Süreci tek cümleyle “Sürücü kontrolündeki otonom sürüş yeteneği olan araçlar döneminden,
kontrolün tümüyle araçlarda olduğu yeni ulaşım dönemine geçiyoruz.” Olarak özetliyordu Elon
Musk…
Musk son yıllarda dünyanın en çok konuşulan birkaç isminden biri…
Twitter uygulamasına 40 milyar dolar ödeyip alması bile küresel anlamda çok önemli bir gelişmeydi
ve Musk şimdiden girişimciliğiyle teknoloji çağının fenomenleri arasında lider olarak ta
tanımlanabilir…
ABD 5 Kasım 2024 günü ülke tarihinin en kritik başkanlık seçimlerinden birine giderken, Musk’ ın çıkıp
Trump’ a açık destek vermesi ve daha da önemlisi Başkan seçilirse Trump kabinesinde yer alacağını
açıklaması onu alıştığımız iş adamlarından çok daha farklı bir yere konuşlandırıyor…
Sırf bu politik duruşu nedeniyle bile Musk, başlı başına ele alınıp üzerinde makaleler yazılması
gereken bir isim…
Ama ben bugün geçtiğimiz hafta Musk’ ın düzenlenen lansmanda bizzat tanıttığı üç üründen birini,
robotaksiyi ele alacağım…
Musk direksiyon ve pedalları olmayan Robotaksi ile geldiği tanıtım toplantısında arabanın 2027
yılından önce yollara çıkacağını ve satış fiyatının 30 bin dolar altında olacağını anlatarak başladı
sözlerine…
Araba görünüm itibariyle de Uzay Yolu dizilerinin esintilerini taşıması bakımından da oldukça
etkileyici…
Aslında Musk sürücüsüz otonom arabayı sanki dünya yollarına çıkacak ilk araç gibi sunuyor ancak
gerçek böyle değil…
Çin’ li Baidu şirketinin Apollo Go adını verdiği Robotaksi yıllardır Çin’ in pek çok kentinde özel
uygulamasıyla hizmet vermekte…
Baidu aslında yapay zekâ alanında faaliyet gösteren ve Google arama motorunun Çin versiyonunu
geliştirip kullanıma açan şirket…
2103’ te binlerce yazılımcının çalıştığı şirkete ait Araştırma Enstitüsünde başlattığı geliştirme projesi
kapsamında Apollo Go’ yu 2018’ de tamamladı ve bu otonom taksiler o günden beri Çin’ in çeşitli
kentlerinde hizmet veriyor.
Şirketin Çin’ de asıl rağbet gören aracı ise 14 kişilik (8 oturan+6 ayakta yolcu) midibüs olarak
tanımlanabilecek küçük toplu taşıma aracı…
Baidu yanına aldığı çeşitli ortaklardan oluşan konsorsiyum desteğiyle 2018’ den beri iki ayrı tesiste
Apolong midibüslerini üretiyor ve Çin’ in çeşitli eyaletlerinde bu araçlar yıllardır yolcu taşıyor…
Baidu’ nun izinden gittiği küresel arama motoru Google de otonom araç piyasasının parlak geleceğini
gördüğü için son yıllarda sektöre yoğun yatırım yapıyor. Şirketin geliştirdiği Google Waymo adlı
sürücüsüz taksiler San Francisco, Phoenix gibi kentlerde yaygın olarak hizmet verirken Los Angeles ve
Austin’ de de hazırlıkların tamamlandığı şirket tarafından duyuruldu…
Anlattıklarım sürecin bir yüzü, bir de otonom araçlara karşı duyulan tepkilerin ortaya çıktığı öbür yüzü
ve medyanın gündemine oturan ciddi tartışmalar var…
Ağustos 2023’ te Kaliforniya Kamu Hizetleri Komisyonu (CPUC) Google’ a ait Waymo ve General
Motors’ un satın aldığı Cruise gruplarınca üretilen iki sürücüsüz otonom arabaya daha önce verdiği
‘sadece geceleri trafiğe çıkma iznini’ 24 saate çıkaran kararı onayladı…

Kararın ardından Los Angeles kamuoyu ikiye bölündü.
Bir grup arabaları desteklerken, bir başka grup trafik özellikle de yaya güvenliği gerekçesiyle karşı
çıkıyor…
Karşı çıkanların arasında kendilerine KUKA adını veren bir grup otonom araçların hareketini sağlayan
kameraların görüşünü engelleyen eylemlere de başlamış durumda..
Karşı çıkanların savunduğu argümanların başında, toplumun henüz bu tür araçlara hazır olmadığı ve
engellilerin bu taksilere binip inerken yaşadığı sorunlar geliyor…
Oysa görme engelli pek çok kişi UBER ve benzeri taksileri kullanırken şoförler tarafından tacize
varacak muameleyle karşılaştıklarını söylüyor.
İşin bir de hukuki boyutu var…
San Francisco Baş Savcısı, son dönem üretimi süren binlerce arabanın yollara çıkması sonucu
kontrolsüz büyümeden halkın zarar göreceği iddiasıyla otonom arabalara izin veren CPUC’ u uyarma
gereği duydu…
Waymo yetkilileri güvenlik endişelerini verilerle giderip eleştirileri şöyle yanıtlıyor:
‘Şirketin arabaları bugüne kadar 2 milyon mil (yaklaşık 3,2 milyon km) tam otonom sürüş
gerçekleştirmesine karşı tek bir yaya veya bisikletli dahi zarar görmedi. Ortaya çıkan az sayıdaki
kazaların tümünde de karşıdaki tehlikeli araç kullanan ve kuralları ihlal eden sürücülerin hatalı olduğu
ortaya çıktı…
Aslında tartışmalar ve ardından başlayan eylemler, biraz da 19. Yüzyıl sonlarında dokuma sektörü
makineleşirken, işlerini kaybetme korkusu yaşayan İngiltere’ deki zanaatkârların başlattığı LUDDİTE
hareketini çağrıştırıyor…
Ludizm olarak literatüre giren eylemlere katılanlar makineleşme sürecini, makineleri kırarak
engelleyeceklerine inanıyorlardı…
Tarih, ludistleri değil makineleşmeyi savunanları haklı çıkardı…
Sancılı da olsa er veya geç yine benzer sonuçla karşılaşacağız…
İçten yanmalı otomotiv dönemi sona eriyor…
Uğruna onca savaşın yaşandığı kan ve gözyaşına bulanmış petrolün en önemli enerji kaynağı olduğu
paradigma çökerken bambaşka bir dünyanın eşiğindeyiz…
Sürecin nereye doğru evrildiğini yaşayarak öğrenecek insanlık…