Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Dr. Mehmet Canacankatan, özellikle kış aylarında soba yakılan evlerde görülen karbonmonoksit zehirlenmelerine karşı vatandaşları uyararak, "Karbonmonoksit, patlayıcı özelliği olan gazlardan bir tanesidir. Bu gibi durumlarda öncelikle ortam havalandırıldıktan sonra içeriye girerek maruz kalmış olan kişi veya kişileri hızlı bir şekilde dışarıya, temiz havanın yoğun olduğu yerlere çıkararak hızlıca sağlık ekiplerine haber verilmeli ve hastaneye ulaşması sağlanmalıdır" dedi.
Canacankatan, toplumda 'sessiz katil, sinsi katil' olarak bilinen kış karbonmonoksit zehirlenmelerinin nedenleri, alınması gereken tedbirler ve zehirlenme durumunda yapılması gerekenler konusunda açıklamalarda bulundu. Karbonmonoksit zehirlenmesinin tanımını yapan Canacankatan, "Karbonmonoksit zehirlenmesi, renksiz, kokusuz, tatsız, gözle görülemeyen, tahriş edici özelliği olmayan bir gazdır. Aşırı derecede solunması sonucunda meydana gelen zehirlenme durumudur" ifadelerini kullandı.
AW112475_01
Kimler risk altında?
Türkiye'de müstakil evlerin oldukça fazla olduğunu, buralarda yakılan şofben ve sobaların bu dönemde sayısının artmasından dolayı özellikle kış aylarında karbonmonoksit zehirlenmelerinin çok yaygın olarak görüldüğüne işaret eden Canacankatan, "Özellikle fırtınalı olan lodosun estiği, ters rüzgarların estiği dönemlerde karbonmonoksit zehirlenmesi sık görülebilmektedir. Kapalı ortamlarda çalışan, tamirhane çalışanları, endüstri çalışanları, trafik polisleri, itfaiye çalışanları ve apartmanlarda çalışan kalorifer yakmıyla görevlendirilmiş kişiler risk grupları içerisindedir" diye konuştu.

Emekliler, 'İleri Yaşta Beslenme' Konusunda Bilgilendirildi Emekliler, 'İleri Yaşta Beslenme' Konusunda Bilgilendirildi


Karbonmonoksit zehirlenmelerinin oluş şekliyle ilgili de bilgiler aktaran Canacankatan, "Karbonmonoksitin yoğun olduğu ortamlarda derin nefes aldığımız zaman, karbonmonoksit gazı akciğerlerimize gelir. Akciğerlerimizden de kan hücrelerimize gelir ve bağlanır. Vücudumuzda kırmızı kan hücreleri, oksijen taşımakla görevli olan hücrelerdir. Ancak kırmızı kan hücrelerinde bulunan hemoglobin, karbonmonoksite oksijenden 240 kat daha fazla hızlı bir şekilde gelir bağlanır. Hal böyle olunca, kırmızı kan hücrelerinde oksijenin bağlanacağı yer kalmadığı için kanda da karbonmonoksit düzeyi çok yoğunlaştığı için insanlarda karbonmonoksit zehirlenmesi oluşur. Zaten renksiz, kokusuz, tatsız, gözle görülmeyen ve boğazda veya vücutta herhangi bir tahrişat yapmadığı için toplumdan 'sessiz katil, sinsi katil' olarak da bilinir. Bu kandaki oksijensizlik daha sonra dokularda, organlarda ve hücrelerde oksijensiz ortama sebep olduğu için karbonmonoksitl zehirlenmesine sebep olur" şeklinde konuştu.

Belirtileri nerelerdir?
Karbonmonoksit zehirlenmesinin belirtileri konusunda da bilgi veren Canacankatan, şöyle devam etti; "Aslında çok belirgin bir belirtisi yok. Bazen basit bir grip gibi bulgu da verebilir ama genelde vatandaşlarımız şu konuda dikkatli olsun; baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, nefes almada zorluk, bilinç düzeyinde bulanıklık, bilinç bozukluğu ve bazen baygınlık ve bazen de komaya kadar gidebilen ciddi sebep olabiliyor. Eğer karbonmonoksit zehirlenmesiyle gelen bir şahsın muayenesi, ayırıcı tanısı hızlı bir şekilde yapılıp, tedavisi de hızlı bir şekilde başlanmazsa ölümcül komplikasyonlara, ölümcül yan etkilere dahi sebep olabilmektedir."

