan Özel’in konuşması şöyleydi:
“Sincan'a, Edirne'ye, Silivri'ye, Kandıra'ya, belediye başkanlarına, belediye meclis üyelerine, siyasetçilere, en çok da hepimizin gelecek umudu öğrencilere merhaba. Herkes memleketine gidebilir, parası olsa tatile gidebilir. Bugün bu meydana gelip toplanmak, bu iradeyi ortaya koymak, 'bu büyük mücadele aksar' dediler ama Silivri'de yatan arkadaşlarımız da bizler de 19 Mart'ta yaşananlardan sonra neredeyse sokağa çıkmayı yasaklayıp, İstanbul'un iradesini yalnız bırakmaya çalışanlara inat, Saraçhane'ye koşan milyonlar bize artık endişenin, korkunun evde kaldığını gösterdiler. Sokaklardayız, meydanlardayız.
Bugün burada sadece bir miting yok. Bütün metro istasyonlarında, marmaray istasyonlarında mitingler var. Sandıkla geldiği halde sandıkla gitmeme hayalini hayata geçirmek için demokrasiyi araç gören, kendinden sonraki cumhurbaşkanını engellemek için halefine darbe yapanları yeneceğiz. Bu güzel ülkeyi onlara asla teslim etmeyeceğiz. Millet 31 Mart'ta iktidarı değişim sürecini başlattı. Ekrem İmamoğlu Beylikdüzü'nde 1 kez, İstanbul'da ise 3 kez Erdoğan'ı ve karşısına çıkardığı adayları, Meclis başkanlarını, başbakanları, bakanları yendi.
Biz bu süreci bir zafer, bir kibir, kazanmanın tadını çıkarma değil, bir görev olarak gördük. Türkiye'de bütün seçmenlerin, bizi sandıkta destekleyen bütün demokratlara yakışan şekilde çalışmaya devam ettik. Biz milletten aldığımız yetkiyi kimseyle didişmeden, kutuplaşmadan, o ağzı kötü, zihni kötü, her fırsatta hakaret yağdıranlara uymadan, AKP'nin, MHP'nin kıymetli ama hor gördüğü seçmenlerle ilişki kurduk. Hepimizin gözü önünde 'silkeleyin' talimatı verdi. CHP'li belediyeleri silkeleme hadsizliğine giriştiler.
Geçim yoksa seçim olur, erken seçimin adayı erken belli olur dedik. Birileri kötülüğe iyice karar vermiş. Seyyar giyotini Tayyip Bey ödüllendirerek bakan yardımcısı yapmıştı. Bakan yardımcılığı kendi deyimiyle siyasi bir pozisyondu. O seyyar giyotini İstanbul'da görevlendirdi ve ondan sonrasını hep birlikte yaşadık. Biz sinmek yerine büyük bir mücadele ilan ettik. Ön seçimi duyurduğumuz gün Ekrem Başkan'a yasak getirilmeye çalışıldı ve ondan sonra süreci iyice hızlandırdılar ki fakülte yönetiminin iptal etmeyeceğini anlayınca üniversite yönetimini topladılar. 19 Mart'ta Ekrem Başkanı gözaltına alıp 4 gün tuttular. İşte o bir kırılma anıydı. Ya bekledikleri gibi herkes evinde oturacaktı ya da dünyanın en korkak saldırısına karşı millet cesaret kazanacaktı. İstanbul Üniversitesi önüne çekilen barikatı yıktı attı. İstanbul Üniversitesi'nin öncü sesine ODTÜ'nün devrimci sesi eklendi. Tüm üniversiteler eklendi.
Bu süreçte her gece biz çoğaldıkça, daha kalabalık oldukça, Ankara ODTÜ'ye yürüdükçe mücadele büyüdü. 15 buçuk milyon kişi geldiler ve seçtiler. ‘Tek adama hayır, diktaya hayır, millet biziz, biz kazanacağız’ dediler.
Tarihin en büyük buluşmasını burada gerçekleştiriyoruz. Darbeciler hâlâ iktidarda oldukları için şu an başımızda cunta pozisyonunda duruyorlar. Çeşitli cezalarla lisansları iptal edilmeye çalışılan Tele 1, Sözcü TV, Halk TV ile dayanışma içerisinde olacağız.
Erdoğan’a tarihin en büyük meydan okumasını yapıyorum. Ekrem Başkan diyor ki yargılanmam TRT’den canlı yayın yapılsın. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Tanık yok, şahit yok, delil yok. FETÖ’den miras kalan gizli tanıklar. Turp, Tayyip'in uydurduğu rezil palavralardır. Turpun en büyüğü sensin Erdoğan, sensin.
“Mehmet Şimşek Bu Darbenin Parçasıdır”
"Mehmet Şimşek de bu darbenin bir parçasıdır. Mehmet Şimşek de MASAK’a hazırlattığı darbe raporuyla bu darbenin ortağı olmuştur. Dünya’daki bütün ekonomi çevreleri Mehmet Şimşek’i bir otokratın emrindeki silahşör, tetikçi olduğunu görmüştür. Mehmet Şimşek diye birinin ne itibarı ne de bu ülkeye katabileceği bir şey vardır. Geçmişin mağduru zalim olduysa o gün de bugün de demokrasiyi savunanlar dünyanın bütün demokratlarıyla dayanışacaklar."
