Tuğçe Dokumacı

Son aylarda Türkiye’de kadınlara, çocuklara ve hayvanlara yönelik şiddet vakalarında gözle görülür bir artış yaşanıyor. Bu durum, toplumda infial yaratırken aynı zamanda hukuk sisteminin bu tür suçları önleme ve cezalandırmadaki etkinliğini de sorgulatıyor. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Mersin Şube Başkanı Avukat İsmail Bozkurt, mevcut yasaların caydırıcılığı, yargı süreçlerinde yaşanan eksiklikler ve reform ihtiyacı hakkında değerlendirmelerde bulundu. Bozkurt, hukukun korunmasız bireylere destek olma çabasında yetersiz kaldığını belirtirken, kadın, çocuk ve hayvan haklarının korunması için kapsamlı yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu vurguladı.

KADIN HAKLARI TANZİMAT DÖNEMİ’NDEN BUGÜNE GELEN BİR MÜCADELE”

Kadın haklarına yönelik yasal düzenlemelerin tarihsel arka planını açıklayan Bozkurt, bu mücadelenin Tanzimat Fermanı ile atılım yaptığını belirtti. 1839’da Tanzimat Fermanı’nın ilanından bu yana kadın hakları konusunda çeşitli ilerlemeler yapılmış olsa da, Bozkurt’a göre bu alandaki en büyük dönüm noktası, 1926’da Türk Medeni Kanunu’nun kabulüyle sağlandı. Kadına yönelik suçların önlenmesinde İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun'un önemine vurgu yapan Bozkurt, “6284 sayılı Kanun, şiddet mağduru kadınları koruma açısından hayati önemdedir. Ancak bu yasa hakkında olumsuz bir kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor ve bazı kesimler yasanın kaldırılmasını savunuyor. Oysa ki bu yasa sayesinde birçok kadının hayatta kalması sağlanıyor,” ifadelerini kullandı.

“5395 SAYILI ÇOCUK KORUMA KANUNU ÇOCUKLARI GÜVENDE TUTUYOR”

Çocuk haklarına yönelik yasal düzenlemelere değinen Bozkurt, Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun, çocukları şiddetten korumada büyük önem taşıdığını belirtti. Bozkurt, “5395 sayılı Kanun, çocukların fiziksel, psikolojik ve sosyal güvenliklerini sağlamak için en önemli düzenlemelerden biridir,” diyerek, aynı zamanda 6284 sayılı Kanun’un da çocuklar için etkili olduğunu ifade etti. Çocuklara karşı işlenen suçların gerçekten caydırıcı olabilmesi için infaz düzenlemelerinde önemli değişiklikler yapılması gerektiğini belirten Bozkurt, “Çocukların can güvenliği, hukuk sistemimizin en temel önceliklerinden biri olmalıdır,” dedi. Çocuklar, karşı işlenen suçlarda yargılamaların daha hızlı sonuçlanabilmesi gerektiğinin altını çizen, Bozkurt “Çocuklar, toplumun en korunmasız bireyleridir. Bu nedenle, çocuklara yönelik suçlar özel mahkemelerde ve hızlandırılmış süreçlerle ele alınmalıdır,” şeklinde konuştu.

“HAYVANLAR TCK KAPSAMINA ALINMALI”

Hayvan hakları konusunda yasal düzenlemelerin yetersizliğine dikkat çeken Bozkurt, Türkiye’de hayvan haklarıyla ilgili en önemli düzenlemenin 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu olduğunu ancak bu kanunun sahipsiz hayvanları yeterince koruyamadığını belirtti. “TCK kapsamında hayvanlar hâlâ bir mal gibi görülüyor ve hayvana zarar vermek, daha çok hayvan sahibine karşı işlenen bir suç olarak değerlendiriliyor,” diyen Bozkurt, hayvanlara yönelik şiddetin çoğunlukla idari para cezalarıyla geçiştirildiğini ifade etti. Toplumda hayvanlara karşı yeterli bir bilinç olmadığını söyleyen Bozkurt, sahipsiz hayvanlara yönelik şiddetin artmasına ve hatta sokak köpekleri üzerinden soykırım yapılmasının mümkün hale geldiğine dikkat çekti. Bozkurt, “Her türlü hayvana karşı işlenen suçlar, sahipli ya da sahipsiz ayrımı yapılmaksızın hapis cezası ile cezalandırılmalı; böylece caydırıcı bir etki yaratılmalıdır,” diyerek Türk Ceza Kanunu’nda yapılması gereken düzenlemelerin önemini vurguladı.

“İYİ HAL İNDİRİMİ SUÇLULARI CESARETLENDİRİYOR”

Türk Ceza Kanunu’nda sıkça uygulanan “iyi hal indirimi” hakkında da görüşlerini paylaşan Bozkurt, mahkemelerin suçluları cezalandırırken pişmanlık duygusu yerine sanığın adli sicil kaydını dikkate aldığını belirtti. “Mahkemeler, iyi hal indirimi yaparken sanığın adli sicil kaydını göz önüne alıyor ve bu durum, şuçların şahsileştirilmesini engelliyor,” ifadelerini kullanan Bozkurt, iyi hal indiriminin suçları önlemede caydırıcı bir etkisi olmadığını savundu. Özellikle kadın ve çocuklara karşı işlenen suçlarda infaz düzenlemelerinin daha caydırıcı hale getirilmesinin önemine dikkat çeken Bozkurt, “Kadınlara ve çocuklara karşı işlenen suçlarda infaz indirimi uygulanmamalıdır. Bu grupların korunması için daha ağır infaz düzenlemeleri yapılmalı ve bu suçlar için özel mahkemeler kurulmalıdır,” dedi.

HUKUK SİSTEMİNDE GÜÇLÜ REFORMLARA İHTİYAÇ VAR

Dünyanın "En Uzun ve En Kısa Kadını" İlk Kez Bir Araya Geldi Dünyanın "En Uzun ve En Kısa Kadını" İlk Kez Bir Araya Geldi

Kadınlara, çocuklara ve hayvanlara yönelik şiddet vakalarının artması, Türkiye’deki yasal düzenlemelerin bu dezavantajlı grupları korumada yetersiz kaldığını açıkça ortaya koyuyor. Avukat İsmail Bozkurt, hukuk sisteminde derinlemesine bir reforma ihtiyaç olduğunu ifade ederek, “Mevcut yasal düzenlemelerin uygulamada yetersiz kaldığı görülüyor. Daha caydırıcı infaz düzenlemeleri, özel ihtisas mahkemelerinin kurulması ve yargı süreçlerinin hızlandırılması gibi adımlar, şiddet vakalarının önlenmesi adına son derece önemli,” dedi. Bozkurt, kadın, çocuk ve hayvan haklarının korunmasına yönelik yapılacak hukuki düzenlemelerin yalnızca yasal çerçevede kalmaması gerektiğine dikkat çekerek, “Toplumda bu konularda bilinç yaratmak ve yargı sisteminde etkili uygulamalar sağlamak, adaletin gerçek anlamda işlemesi için olmazsa olmazdır,” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Tuğçe Dokumacı