Mersin Ekonomi Zirvesi adı altında yapılan çalışmalara, harcanan emeklere baktıkça 'sahipsiz Mersin' söyleminin ne kadar isabetli bir tespit olduğu daha iyi anlaşılıyor…
Sahipsiz çünkü çok eskilere gitmeye gerek yok, son 20 yılda bugünkü zirvelere benzer tarifsiz emekler harcayarak o kadar çok çalıştay, zirve yapıldı ki, niteliğini ve güncelliğini koruyan o girişimler sonucu arpa boyu mesafe kat edilmemişken, yenileriyle ne murat ediliyor, ne amaçlanıyor? Meçhul…
Mersin’ de toplumsal hafıza eksikliğinin yarattığı en ciddi sorunlardan biri de, geçmişte yapılanlar etkin biçimde saklanmadığı için, yeni herhangi bir çalışma amacıyla yola çıkan her şeyi sıfırlayıp deyim yerindeyse tarihi kendisiyle başlatıyor..
Örnek mi?
Yıl 2006: Mersin, AB fonlarından sağlanan kaynaklarla yeniliği temel alan ekonomik kalkınma yaklaşımı çerçevesinde bölgenin yenilik kapasitesinin arttırılması amacıyla Valilik, MTSO, Üniversite gibi kurumlar öncülüğünde RİS Mersin projesini tamamlar.
Yıl 2009: Dönemin ekonomi bakanı Tüzmen talimatıyla ve dudak uçuklatan paralar ödenerek RİS’ te hedeflenen 3 sektöre yönelik Master planları hazırlanır. 
Yıl 2016: RİS Mersin ile bir adım ilerleyemeyen Mersin bu kez yine Valilik, Büyükşehir Belediyesi, MTSO ve Üniversite öncülüğünde “RİS Plus” çalıştayı düzenler. 
Birileri cebini doldururken, çay kahve muhabbetiyle tüketilen 20 yıl..
Özetlersek; ‘benim oğlum bina okur, döner döner yine okur...’ halleri…
**
Mersin' in son 20 yılına baktığımızda, dünyadaki onca değişime, gelişmeye karşın kentin ekonomik anlamda temel sorunlarının çözüm bir yana ağırlaşarak sürdüğünü görüyoruz…
Bir çırpıda temel sorunları sıralayıp yapılanlara göz atalım ve soralım:
-Kente faz atlatacak Konteyner terminal liman projesi tamamlandı mı? Hayır
-Narenciyenin dış pazar, ürünün çeşitlendirilmesi, alternatif yeni pazarlar bulunması, fazla ürünün işlenerek değerlendirilmesi sorunları çözüldü mü? Hayır.. (aksine 20 yılda içinden çıkılamaz hale geldi. Artık para etmeyen ürün nedeniyle bahçelerin önemli bölümü kesilip betona teslim ediliyor)
-Turizm konusunda 2006' da Antalya' ya alternatif bölge olarak belirlenen Mersin' de bu alanda gelişme sağlandı mı? Hayır.. (bu alanda da Kazanlı-Seyhan turizm bölgesi bir yana Kazanlı-Tarsus bölgesi bile akaryakıt dolum tesislerine teslim edildi)
-Taşımacılık konusunda gerekli adımlar atıldı mı? Hayır... (Örneğin lojistik köy projesi ne oldu?)
Kentin milli gelirini iki katına çıkaracak konteyner terminal limanı hayali bir daha canlanmamak üzere kaybolup giden, narenciye sektörü yerlerde sürünen, turizm bölgelerini balık çiftliklerinin ve akaryakıt dolum tesislerinin aldığı, lojistik sektöründe arpa boyu yol gidememiş Mersin' de sanki bu konular bugüne kadar hiç konuşulmamış, tartışılmamış gibi şimdi 3-5 kişinin peşine düşmüş Kent Zirveleriyle havanda su dövüyoruz..
Bir sözüm de bugünkü MTSO yönetimine...
Lokomotif olmanız gereken kentte arka vagona razı olacağınıza keşke 2010' da dönemin ekonomi bakanı Kürşat Tüzmen döneminde odanızın ve Valiliğin öncülüğünde hazırlanan tarım, turizm, taşımacılık, ticaret master planlarını arşivden indirip göz atsaydınız.
Baktığınızda hiç bir şeyin değişmediğini, yeniden zaman harcayıp havanda su dökmektense dünya para harcanan ve birilerinin küpünü doldurmaktan başka işe yaramayan o master planların fayda/zarar anlamında envanterini çıkarsaydınız.
Ve son söz iyi niyetle bu zirveye önem atfedenlere...
Ekonomi zirvesi hazırlıklarının Ticaret Bakanı Ömer Bolat' ı Mersinde ağırlayıp kentin sorunlarına çözüm bulması amacıyla yapıldığı sır değil.
Kentin ekonomik sorunları değişmese de ülkede rejim değişti ve Bakanların icraat anlamında hiç bir etkileri kalmadığını her gün yaşayarak görüyoruz.
O nedenle bizim köyde sağırlar birbirini ağırlar misali etkisiz kapıları çalacağınıza daha etkin yöntemler bulun..
Ve unutmayın, siz zirvelerle uğraşırken MİP atı alıp tozu dumana katarak Üsküdar bir yana Ankara' ya bayrak dikti..