Hayatın hengamesi, işlerin koşturmacası derken çoğu zaman kendi iç sesimizi duyamaz hale geliyoruz. Gün içerisinde hep bir yerlere yetişme telaşı, yapılacaklar listesi ve bitmek bilmeyen işler arasında iç sesimizi susturuyor, onu duymaktan kaçıyoruz. Halbuki, iç sesimiz bize hep orada olduğumuzu hatırlatan, yaşamımıza anlam katan o küçük rehber. Belki de ihtiyacımız olan tek şey, ona kulak vermek.

İç sesimiz ne diyor? Çoğu zaman en basit şeyleri, hayatı gözden kaçırmamamızı istiyor. Bazen sadece “Dur ve nefes al” der. Günlük yaşantımızda, düşüncelerimizin karmaşası arasında kendimizi dinlemeyi unuturuz. Dışarıdaki seslere o kadar çok kulak kabartırız ki, içimizden gelen o naif fısıltıyı işitemez oluruz. Hayallerimizi, endişelerimizi, en içten arzularımızı dile getiren iç sesimize kulak verebilsek belki de kendimizle çok daha barışık oluruz.

Her gün bir koşuşturmanın içinde kaybolurken içimizdeki ses bize sık sık “Mutlu musun?” diye sorar aslında. Bu soru hep oradadır. Sadece çoğu zaman ona cevap vermekten çekiniriz. Çoğunlukla bu soruya dürüstçe cevap verecek cesareti bulamayız. Peki, neden?

Belki de iç sesimizi dinlemek, içimize dönmek demektir ve bu cesaret ister. Kendimizle yüzleşmek, belki de görmezden geldiğimiz gerçeklerle karşılaşmak anlamına gelir. Başarı, mutluluk ve huzur arayışında çoğu zaman iç sesimizi bastırırız; belki de en çok kendi huzurumuz için susturduğumuz bu sesi tekrar duyabiliriz.

İç sesimize kulak vermek demek, kendimize şefkat göstermek demektir. Kendi kendimize söylediğimiz her sözcük, kendimizle kurduğumuz her diyalog bize bir şeyler öğretir. Kimi zaman sabretmeyi, kimi zaman affetmeyi ve bazen de sadece olduğumuz gibi kabul etmeyi. İç sesimiz bize yaşamın en gerçekçi yanlarını, en saf haliyle sunar. Duyalım ya da duymayalım, o hep bizimle.

Bu yüzden belki de zaman zaman iç sesimize kulak verip ona şu soruyu sormalıyız: “Nasılsın, gerçekten nasılsın?” Kendi içimize bir yolculuk yapmak, içimizdeki sesle baş başa kalmak bizi her zamankinden daha güçlü kılacaktır.

Her şeyin gelip geçici olduğu bu hayatta, belki de kalıcı olan tek şey, kendimize gösterdiğimiz bu samimiyettir.