Muğla'nın Milas ilçesi İkizköy Mahallesi'nde yer alan Akbelen Ormanı'nda devam eden ağaç katliamına karşı bir araya gelen 308 kurum, ortak bir açıklama yayımladı.
Aralarında Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı odalar ve Türk Tabipler Birliği (TTB) siyasi partiler, kadın hakları ve toplumsal cinsiyet, ekoloji, kent, emek ve demokrasi mücadelesi veren 308 kurumun açıklamasında, yetkililere 'sorunun çözümü için ivedilikle harekete geçilmesi' çağrısında bulunuldu.
'GÖZALTI KARARLARINA SON VERİLSİN'
Açıklamada, 'Akbelen Ormanı'ndaki abluka kaldırılsın, kesim kararı durdurulsun! Protesto hakkını kullanarak ormanı ve yaşam alanlarını korumaya çalışanlara yönelik uygulanan şiddete ve gözaltı kararlarına son verilsin' denildi.
'HALKIN TALEPLERİ HİÇE SAYILIYOR'
Madenciliğinin bölgeye geri dönüşü mümkün olmayan zararlar vereceği aktarılan açıklamada, 'Bilim insanları tarafından da tespit edilmesine rağmen bu 'kirli enerji' yönetim modeli için üstün kamu yararından vazgeçiliyor. Yörede yaşayan halkın talepleri hiçe sayılıyor' ifadelerine yer verildi.
308 kurumun imzacı olduğu açıklamanın tamamı şöyle:
'İkizköylüler, Muğla, Milas'ta kömür madenciliğine karşı Akbelen Ormanı'nı ve yaşam alanlarını korumak için yıllardır direniyor. Milas ve Yatağan'daki üç kömür yakıtlı termik santral ve onlara yakıt sağlamak için açılan kömür ocakları Muğla'nın tarım alanlarını, ormanlarını yok ediyor, havasını, suyunu kirletiyor. Erken ölümlere, hastalıklara yol açıyor. Konuya ilişkin yapılan çalışmalarda madenciliğinin bölgeye geri dönüşü mümkün olmayan zararlar vereceği bilim insanları tarafından da tespit edilmesine rağmen bu 'kirli enerji' yönetim modeli için üstün kamu yararından vazgeçiliyor. Yörede yaşayan halkın talepleri hiçe sayılıyor. Milas'taki kömür ocakları işletme ruhsat sahası içerisinde 60 köy bulunuyor. Şu ana kadar ruhsat sahası içinde kalan köylerden 8'i tamamen 15'i ise kısmen yok edildi. Bölge halkı yıllardır kömür sebebiyle yaşam alanlarını, geçim kaynaklarını kaybediyor, büyük bir hak gaspına uğruyor. Bunlar yetmezmiş gibi 24 Temmuz'da bölgeye kolluk kuvvetleri eşliğinde girilerek Akbelen Ormanı'nda ağaç kesimine başlandı. Hafta başından beri devam eden kesimleri durdurmak isteyen köylüler ve yaşam savunucuları ise kolluk kuvvetlerinin şiddetine maruz kaldı ve ve ablukayla karşılaştı. Biber gazı ve tazyikli sularla, coplarla yapılan müdahaleler devam ediyor.
İktidara sesleniyoruz:
● Himaye ettiğiniz Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki olan YK Enerji bilimsel gerçeklere rağmen planlı olarak kamuoyunu yanıltıyor ve Akbelen Ormanı'nı kömür için feda ediyor. Biliniz ki halkın çıkarı şirketlerin karından üstündür. Bu sorumlulukla hareket etmek, sesimizi duymak, Akbelen'i korumak zorundasınız!
● Tüm Akdeniz havzası kontrol edilemeyen orman yangınlarıyla mücadele ederken, sıcak hava dalgaları gün geçtikce daha dayanılmaz hale gelirken, Türkiye'nin birçok bölgesi aşırı hava olaylarının yarattığı kuraklık, sel gibi afetlerle boğuşurken, doğal bir yutak alanını fosil yakıtlar için gözden çıkarmak tarihi, trajik bir hatadır! İklim kriziyle gerçek anlamda mücadele bakanlık ismine 'iklim değişikliği' ekleyerek olmaz, ormanların korunmasıyla, kömüre veda edilmesiyle olur.
Ülke olarak bilimsel olmayan ve ekosistem yararını öncelemeyen çevre politikaları nedeniyle kirlilik ve sağlık problemleriyle boğuşuyor, doğa tahribatının artması ile gıda güvencesizliği ve ekonomik problemlerle karşı karşıya kalıyor, afetlere açık hale gelen yaşam alanlarımızda büyük bir tedirginlikle yaşıyoruz. Biz yıllardır Türkiye'de ekoloji, emek ve demokrasi mücadelesi veren örgütler olarak, İkizköylülerin yanında olduğumuzu bildiriyor, tüm yetkilileri sorunun çözümü için ivedilikle harekete geçmeye çağırıyoruz: Akbelen Ormanı'ndaki abluka kaldırılsın, kesim kararı durdurulsun! Protesto hakkını kullanarak ormanı ve yaşam alanlarını korumaya çalışanlara yönelik uygulanan şiddete ve göz altı kararlarına son verilsin! Akbelen Ormanı'ndan vazgeçmiyoruz, yaşamı ve doğayı savunuyoruz!'