Bahar, doğanın yeniden doğuşu, insan ruhunun tazelenişidir. Kışın soğuk ve gri günlerinden sonra gelen bu mevsim, umutların yeşerdiği, kalplerin ısındığı bir dönemin habercisidir. Çiçekler açar, kuşlar şarkı söyler, toprak mis gibi kokar. Güneşin ilk ılık dokunuşları, içimizi de aynı doğa gibi uyandırır.
Baharın gelişi sadece doğada değil, insan ruhunda da bir kıpırtıya yol açar. Kışın ağırlığı, yorgunluğu ve durağanlığı yerini hareketliliğe bırakır. Sabahları daha neşeli uyanırız, pencereden içeri süzülen ışık bizi hayata biraz daha sıkı bağlar. Bahar, umutla eşdeğerdir. İnsan, hayallerini hatırlar, yarım bıraktığı işleri tamamlama isteği duyar, yeni başlangıçlar için cesaret toplar.
Sokaklar baharla birlikte canlanır. Parklarda çocuk sesleri yankılanır, seyyar çiçekçiler kaldırım köşelerinde renkli tezgâhlarını açar. Bahar, paylaşmaktır aynı zamanda; bir dostla yapılan uzun bir yürüyüş, bir balkonda içilen kahve, bir gülümsemenin daha içten hissedilmesi...
Ancak baharın duygusu, sadece neşeden ibaret değildir. Melankoli de getirir bazen. Geçmişin izleri, özlemler, eski baharlardan kalan anılar, baharın tazeliği içinde kendini hissettirir. Ama belki de bu yüzden bahar bu kadar özel, bu kadar derindir. Çünkü içinde hem coşkuyu hem de hüznü barındırır.
Bahar, bize zamanın akıp gittiğini ama her yeni başlangıcın yeni bir umut taşıdığını hatırlatır. Doğanın döngüsü gibi biz de kendimizi yenileyebilir, geçmişin yüklerinden arınıp geleceğe daha hafif adımlarla yürüyebiliriz. Çünkü bahar, sadece bir mevsim değil, bir ruhtur; onu hisseden herkes için yeni bir başlangıçtır.🌸