Ayhan Kızıltan, [email protected], Mersin 20 Nisan 2024

Uğurola Mersin, uğurola Türkiye…

Parlamenter Sisteme Dönüş fikrine ne oldu?

Yerel Seçimler sonuçlanana kadar Parlamenter Sisteme geçiş gündemdeydi…

Altılı Masanın en önemli gündemiydi!

Hatta Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem konuşuluyordu.

Yerel Seçim sonuçlarından sonra Parlamenter Sisteme geçiş artık konuşulmuyor.

İktidara uzanan ipin ucu göründü gibi…

Bu ipin diğer ucunda müthiş bir cazibe var: TÜRKİYE USULÜ CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ.

Parlamenter Sistem yerine CHP’de Cumhurbaşkanı Adayı kimler olabilir üzerine ciddi tartışmalar sürüyor kamuoyunda.

İran-İsrail çatışması ortaya çıkınca kamuoyu birden bire bu çatışmaya döndürdü yüzünü.

Cumhurbaşkanlığı Sisteminde güçlü bir Cumhurbaşkanlığı koltuğu varken kim ne yapsın Parlamenter Sistemi?

Öyle ya, Milletvekilleri güçlü, etkili ve saygın olacak, TBMM güçlenecek, gündem kapalı kapılar ardında değil TBMM’nde tartışılarak belirlenecek, kanunlar kanun hükmünde kararnamelerle değil toplumu kapsayacak ve Anayasaya uygun şekilde TBMM’nde çıkacak, sorunlar TBMM’nde tartışılıp çözülecek, Bakanlar Kurulu TBMM içindeki Milletvekillerinden oluşacak, Hükümet Kabinesi tüm Türkiye’yi yansıtacak, Hükümet Cumhurbaşkanlığı Hükümeti değil Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olacak…

Böyle bir ortamda Başbakanlık yapmak zor olur doğrusu, her şeyin iki dudak arasından çıkacak talimatlarla halledilebileceği güçlü bir Cumhurbaşkanlığı Sistemi varken ne gerek var Parlamenter Sisteme, hem de Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme!

Benim düşüncem Parlamenter Sistem, hem de iki parlamentolu!

Milletvekillerinden oluşan Meclis ve Üniversite Mezunu Senatörlerden oluşan Senato.

Tek adamlı bir sistem olan bu Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile alınan hızlı kararlar pompalandığı gibi Türkiye’yi uçuramadı.

Arkasında seçmen olmayan atanmış Bakanlar memurluktan öteye geçemedi…

Türkiye’de, tartışarak kapsayıcı uzlaşabilme kültürünü önümüzdeki nesillerin hayrı için oluşturmamız gerekir, bu kültürü özümsememiz gerekiyor artık.

Seçenler, seçtiklerini görev başında görmek istiyor; onlara oyları ile güç veren seçmenler, seçilenlerin bu gücü toplum için kullanmalarını istiyor…

GÜÇLÜ TÜRKİYE…

Türkiye’yi güçlü yapacak Türkiye Halkıdır!

Yapay ayrıştırmalardan sıyrılıp doğru ve gerçekçi bakış açısıyla seçim yapmalıdır.

Bunun da yolu, önceliğimizin Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Bayrağı olduğunu benimseyip özümsemektir.

Halkımız kendine geldi, gücünün farkına vardı!

Halk getirebildiği gibi gönderebileceğini de anımsadı artık…

İşte halkın gücü budur; beğenmezse gönderir, daha iyi yapacakları getirir…

Onlar da yapamazsa onları da gönderir, başkalarını getirir!

İşte böyle böyle siyasetçiler de daha iyi yapmaya zorlanır ve daha iyisini yapmak için çabalar…

MESAJI ALDINIZ MI???

Yakın bir arkadaşımın, Mustafa’nın, her anlattığı konunun sonunda sorduğu gibi: MESAJI ALDIN MI, MESAJI?

Biz de sevgili Mustafa gibi soruyoruz: Mesajı aldınız mı, mesajı?

Yerel Seçimlerde geriye düşen siyasi partilerin liderleri halkın bize verdiği MESAJI ve DERSİ ALDIK diyorlar.

