İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik 19 Mart’taki operasyonun ardından Türkiye finans piyasalarında başlayan dalgalanma, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) döviz rezervlerine ağır bir fatura çıkardı. TCMB, döviz kurundaki yükselişi frenlemek amacıyla yaptığı satışlarla dört işlem gününde toplam 27,8 milyar dolarlık rezerv kaybı yaşadı.
Tek Günde 11,2 Milyar Dolarlık Satış
Merkez Bankası’nın günlük bilanço verilerine göre, rezervlerdeki en sert düşüş operasyonun gerçekleştiği 19 Mart Salı günü yaşandı. Bu tarihte TCMB’nin net döviz pozisyonu 11,2 milyar dolar azaldı. Bu rakam, son yıllarda tek bir günde gerçekleşen en büyük döviz rezervi erimesi olarak kayıtlara geçti.
Üç Günde 26,6 Milyar Dolar Buhar Oldu
TCMB’nin döviz satışları 20 Mart Perşembe günü 3 milyar dolar, 21 Mart Cuma günü ise 12,4 milyar dolarlık ek kayıpla devam etti. Böylece yalnızca üç işlem gününde toplam 26,6 milyar dolarlık rezerv kaybı yaşandı. 24 Mart Pazartesi günü ise düşüş nispeten sınırlı kalarak 1,2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
26 Mart’ta Doğrudan Satış Yok
Bankacılık kaynakları, pazartesi ve salı günleri döviz satışlarının önceki günlere kıyasla daha düşük seviyelerde olduğunu belirtirken, 26 Mart Salı günü doğrudan bir satışın gerçekleşmediğini ifade etti. Bu durum, Merkez Bankası’nın rezervler üzerindeki baskıyı azaltma ve daha sınırlı müdahale stratejisi izlemeye başladığını gösteriyor olabilir.
Siyasi Kriz Ekonomik Kırılganlığı Derinleştirdi
Ekonomistler, rezervlerdeki bu sert erimenin temelinde 19 Mart’ta yaşanan siyasi gelişmelerin bulunduğuna dikkat çekiyor. Gözaltı kararının ardından artan belirsizlik ortamı, dövize olan talebi artırarak TL üzerindeki baskıyı yoğunlaştırdı. Merkez Bankası’nın bu baskıyı sınırlamak adına agresif müdahalelerde bulunduğu değerlendiriliyor.
Ne Olmuştu?
19 Mart 2025’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen soruşturma kapsamında yapılan operasyonlar, kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştı. Gözaltı süreciyle başlayan gerilim, yalnızca siyasi arenada değil, ekonomik piyasalarda da ciddi sarsıntılara yol açtı. Özellikle döviz kuru üzerindeki baskının artması, TCMB’yi olağanüstü müdahalelere zorladı.