Akdeniz Kent Konseyi'nde Görev Değişimi Akdeniz Kent Konseyi'nde Görev Değişimi

Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Şerife Hasoğlu Dokucu, Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Müdürleri, Mersin Barosu, Emniyet Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü, Mersin Üniversitesi, çok sayıda dernek ve vakıf temsilcilerinden uzman kişilerin katıldığı çalıştayda, ‘Çocuk İşçiliği ile Mücadele’, ‘Çocuk Dostu Kent’, ‘Çocuk ve Mahremiyet, Eğitim, Farkındalık’, ‘Çocuk İhmali, İstismarı, Şiddet ve Çocuk Hakları’, ‘Çocuklarda Bağımlılık’, ‘Çocuk ve İletişim’, ‘Akran Zorbalığı’ ile ‘Doğal Afetler ve Çocuk’ konuları ele alındı. Büyükşehir Belediyesinin çocuklarla ilgili 5 yıl boyunca izlemesi gereken politikalar, stratejik eylem planları, uygulanabilir, somut ve sürdürülebilir bir yol haritası oluşturulması hedeflenen çalıştay, kentte çocukların yaşadığı sıkıntı ve sorunların tespit edilmesi ve çözüm noktasında destek alınması gereken kurumlarla iş birliklerin geliştirilmesi bakımından da önem taşıyor.

"Vereceğiniz bilgiler, önümüzdeki 5 yılda uygulamalarımızı doğrudan etkileyecek"
Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Dokucu, çalıştaya katılımın yoğun olduğunu belirterek, "Çalıştayımızda vereceğiniz bilgiler, önümüzdeki 5 yılda uygulamalarımızı doğrudan etkileyecek. Dolayısıyla ince eleyip sık dokursanız, kentimiz açısından çok faydalı olur. Bir önceki çalıştayımızdaki önerilerin tamamına yakını uygulandı. Bunun da Mersin’e çok güzel katkısı oldu. Dolayısıyla sizlerle fikir birliği içerisinde, şehrimiz için karar almaktan çok mutluyuz" dedi.
Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesinin 4 yıl önce kurulduğunu ifade eden Dokucu, her mahallede çalışma yapmak istediklerini, üzerinde durmak istedikleri en temel konulardan birisinin de çocuk istismarı olduğunu kaydetti. Kadın Çalıştayı’nda da bu konu üzerinde durduklarını dile getiren Dokucu, bağımlılık konusuyla da mücadele etmek istediklerini vurgulayarak, "Bağımlılık dediğimiz zaman yasaklı madde veya ekran bağımlılığı olarak algılıyoruz. Ancak hepimizin evlerindeki televizyon bağımlılığını da özellikle dikkate almanızı ve televizyonun aile yapısını nasıl etkilediği konusunda tartışmanızı özellikle rica ediyoruz. Televizyon; hem aile bağlarının yeterince güçlenmemesi konusunda etki ediyor, hem de çocukların zaman kaybına neden oluyor" diye konuştu.

"Yerel düzeyde çocuklara yönelik hedef ve politikalar oluşturduk"
Sosyal Hizmetler Uzmanı İbrahim Halil Polat da çalıştay kapsamında yerel düzeyde çocuklara yönelik hedef ve politikalar oluşturduklarını belirtti. Çalışmalarında çocuğun yüksek yararını esas aldıklarını ifade eden Polat, "Tüm kamu kuruluşları ve STK’larda çalışmaların ana noktası, çocuğun yüksek yararıdır. Çocuk İşçiliği Masası olarak çocukların sokakta maruz kaldığı tehlikelere, ihmallere ve istismara karşı neler yapabiliriz noktasında görüşmeler sağlıyoruz. Buradaki asıl amaç, ‘mikro düzeyde biz bu çocuğu sokaklardan nasıl kurtarabiliriz?’ Bazı ebeveynlerde farkındalık oluşmayabilir. Bu amaçla ‘kamu politikalarında neler oluşturabiliriz ve çocuklara sosyal ve ekonomik nasıl destek sağlayabiliriz?’ konusunda sürekli konuşuyoruz" dedi.

"Çocuk işçiliği, her zaman içimizi acıtan bir durum"
Mersin Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Ezgi Şimşek ise çocuk işçiliğinin, her zaman içlerini acıtan bir durum olduğunu dile getirdi. Çocuk yaşta çalıştırılan işçiler ve çocukların ihmal ve istismara maruz kalması konusunda neler yapılabileceği ve üzerlerine düşen görevler hakkında konuştuklarını ifade eden Şimşek, "Çözüm önerisi olarak sunduğumuz şeylerin başında, öncelikli olarak ailelerin ekonomik durumlarının tespit edilmesi ve belediye aracılığıyla bu ailelere maddi anlamda katkıların yapılabilmesi yer alıyor. Bunun dışında çocukların yaşı gereği okulunu ve eğitimini ihmal etmeksizin, bir yandan da sorumluluk ve özgüven sağlayabilmek için yaşına uygun işlerde yasal olarak ve uygun görülen kriterlerde çalışmasının sağlanabilmesi" diye konuştu. Bu konularda yapılması gereken uygulamaları çalıştayda tartışma fırsatı bulduklarını vurgulayan Şimşek, eğitimlerle birlikte insanların farkındalıklarının daha da artacağını kaydetti.

"Öğrenmenin en temel aşamasında iletişim sürecin yer alıyor"
'Çocuk ve İletişim' üzerine değerlendirmeler yapan Mersin Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ahmet Taylan, öğrenmenin en temel aşamasında iletişim sürecinin yer aldığını ve bireylerin öğrendikçe sosyalleştiğini, bu süreçte de toplum kurallarını öğrendiğini ifade etti. Çalıştayda özellikle çocuk iletişimi masasının kurulmasının önemli olduğunu vurgulayan Taylan, "Bizler de kendi alanlarımızla ilgili gelişmeleri, bu konuda çalışan uzman insanlar olarak takdirle izliyoruz. Büyükşehir Belediyesinin bundan sonraki çalışmalarına yön vermek üzere oluşturacağı stratejik planlar için; konusunda uzman kişilerden, STK temsilcilerinden, kamu kurumlarının temsilcilerinden ve biz akademisyenlerden geri dönüş istemesi ve bunları da stratejik raporlarına yansıtacak politikalara dönüştürmesi, bence çok az kurumun başarabildiği şeylerden biri. Buradaki fikirlerin belediye tarafından kullanılabilir politikalara dönüştürülmesi, her şeyden önce Mersin’e katkı sağlayacaktır" şeklinde konuştu.
Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nda (AÇEV) Baba Destek Eğitim Programı Değişim Elçisi Arslan Bozdemir, kentlilik bilincini oluşturan ortak bir dilin oluşması için, bu tip çalışmaların olması gerektiğini düşündüğünü kaydetti.

Kaynak: İHA