Bir zamanlar idare edilen, suskun olan, seyirci durumundaki vatandaş artık başka yerlerde olup bitenleri daha iyi izliyor, istenirse yapılabilecek-lerin farkında. Talep ve beklentileri daha belirgin. Onu yuvarlak sözler değil de aldığı somut hizmet ve onu alış tarzı ilgilendiriyor.
Asfalt kaplamak ve yol yapmak temel belediyecilik hizmetlerindendir. Bu işlerle övünmek halkın parası ile halka caka satmaktır. Belediye başkanları yerleşim birimini marka yer yapacak özgün projeleriyle övünebilir.
Belediye hizmetlerinin değerlendirilmesinde yaratılan yeni yeşil alanlar, dikilen ağaç sayısı ve çevre düzenlemeleri ağırlıklı etkiye sahip olmalıdır.
Tüm yerel yöneticiler, belediye hizmetlerinin kentin her yerinde, aynı standartta ve kesintisiz olarak sağlanmasını ve kent halkının tamamının bu hizmetlerden yararlanma hakkına sahip olduğunu kabul ederek göreve başlamalıdır.
Yerel yönetimler, çalışan insanların, yetenek, kararlılık ve heyecanlarının köreltildiği yerler olmamalıdır. Kim ne derse desin hizmet sunumu sonunda insan kaynağına dayanmaktadır. Yerel yönetimlerin varoluş nedeni de yerel yönetime
aktivite kazandıran da insandır.
Yerel yönetimler erken çocukluk dönemi dediğimiz 3-6 yaş arası okul öncesi çocuk merkezlerine önem vermeli. Çocuklar bu yaşlarda davranış, çevre, trafik, oyun, müzik ve paylaşmayı çok kolay kavramaktadır. Çocuklar 5 yaşına geldiğinde beyin gelişiminin %90'ı tamamlanır.
Parklara, yeşil alanlara, botanik bahçelerine, denize erişim, sağlıklı ve gelişen toplumlar için hayati önem taşımaktadır. Gelişmiş ülkelerde çağdaş belediyecilik anlayışının yüzyıllar önce başlaması demokratik değerlerin gelişmesine ciddi katkılar sunmuş. Hesap verebilirliği, yeniliği ve sürekli iyileştirmeyi merkeze alan bir yönetim kültürünü yaşatmışlar.
Hepimizin içinde bulunduğumuz çevreyi daha yaşanabilir bir yer haline getirme isteği var. Fakat bu istek pek yaşam fırsatı bulamıyor. Ezberci bir öğretim sistemi, söz dinlemeye dayalı bir aile yetişme yapısı, risk almayı desteklemeyen bir iş dünyası hep birlikte tüm yaratıcılığı alıp götürüyor.
Ne güzel söylemiş Şems-i Tebrizi: 'Düzenim bozulur, hayatımın üstü altına gelir' diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını.
Ahmet Akın - Yeminli Mali Müşavir
MTSO Yüksek İstişare Kurulu Üyesi