Boykot Çağrısı: “Bu Meydanı Görmeyene Gücünü Göstereceğim”
"Bugün sabah arayıp ‘mitingi vermeye korkuyoruz, İletişim Başkanlığı’ndan telefon alıyoruz, korkuyoruz’ diyorlar. Hani nerede o NTV? Hava durumu veriyor. Saat 14.56, 15.00’te bunun firmalarını ilan edeceğim. Bu meydanı görmeyene gücünü göstereceğim. Son 4 dakika.
NTV’ye reklam verenlerin ürünlerini almıyoruz. NTV’yi izlemiyoruz. NTV’nin yanında Star TV, Kral FM, Günaydın Restoran’a gidilmiyor. Nusret’in kapısından geçilmiyor. Doğuş Grubu’nun araçlarını almayacağız. Doğuş Grubu Saray’dan korktukça yerin dibine gömülecek.
Medyayla bağlantılı olmayan boykotları bir tek Turizm Bakanı’nın şirketi ETS Tur’a yapıyoruz. D&R’a gidiyor musunuz?"
Espressolab Hakkında: “Öğrenciler Affederse, Biz De Görüşürüz”
"Gençlerin bu firmayla sorunu var. Şirket küçük kahve dükkanlarını satın alarak zincir oluşturdu, pahalı kahve satmaya başladı. Televizyon falan olduğundan değil ama bağlantılarıyla ve imtiyazlarıyla her yeri ele geçirdiklerinden. Dün bana ulaştılar. “Ne yapmamız gerekiyorsa anlaşalım” dediler. Eğer üniversite kampüslerindeki gençlerin gönlünü yaparsa, oradan çekilirse, öğrencilere kantin olarak verirse, öğrenciler ‘biz bunları affettik Özgür abi’ derse o zaman gelirsin yanıma dedim."
Özgür Özel’in Erdoğan’a Yanıtı: “Ben Milletim, Ben Milli İradeyim”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuşmasının finalinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a doğrudan seslendi ve şu ifadeleri kullandı:
“Bu ülkenin tüm değerlerinin yarınları birlikte inşa etmesine katkı sağlayacağız. Erdoğan sıkışınca her türlü iftirayı attığı gibi şimdi de bize mandacı demiş. Birisi mandacı olacaksa o çoktandır belli. Sen değil misin?
Hadi safları netleştirelim. Biz Meclis'i savunanlarız. Sizin yolunuz Meclis'i 33 yıl kapatanların yoludur. Sizin yolunuz 'Damat Ferit'lerin yoludur. Sen 6. Filo'ya secde edenlerin safındasın. Biz 6. Filo'yu denize döken Deniz Gezmiş'lerin arkadaşlarıyız.”
“Demokrasi İçin Hapiste Kimse Kalmamalı”
Konuşmasına, cezaevinde tutulan siyasetçilerin serbest bırakılması çağrısıyla devam eden Özel, şunları söyledi:
“Yarından itibaren erken seçim talebiyle imzaları toplayacağız. Bu iktidarı alaşağı edeceğiz. Bizim hayal ettiğimiz Türkiye’de cumhurbaşkanı adayları hapiste olmayacak. Ekrem İmamoğlu’nu derhal serbest bırakın. Haksız yere tuttuğunuz Ümit Özdağ’ı derhal serbest bırakın. Bizim demokrasi anlayışımızda iki yüzlülük olmayacak. Sadece ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ dedi diye 8 yıldır içeride tuttuğunuz Selahattin Demirtaş’ı derhal serbest bırakın.”
“Bu Meydan Gökkuşağıdır, Umuttur”
Konuşmasının sonuna yaklaşırken meydandaki katılıma işaret eden Özel, şu sözlerle bitirdi:
“Herkesin sözünü söyleyebilmesi için bugün bu meydan rengarenk. Gökkuşağı, farklı renklerin yan yana durduğu ve birbirine karışmadığı ama doğru bir yerde en güzel rengi verdiği doğa olayıdır. Bugün Maltepe Meydanı gökkuşağı gibi çok kültürlüdür, çok partilidir. Bu meydan bu ülkenin umududur, yarınlarıdır. ‘Tek adam’ın korkusudur. Bu meydan kayyuma, tutuklamaya, gözaltına, işkenceye, kötü muameleye, açlığa, yoksulluğa hep beraber isyan etmezse o zaman kötülük kazanır. Ama bu meydan bugünkü gibi durdukça, milyonlar oldukça, korkmadıkça, yılmadıkça and olsun ki biz kazanacağız, biz kazanacağız, biz kazanacağız.
Bu meydandaki tüm görüşlerin, tüm yapıların, tüm partilerin, tüm mezheplerin, tüm inançların, tüm etnik kökenlerin gökkuşağına duyduğumuz saygıyla, Cumhuriyet'in kuruluş değerlerine bağlılığımızla, yarına olan inancımızla yürekten selamlıyorum. Yarın içeriye koydukları öğrenci, siyasetçilerle bayramlaşacağım. İçeride hepimiz adına yatanlara selam olsun.”
Özel, mitinge katılan yurttaşlarla birlikte son olarak Erdoğan’a seslenerek konuşmasını şu cümleyle tamamladı:
“Ben milletim, ben milli iradeyim. Adayımı bırak, sandığımı getir. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum.”