İçişleri Bakanlığı’nın Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum ataması, hukuk camiasında büyük yankı uyandırdı. Türkiye genelinde 34 baronun ortak imzasıyla yayımlanan açıklamada, kayyum uygulamalarının artık istisnai bir tedbir olmaktan çıktığı, sistematik bir yönetim pratiğine dönüştüğü vurgulandı. Açıklamada, yürütmenin yargı yetkisini aşarak seçimle göreve gelen yöneticileri mahkeme kararı olmadan görevden almasının hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığı ifade edildi.
"Seçim İradesine Müdahale Sistematik Hale Geldi"
Ankara, İstanbul, İzmir ve Diyarbakır barolarının da aralarında bulunduğu 34 baro, yayımladıkları metinde, halkın sandıkta verdiği iradenin yok sayılmasının demokrasiye ağır bir darbe vurduğunu belirtti. Açıklamada, belediye başkanlarının ancak bağımsız ve tarafsız bir yargı süreci sonunda mahkeme kararıyla görevden alınabileceği hatırlatılarak, kayyum atamalarının bu ilkeyi açıkça ihlal ettiği vurgulandı.
Metinde şu ifadelere yer verildi:
📌 "Halkın iradesine yönelik sistematik bir müdahale söz konusudur. Bu durum, demokratik mekanizmaların fiilen ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir."
📌 "Seçilmiş yöneticilerin yerine atanan bürokratlarla yerel yönetimler işlevsiz hale getirilmektedir."
📌 "Hukukun temel ilkelerine aykırı bu süreç, yurttaşların demokratik haklarını kullanmasını engellemekte ve yerel yönetimlerin bağımsızlığını tehdit etmektedir."
"Hukuk Güvenliği Açısından Vahim Sonuçlar Doğuruyor"
Barolar, Türkiye’nin hukuk devleti niteliğini zedeleyen bu uygulamanın kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, Anayasa’nın 38. maddesinde yer alan "Suçluluğu mahkeme kararıyla kesinleşmedikçe kimse suçlu sayılamaz" ilkesinin ihlal edildiğini belirtti. Yargı süreci tamamlanmadan yapılan görevden alma işlemlerinin hukuk güvenliği açısından ciddi sonuçlar doğurduğuna dikkat çekildi.
Ortak açıklamada, kayyum uygulamalarının sona erdirilmesi gerektiği vurgulanarak, şu ifadeler kullanıldı:
📌 "Kayyum politikası artık bir istisna değil, sistematik bir yönetim anlayışı haline gelmiştir."
📌 "Bu durum, hukuk güvenliği açısından vahim sonuçlar doğurmakta ve demokratik sürecin işleyişini engellemektedir."
📌 "Yerel yönetimlerin bağımsızlığını korumak ve halkın sandıkta ortaya koyduğu iradeye sahip çıkmak adına tüm hukuki süreçlerin takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz."
Türkiye’de daha önce de birçok belediyeye kayyum atanmış, bu uygulamalar geniş çaplı tartışmalara neden olmuştu. Hukukçular ve insan hakları örgütleri, seçimle gelen yöneticilerin mahkeme kararı olmaksızın görevden alınmasının hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı olduğunu belirterek, kayyum atamalarının sona erdirilmesi çağrısında bulunuyor.