Korunmak için neler yapılmalı?
Acil servis hekimi Mustafa Canacankatan, karbonmonoksit zehirlenmelerinden korunmanın yollarını ise şu şekilde özetledi; "Karbonmonoksit zehirlenmeleri, genelde yakıtların tam yanmaması sonucunda oluşan bir gaz. Örneğin baca sistemi çok iyi yapılmamış sobalar. Onun için vatandaşlarımızdan özellikle profesyonel hizmet alacakları kişilerden yıllık baca bakımlarını yaptırmalarını istiyoruz. Ayrıca kapalı bir ortamda, havasız bir ortamda yanan ocağın eğer baca bağlantısı yok ise ortamda yayılacak olan karbonmonoksitten, karbonmonoksit zehirlenmeleri olabilmekte. Bazen sıklıkla yapılan bir yanlışımız var. Gece odun sobamızı, kömür sobamızı yakıyoruz, ilerleyen saatlerde uyumadan önce, sönmek üzere olan kovanın üzerine tekrar kömür atarak uyuyoruz. Bu çok ciddi bir hata. Çünkü tam olarak tutuşmayan ikinci koymuş olduğumuz kömürden yayılan gaz, maalesef ciddi zehirlenmelere sebep olabiliyor. Onun için vatandaşlarımızdan özellikle gece yatmadan önce sobalara ve kovalara tekrar kömür koymamalarını önermek istiyorum. Hatta ters rüzgarın, lodosun, şiddetli fırtınaların olduğu dönemlerde alternatif ısınma sistemlerini kullanılmalarını öneriyorum."

Zehirlenmeye maruz kalındığında neler yapılmalı?
Karbonmonoksit zehirlenmesine maruz kalındığında neler yapılması gerektiği konusunda da açıklamalarda bulunan Canacankatan, "Bir ortamda eğer karbonmonoksit zehirlemesinden şüpheleniyorsak öncelikle güvenlik. Oraya gidip kurtaracak olan kişinin de kendini koruması lazım. Çünkü kapalı bir ortam, içeride karbonmonoksite maruz kalmış olan kişi veya kişiler var. Öncelikle o ortamın havalandırılması gerekiyor. Kapıların ve pencerelerin açılması gerekiyor. Eğer pencereler açılmaya müsait değil ise camları gerekirse kırılmalı ve ortamın havalandırılması sağlanmalı. Çünkü karbonmonoksit patlayıcı özelliği olan gazlardan bir tanesidir. Ortam havalandırıldıktan sonra içeriye girerek maruz kalmış olan kişi ve kişileri hızlı bir şekilde dışarıya, temiz havanın yoğun olduğu yerlere alarak sağlık ekiplerine haber verilmeli ve hastaneye ulaşması sağlanmalı. Halk arasında bir şehir efsanemiz var maalesef, zehirlenme durumunda yoğurt yedirilmesi gibi. Bu yoğurdun çok fazla bir faydası yok. Yoğurt, özellikle gıda zehirlenmesinden şüphelenilen durumlarda insanların vermiş olduğu bir yiyecek. Yoğurt, gıda zehirlenmesi olan bir insanda bulantıyı ve kusmayı indükleyerek kusmasını sağlamaya çalışıyorlar. Ama onun haricinde karbonmonoksit zehirlenmesinde yapılacak en güzel şey, hızlı bir şekilde ortamın havalandırılması ve maruz kalmış kişi ve kişileri oksijeni bol olan, dışarıda temiz havanın olduğu yere çıkarılması ve hızlı bir şekilde hastaneye ulaşmasının sağlanmasıdır" dedi.

Kaynak: İHA