Çiftçilerin durumları oldukça zor

Tarımsal üretime girdilerin fiyatlarının yüksek olması nedeniyle çiftçiler tarlasını ekemez durumda kaldılar. Son yıllarda Türkiye genelinde ekilmeyen toprakların genişliği Trakya genişliğine erişmiştir. Tarım ilaçları, suni gübrelerin fiyatlarının yanına çiftçi varamaz oldu.

Örnek: Bir yıl öncesinde altmış beş lira olan Üç On Beş denilen gübrenin elli kilogramlık bir çuvalının fiyatı, bin liraya yakındır.

Üreticinin sattığı ürünlere gelince üreticilerden alınırken kilogramı on beş  liraya alınan bir ürün tüketiciye varıncaya kadar en az üç dört katına çıkıyor.

Üreticiye maliyet yüksek olunca fazla kazanç elde edemiyor, tüketici de iki, üç, bazen de daha fazla el değişen ürünün fiyatını yüksek buluyor.

Böylece üretici de tüketici de bu işten zarar etmiş oluyor.

Üretici, üretim yapmak için Ziraat Bankasından kredi çekmiş. Bunun karşılığında da tarlasını, bağını bahçesini ipotek göstermiştir. Zamanında ödenemeyen kredi borcu nedeniyle adamın birkaç dönüm tarlasına da banka el koyuyor ve sonra satıyor.

Üreticinin elindeki ve tek dayanağı olan tarlada gidince bu üretici ne yapacak?

Bankaya olan borçlarını nerede üretim yaparak ödeyebilecek?

Üreticilerin Ziraat Bankasına milyarlarca kredi borcu var.

Banka üreticilerin sorunlarına çözüm üreterek, yeni kredi açmıyor, çiftçi de gittikçe batıyor.

Ziraat Bankası çiftçileri kurtarma yerine, spor kulüplerini kurtarmak için onların borçlarını kapatacak kaynak aktarıyor.

Ziraat Bankası çiftçiye geldi mi top ofsayt, spor kulüplerine geldi mi gol.

Türkiye’de tarımın yok edilmesi milli ekonomiyi olumsuz yönde çok etkiler ve etkiledi.

Zira gıda sanayinin neredeyse tamamı tarıma dayalıdır.

Buğday üretiminin durması, un, makarna, şehriye, bulgur ve benzeri sanayi dalarına zarar verir. Şeker pancarı üretiminin yapılamaması şeker ve şekere dayalı sanayi dallarını olumsuz etkiler.

Meşrubat sanayi meyve üretimine bağlıdır.

Türkiye’nin bu coğrafyada bulunması tarım ve gıda üretimi bakımından Dünya’da birçok ülkede bulunmayan avantajlara sahip olmasının nedenidir.  Muz ve hurmanın üretiminin yapıldığı en kuzey ülke Türkiye’dir. Yaşadığımız bölge bunun en somut örneği değil mi?

Hurma ağaçları, muz bahçeleri ve birçok sebze türlerini aynı tarlada yan yana yetiştiriyoruz.

Zeytinin anavatanı Kilis ve çevresidir ve beş bin yıldır da bölge insanlarının sofrasında, mutfağındadır.

İncirin de anavatanı ülkemiz. Dünya’da ilk şarap üretimi Akdeniz Bölgesinde görülür.

M.Ö.195 yılında tarım alanını kapsayan ilk ticari antlaşma Akdeniz’in kıyı kasabası olan Nagidos (Bozyazı) ile dört kilometre doğusundaki halk arasında “Maraş Harabeleri” denilen ve şimdiki Kaledibi Mahallesinde bulunan Arsenoe Antik yerleşim yeri arasında yapılır.

Eski Grek (Yunan) Uygarlığının ortaya çıkması zeytin ve zeytinyağı üretimi ile bunların ticaretine dayanır. Akdeniz Bölgesinde kıyıya paralel uzanan Toros Dağlarının güneye bakan tarafında beş-altı yüz yükseklik rakamından aşağılarda kıyıya kadar, sayıları milyonları bulan yabani zeytin ağaçları görülür. Bölgede yolculuk yapan herkes bunlara tanık olur.

Anadolu toprakları en fazla farklı etnik kökene mensup insan topluluklarının uygarlık kurduğu topraklardır. Bu kadar farklı uygarlıkların kurulduğu topraklar belki de Dünya’nın hiçbir bölgesinde yoktur.

Bu uygarlıkların kuruluş nedeni her halde coğrafi şartların, toprakların üretime elverişli olması, üç kıta arasındaki konumu, iklim şartları olsa gerek.

Anadolu toprakları bitki türü bakımından o kadar zengindir ki!

Avrupa Kıtasının tamamında on bin beş yüz kadar bitki türü yetişirken, Türkiye’de bu sayı dokuz bin beş yüzden fazladır.

Bu kadar zengin ve verimli topraklarda uygulanan yanlış tarım politikasının sonucunda, tarım ve hayvansal ürünler ithal edecek duruma düştük veya düşürüldük.

Bunlar yetmezmiş gibi şimdi de tarımın geliştirilmesi, üretimin arttırılması için en önemli finans kaynağı olan Ziraat Bankası Spor Kulüplerine destek veriyor. Elbette bunu çiftçilere soracak değil ama asıl destek üreticiye verilerek tarımın kurtarılmasına katkıda bulunmak gerek.

Türkiye’de tarım ve hayvancılık kurtarıldığında, birçok sanayi dalının da kurtuluşuna neden olacaktır.