(Geçen haftadan devam) Samsun’un havza ilçesinde Sovyetler Birliği heyetiyle Yapılan bu gizli görüşmeler sonucunda Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Vladimir İ. Lenin, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’daki ve İstanbul’daki İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgallerine karşı anti-emperyalist bir ulusal kurtuluş savaşı başlatmak ve kazanılacak olan zaferin ardından halk egemenliğine dayalı bağımsız bir cumhuriyet kurmak için yola çıktığını anlamıştır. Bu nedenle, Gazi Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki anti-emperyalist kurtuluş savaşına her konuda kayıtsız şartsız destek olacağı sözünü vermiştir. Böylelikle, ilk diplomatik görüşmesini gerçekleştirmiş olan Gazi Mustafa Kemal Paşa, ilk uluslararası yardım ve desteği sağlama başarısını elde etmiştir. Bu gelişmenin ardından Gazi Mustafa Kemal Paşa, Ankara’daki Kolordu Komutanı Ali Fuat Cebesoy’a şifreli bir telgraf çekerek, isim belirtmeden “arkadaşlarla birlikte” Havza’ya gelmelerini istemiştir. Bunun üzerine Ali Fuat Paşa, İstanbul’dan Ankara’ya gelmiş olan Rauf Orbay ve bazı Kolordu görevlileriyle birlikte atların çektiği yaylı arabalarla Havza’ya gitmek üzere yola koyulmuştur. Ancak bu sıralarda, Havza civarlarındaki Rum ve Ermeni çete faaliyetleri ile Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın etrafındaki İngiliz ajan faaliyetleri artmıştır. Bir saldırı veya suikast tehlikesi sezinleyen Gazi Mustafa Kemal Paşa, durumun taşıdığı aciliyet nedeniyle, 12 Haziran 1919 günü tan yerleri ağarırken, karargâhıyla birlikte kimseye görünmeden Amasya’ya gitmek üzere sessizce yola koyulmuştur. Ankara’dan hareket eden Ali Fuat Paşa, Rauf Orbay ve beraberindekiler ise, Sungurlu-Çorum-Merzifon güzergâhını takip ederek 19 Haziran 1919 günü vardıkları Amasya’da Gazi Mustafa Kemal Paşa ile buluşmuştur. Mustafa Kemal’in, karargâhını Amasya’da kurması da nedensiz değildir. 1919 Yılı Mayıs ayının son günlerinde, Merzifon’da görevli İngiliz Yüzbaşı Solter komutasındaki bir grup İngiliz Askeri Amasya’ya gelmişler; Amasya hapishanesinde yatan Rum, Ermeni, İtalyan ve Hintli mahkûmları zorla hapishaneden çıkartarak yanlarına almışlar ve Amasya’nın merkezindeki saat kulesine bir İngiliz bayrağı çekmişlerdir. Bunun üzerine Amasya halkı, İngilizlere karşı ayaklanmıştır. Ayaklanmadan korkan Yüzbaşı Solter, askerleriyle birlikte hızla Amasya’yı terk etmiştir. Saat kulesindeki İngiliz bayrağı, Amasya halkı tarafından indirilmiştir. Bu olayı öğrenen Gazi Mustafa Kemal Paşa, herhangi bir İngiliz müdahalesinde Amasya halkının kendi yanında yer alacağı öngörüsüyle ve stratejik olarak da güvenli olması nedeniyle toplantı yeri olarak Amasya’yı belirlemiştir. 12 Haziran 1919 günü Amasya’ya gelen Gazi Mustafa Kemal Paşa, burada halkın coşkun gösterileriyle bir kurtarıcı gibi karşılanmıştır. Amasya Genelgesi, 5. Kafkas Tümeni’nin karargâhı olan Saraydüzü Kışlasının mahzenindeki, az güneş alması nedeniyle “karanlık oda” denilen odada Gazi Mustafa Kemal, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy ve Refet Bele paşaların katılımlarıyla birlikte hazırlanmış, Mustafa Kemal Paşa’nın yaveri Cevat Abbas’ın eliyle kaleme alınmıştır. Amasya Tamimi hazırlanırken görevi gereği Erzurum’da bulunan Kazım Karabekir Paşa, yapılan telgraf görüşmeleri sonucunda genelgeye onay vermiştir. Yurdumuzu işgal eden emperyalist işgalcilere ve ülkeyi yüz yıllar boyunca çağdışı bir hanedan yönetimiyle, baskıyla ve zulümle yöneten Osmanlı Padişahlarına karşı başkaldıran Anadolu halkının devrim bildirisi olan Amasya Tamimi’nin etkileri çok sarsıcı olmuştur. Bu bildirgenin yayınlanmasıyla birlikte İstanbul hükümeti tarihinde ilk kez yok sayılmış, tarihin ilk anti- emperyalist savaşı olan Ulusal Bağımsızlık ve Kurtuluş Savaşımız resmen ilan edilmiştir. Büyük bir tarihsel öneme ve etkiye sahip olan “Amasya Tamimi” işlevlerini tamamladıktan sonra tarihin tozlu raflarına kaldırılıp orada unutulmaya terk edilen yazılı bir belge değildir. Canlılığını ve güncelliğini hala korumaktadır. Uluslararası alanda, VATANIN BÜTÜNLÜĞÜNE VE MİLLETİN BAĞIMSIZLIĞINA YÖNELİK BİRTAKIM TEHLİKELİ gelişmeler olduğunda ve MİLLETİN BAĞIMSIZLIĞINI KURTARABİLMEK İÇİN YİNE MİLLETİN AZİM VE KARARINA ihtiyaç duyulduğunda akla gelen ilk belge yine “Amasya Tamimi” olmaktadır. Yakın tarihimizde her zaman “Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye” ideali ve özlemi duyan yurttaşlarımızın esin kaynağı olmaya devam etmektedir. Halkımızın, anti-emperyalizm, tam bağımsızlık, özgürlük ve demokrasi mücadelesinin simgeleşmiş bir ifadesi olan Şanlı “Amasya Tamimi”nin ilan edilişinin 105. Yıldönümü kutlu olsun.