Çocuklar Fidanları Toprakla Buluşturdu Çocuklar Fidanları Toprakla Buluşturdu

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 22 Mart Dünya Su Günü kapsamında yaptığı basın açıklamasında, Türkiye’nin 2030 yılından sonra su fakiri ülkeler arasında yer alabileceği uyarısında bulundu. Bayraktar, iklim değişikliği ve nüfus artışı gibi nedenlerle su kaynaklarının alarm verdiğini belirterek, özellikle tarımda suyun etkin kullanımının sağlanması gerektiğini ifade etti.

Bayraktar, Birleşmiş Milletler tarafından bu yıl “Buzulların Korunması” temasıyla anılan Dünya Su Günü’nün suyun gelecek nesillere zarar görmeden aktarılması açısından büyük bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Su kaynaklarının çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlik ilkesiyle korunması gerektiğini belirten Bayraktar, mevcut politikaların yetersiz kaldığını dile getirdi.

Tarımda Su Kullanımı En Yüksek Seviyede

Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de en fazla suyun tarım sektöründe kullanıldığını söyleyen Bayraktar, artan gıda ihtiyacıyla birlikte tarımsal su talebinin daha da artacağını kaydetti. Türkiye’de sulanabilir arazi potansiyelinin 10,5 milyon hektara ulaşabileceğini ancak şu an 7,2 milyon hektarın sulandığını belirten Bayraktar, sulama randımanının artırılması için acil yatırımlara ihtiyaç olduğunu söyledi.

Türkiye'nin yıllık tüketilebilir su potansiyelinin 112 milyar metreküp olduğunu ifade eden Bayraktar, bunun yüzde 77’sinin tarımsal sulamada kullanıldığını, geri kalan kısmın ise sanayi ve içme suyu olarak tüketildiğini açıkladı.

İklim Değişikliği ve Kuraklık Tarımı Tehdit Ediyor

İklim değişikliği nedeniyle su kaynaklarında azalma yaşandığını, yağış rejimindeki düzensizliklerin, sıcaklık artışının ve kuraklığın üretimi doğrudan etkilediğini belirten Bayraktar, “1308 metreküp olan kişi başı su potansiyelinin 2030 yılında 1000 metreküpün altına düşmesi bekleniyor. Bu durumda Türkiye, su fakiri ülkeler kategorisine girebilir” dedi.

Tarımın iklim değişikliğinden en çok etkilenen sektör olduğunu belirten Bayraktar, üretim takvimindeki değişikliklerin verim kaybı ve maliyet artışıyla sonuçlandığını ifade etti.

Sulama Planlamasında Eksiklikler Var

Başta İç Anadolu, Ege ve Çukurova olmak üzere birçok bölgede sulama suyu sıkıntısı yaşandığını belirten Bayraktar, Sulama Birliklerinin barajların doluluk oranı yetersizliği nedeniyle su kullanımında kısıtlamaya gittiğini söyledi. Aydın ve Denizli’de tarım arazilerinin yüzde 50’sine su verileceği kararı alınmasının üretim planlarını sekteye uğrattığını ifade eden Bayraktar, çiftçilerin bu tür kararlar öncesinde bilgilendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Özellikle pamuk ve mısır gibi suya duyarlı ürünlerin ekimini yapan çiftçilerin büyük zarara uğrayacağını söyleyen Bayraktar, bu çiftçilerin banka borçlarının ertelenmesi ve ilave destek sağlanması gerektiğini savundu.

Modern Sulama İçin Teşvik Şart

Bayraktar, suyun stratejik bir kaynak haline geldiğini vurgulayarak, vahşi sulama yöntemlerinden vazgeçilmesi gerektiğini söyledi. Modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması için teşvik ve kredi desteklerinin artırılması gerektiğine işaret eden Bayraktar, “Bu sistemlerin kurulumu maliyetli. Çiftçilerimizin bu sistemlere geçişini kolaylaştırmak için kamu kaynakları seferber edilmelidir” dedi.

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Konya Ovası Projesi (KOP), Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu projelerinin tamamlanmasının da büyük önem taşıdığını ifade eden Bayraktar, eski ve işlevsiz sulama altyapılarının da yenilenmesi gerektiğini belirtti.

Desteklemeler ve Hizmet Bedelleri Gözden Geçirilmeli

Tarımsal sulama hizmet bedellerindeki artışların çiftçiyi zorladığını belirten Bayraktar, bu bedellerin geçen yıl olduğu gibi yüzde 50 indirimle desteklenmesi çağrısında bulundu. Artan sulama ücretleri, elektrik ve mazot fiyatlarının çiftçileri sulu tarımdan uzaklaştırdığını ifade eden Bayraktar, tarımda sürdürülebilirliği sağlayabilmek için üretim maliyetlerinin azaltılması gerektiğini vurguladı.

Bayraktar, açıklamasının sonunda, “Suyun kamu malı olduğu gerçeğinden hareketle, korunması ve tasarrufuna azami riayet edilmesi olmazsa olmazımızdır” diyerek su kaynaklarının geleceği için toplumun her kesimine sorumluluk çağrısı yaptı.

Kaynak: Tahir Karaman