Ahmet Sütcü
Ramazan ayının bitişi ve bayram arifesinde, birçok kişi sevdiklerinin mezarlarını ziyaret etme geleneğini yerine getiriyor.
9 Nisan Salı günü, arefe günü olarak idrak edilirken, bu özel günün manevi hazzını yaşayan müminler, "Arefe günü mezarlığa gidilir mi?" sorusuna cevap arıyorlar. İslam inancına göre, arefe ve bayram günleri de dahil olmak üzere kabir ziyaretleri tavsiye edilen, ölümün hatırlanması ve kabirdekilerden ibret alınması gereken önemli günlerden biridir.
Hz. Peygamber’in örnek aldığı ve sünnet olarak belirtildiği üzere, kabirleri ziyaret etmek, orada yatanlar için dua etmek ve ölümü hatırlamak, müminler için manevi bir pratik olarak öne çıkar.
Bu ziyaretler, özellikle Cuma, Cumartesi, arefe ve bayram günlerinde yapılması müstahab olan eylemlerdendir.
Ancak, kabir ziyaretlerinde İslam'ın temel prensipleri ve tevhid anlayışına aykırı davranışlardan kaçınılması gerektiği vurgulanır. İslam dininde, kabrin başında aşırı gösterilerde bulunmak, kabre dokunarak adeta taparcasına hareketler yapmak, ölen kişilere beşer üstü nitelikler atfetmek ve onlardan medet ummak doğru bulunmaz. Bunun yerine, ziyaretin sade ve huzurlu bir şekilde, dua ve ibretle gerçekleştirilmesi önerilir.
Tevhid inancını esas alan İslam dini, ölülerden yardım dileme veya onlardan bir şeyler beklemenin imanla bağdaşmayan bir tutum olduğunu belirtir. Arefe günü mezar ziyareti, bu çerçevede, yakınlarını kaybedenler için manevi bir sığınak ve onları rahmetle anma fırsatı sunar.
Böylece, Arefe günü gerçekleştirilen mezar ziyaretleri, İslami öğretiler ışığında, saygı ve huzur içinde yerine getirilen bir geleneğe dönüşerek, bayram öncesinin manevi hazırlığını tamamlar. Bu ritüel, aynı zamanda müminler arasındaki birlik ve beraberliği pekiştiren bir unsur
