Ekonomik krizle mücadele eden vatandaş, sofrasına et koyamazken, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'tan gelen açıklama tepki topladı. Erbaş, "Ekmek israfı" başlıklı yazısında ekmeğin doyurucu ve ekonomik bir besin olduğunu savunarak, “Günlük enerjimizin yüzde 44’ünü ekmekten sağlıyoruz” dedi. Ancak bırakın ekmeği, temel gıda maddelerine erişmekte bile zorlanan halk, bu açıklamaya kayıtsız kalmadı. Halk Ekmek büfeleri önünde saatlerce bekleyen yurttaşlar, "Bu nasıl tavsiye? Sofrasında onlarca çeşit yemek varken bize ekmek tavsiye ediyor!" diyerek öfkesini dile getirdi.
Daha Önce Ne Olmuştu?
Ali Erbaş’ın, makam aracı tartışmaları hafızalarda henüz tazeyken, bu açıklaması “halktan tamamen kopuk” bir anlayış olarak değerlendiriliyor. Geçtiğimiz günlerde, "Rektörken kullandığım aynı Audi’yi şimdi Diyanet İşleri Başkanı olarak kullanıyorum ama bunu çok gördüler." diyen Erbaş, makam aracının yolda kalma hikayesini anlatırken empati beklemişti. Ancak milyonlarca vatandaş, toplu taşımaya dahi güç yetiremiyorken, böylesi söylemler, halkın ekonomik sıkıntılarına uzak bir bakış açısının göstergesi olarak eleştirilmişti.
“Ekmek Yiyin” Sözü Yeni Tepkilere Yol Açtı
Diyanet temsilciliklerinde dağıtılan "Ramazan Günlükleri" kitabında da yer alan bu ifadeler, halkın öfkesini katladı. Erbaş, “Kadın ve erkeğin günlük enerjisinin yüzde 30-36’sı 300 gram ekmekten sağlanıyor” diyerek ekmeği adeta bir “kurtarıcı besin” olarak tanımladı. Ancak halk, geçim sıkıntısı içinde un bile alamazken bu öneriyi gerçeklikten kopuk buldu. Halk arasında yankılanan tepkilerden biri ise şu şekildeydi: “Ekmek dediği şey artık lüks oldu. Makarna ve patates bile pahalı. Ekmekle karın doyuracak durumda bile değiliz!”
Gerçeklikten Kopuk Bir Tavsiye
Ekmek yemeyi önermek belki bir zamanlar Anadolu’nun yokluk hikayelerinde kabul görebilirdi. Ancak günümüzde, temel gıdaya erişimin bile hayal olduğu koşullarda, bu öneri ekonomik zorlukları göz ardı eden bir yaklaşım olarak görülüyor. Halkın büyük kısmı, çözüm sunmaktan uzak bu tür açıklamaların, yalnızca krizi derinleştiren bir zihniyetin yansıması olduğunu düşünüyor. Sofrasında çeşit çeşit yemek bulunanların “ekmek israfı”na dikkat çekmesi, kamuoyunda “çelişki” ve “samimiyetsizlik” olarak değerlendirilmeye devam ediyor.