İyi de aldığınız mesaj ve dersi de açıklayın lütfen!

Halk bilsin anlamış mısınız, anlamamış mısınız?

Bir yandan da bazı siyasi liderler, aslında biz başarılıyız diyor; belli ki mesajı da dersi de almamışlar.

Kamuoyu habire tartışıyor halk şu mesajı verdi, bu dersi anlattı, aslında bunu demek istedi, falan…

Ama mesajı ve dersi alanlar ne anladıklarını bir türlü söylemiyor.

BİR BAŞKA MESAJ…

Bir başka mesaj da Yerel Seçimlerden birinci çıkan partiye…

Bak arkadaş işler iyi gitmiyor, sabrımız buraya kadarmış…

Verdiğimiz oylarla sana şu mesajı verdik: muhalefet psikolojisinden sıyrılıp kendini Türkiye’yi yönetmeye hazırla artık!

İstanbul, Ankara, Mersin, İzmir gibi kentlerde gösterdiğiniz belediyecilik yönetimi ve belediye başkanlarının tutumları bize umut verdi.

Çok kapsamlı ve gerçekçi bir program hazırla gel karşımıza!

Tüm Türkiye’yi kucaklayıp birleştireceğine inandır bizi!

Gelir eşitsizliğini ve adaletsizliğini gidereceğine inandır bizi!

Sağlıkta, eğitimde, sosyal yaşamda ilerici reformlar yapacağına inandır bizi!

Sosyal ve ekonomik gelişimi kırsaldan başlatacağına inandır bizi!

Hesapsız harcamaların telafisinin bizden çıkarılmayacağına inandır bizi!

Hukuk ve yargının adaleti sağlayacağına inandır bizi!

Her türlü kayıt dışılığa, kanunsuzluğa, kaçakçılığa, tefeciliğe, kara paracılara meydan vermeyeceğine inandır bizi!

Toplumun çıkarlarını kişisel çıkarların üstünde tutacağına inandır bizi!

Çevreyi koruyacağına, betonlaşmayı azaltacağına inandır bizi!

Türkiye’yi liyakatli kadrolarla yöneteceğine inandır bizi!

Türkiye’nin kaynaklarını adil ve etik bir şekilde değerlendireceğine inandır bizi!

Planlı kalkınmayı yeniden önceliğe alacağınıza inandır bizi!

İş dünyasının önünü açıp teknoloji, sanayi, tarım, turizm, lojistik, dış ticareti geliştireceğine inandır bizi!

Ailemizi sadakalarla değil, çoluğumuzun çocuğumuzun meslek ve iş sahibi olup çalışarak geçineceğimize inandır bizi!

İnsan onuruna layık yaşamamızı sağlayacağına inandır bizi!

Tam bağımsız bir Türkiye oluşturacağına inandır bizi!

Özgür ve çağdaş insanların yaşadığı bir Türkiye oluşturacağına inandır bizi!

İnancımız başta olarak hassas değerlerimizi kullanmadan siyaset yapacağına inandır bizi!

Hassas değerlerimizin zenginliğimiz olduğunu kabul ettiğine inandır bizi!

Hassas değerlerimizi birbirleriyle karşıtmış gibi gösterip bu değerler üzerinden ayrışma ve çatışma ortamı yaratmayacağına inandır bizi!

Demokrasiyi tüm kurumları ve kurallarıyla işleteceğine inandır bizi!

Cumhuriyetin kurucu değerlerini yeniden benimseyip gelişmiş uygarlığa sapmadan yol alacağımıza inandır bizi!

Devletin ne idüğü belirsiz cemaat ve tarikat yapılanmalarından arındıracağına inandır bizi!

Türkiye’yi Parlamenter Sisteme döndüreceğine inandır bizi!

Hakimiyetin kayıtsız şartsız millette olduğuna inandığına inandır bizi!

Çok iş var, çok!

EN ÇOK MESAJI DA YEREL SEÇİMLERDEN BİRİNCİ ÇIKAN PARTİYE VERDİ SEÇMEN…

Haydi hayırlısı…

Hoşça kalın, haftaya yine buradayız…