Ego ve benlik aynı anlamlı kavramlar mıdır?
Varlığımızın en iç kısmına benlik, benliğimizin hemen dışındaki çepere ise ego denir. Benlik doğuştan gelir ve her bireyin kendine özgü eşsizliğini ifade eden ruhsal kimliğine karşılık gelir. Ego ise daha sonradan ortaya çıkıp; gelişim gösterir. Benlik bireyseldir; ego ise toplumsaldır. Ego, varlığımızın topluma bakan yönüyle etkileşim içindedir. Yani ego, birey-birey ve birey-toplum etkileşmesinin neticesinde ortaya çıkar ve aktive olur.( Egoya yapılacak diğer bir tanımda şu olabilir; Ego, toplumun bizde inşa ettiği yapay benliğe denir.)
Ve ego sonradan ortaya çıkmasına rağmen doğuştan getirdiğimiz benliğimizi pasifize eder ve insanın yönetimini ele geçirir. İnsanın kendi doğasına yabancılaşmasının ve doğal olarak bunun neticesinde mutsuz olmasının kökeninde; bu ele geçiriliş öyküsü vardır.
Tepki ve yanıt arasındaki temel fark nedir?
Tepki; bireyin dışarıdan gelen bir uyarana karşı verdiği farkındalık dışı ve ilkel doğamızın eseri olan reaksiyona denir. Tepki de bilinçli hareket yoktur. Bilinçaltı devrededir. Ve bu sebeple de birey, bir nevi esaret deneyimi yaşar. Çünkü karşı tarafın geliştirdiği aksiyona karşı bilinçsizce verilen bir reaksiyon vardır. Ve diğer bir ifadeyle kişinin geliştirdiği reaksiyonu, karşı tarafın aksiyonu belirlemektedir. Burada bu ilişkinin öznesi uyaran kişidir; uyarılan birey değil.
Yanıtta ise bilinç aktiftir; Bilinçaltı edilgendir. Kişi özgür iradesi ve derin farkındalığıyla etkin ve reaktiftir. Bu yüzden de bazen yanıt; hiçbir reaksiyon vermemektir; bazen de her yönüyle doyurucu bir cevap sunmaktır. Kısacası eylemin öznesi uyarılandır ve bu seçiminde de uyaran dahil hiçbir dışsal faktör asıl belirleyici değildir.
Savunma mekanizması nedir ve çeşitleri nelerdir?
Savunma mekanizmaları, Psikanaliz’in kurucusu Sigmund Freud tarafından belirlenmiştir. Savunma mekanizmaları bireylerin onları kötü hissettiren olay ve düşüncelerden kaçınmak için geliştirdikleri kalıp davranışlardır. Freud, insanların bu kaçınma davranışlarını, derin üzüntülerden, suçluluk ve öfkeden ve aynı zamanda büyük utançlardan kurtulmak için bilinçdışı olarak gerçekleştirdiğini söylemektedir. Tüm insanların doğasında bulunan bu mekanizmalar, sık kullanıldığında ya da yerleşik bir kullanıma dönüştüğünde ciddi bir psikolojik soruna dönüşür. Bu mekanizmaların asıl ortaya çıkış nedeniyse yönetilemeyen anksiyete(kaygı) faktörüdür. Sağlıklı yönetilemeyen anksiyete, ego üzerinde büyük bir baskı oluşturur. Ve ego da bu baskıdan kurtulmak veya bu baskının olası etkilerini azaltmak için savunma mekanizması veya savunma mekanizmalarını kullanır. İnsanların büyük oranda kendi doğalarına ve kendi öz benliklerine yabancılaşmasının ve egonun kontrolüne girmesinin kökeninde de, bu mekanizmaların sık kullanımı vardır. İnsanların en sık kullandığı savunma mekanizmaları şunlardır:
1-İnkar Etme, 2-Bastırma, 3-Yansıtma,
4-Regresyon(Gerileme) 5-Yüceltme,
6-Rasyonelleştirme(Mantığa Büründürme),
7-Yer Değiştirme, 8-Karşıt Tepki Kurma,
9- Bölme, 10-Yapma ve Bozmadır.